İskenderun/SES
Öğünç ve Baydemir, dernek adına yaptığı açıklamada şunları belirtti: 'Yarasalar memeli hayvandır ve tıpkı insanlar gibi yavrularını doğurmaktadır. Yavrular annenin göğüs kısmına tutunarak süt emerler. Anne gece besin arayışında iken yavruyu mağara ya da tünellerde bırakır. Beslenerek tüneğine dönen anne kendi yavrusunu bulup emzirir. Ülkemizde 41 yarasa türü yayılış göstermektedir ve bu türler genellikle tek yavru doğurmaktadır. Doğan yavrular kılsız olup gözleri kapalıdır. Belli bir büyüklüğe gelinceye kadar süt ile beslenmek zorundadır. ´Yarasa kozası ya da yarasa kesesi bulma´ amacıyla mağaralara bilinçsizce girildiğinde ışık ve gürültüye karşı oldukça hassas olan ve olumsuz etkilenen yarasalar yavrusunu bırakarak geri dönüşümsüz mağarayı terk edecek ve yavru da beslenemediği için ölecektir. Dişi yarasalar doğumdan sonra koloni oluşturarak yavrularına bakarlar, anne sütü olmadan yavruların bir kese ya da koza içinde büyümesi imkansızdır. Bu keseler muhtemelen mağarada yaşayan örümcek türlerine ya da çulhakuşuna aittir. Mağaracılık Federasyonu tarafından bazılarının da çamura bulanmış şişme balonlar olduğu belirtilmiştir. Ülkemizde bulunan 41 yarasa türünün hepsi koruma altındadır. Özellikle yavrulu dişi koloniler ile kış uykusundaki koloniler rahatsız edildiğinde kolonideki bireyler olumsuz etkilenecektir. Hâlbuki özellikle böcekle beslenen yarasalar zararlı böceklerin mücadelesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Yarasalara zarar verildiği tespit edildiğinde gerekli makamlar tarafından yasal işlemler uygulanacaktır. '