50 bin zeytin ağacı alanına 74 konut dikilecek

Akın Bodur/Arsuz
Arsuz'un Beyköy Mahallesi sakinleri, mahalle sınırlarında olan içinde 50 bin zeytin ağacı bulunan hazineye ait 520 dönüm arsaya, 6 Şubat depremlerinde yıkılan 74 konutun (köy evi) yapılmasının planlandığını belirtti. 74 köy evinin yapılmak istendiği zeytinlik alanın bir kısmı 1960'lı yıllarda 'heyelan bölgesi' ilan edilmiş. Depremde evi yıkılan ya da ağır hasar alan depremzedelerin evinin yapılması istenilen alan da 'heyelan bölgesi' kapsamında.

240 parselin bulunduğu 520 dönüm arazinin tamamı hazineye ait durumda. Ancak, yöre sakinleri 30 yılı aşkın süreyle oraya ektiği fidanla bölgeyi zeytin bahçesine çevirmiş. Mahalle çevresinde hazineye ait ağaçsız daha büyük yer varken, mahalle içinde kalan ve 40'ın üzerindeki sakinin ecri misil yöntemiyle tarım yaptığı alanın yok edileceğini, deprem mağduru olanların şimdi de işlerini, ekmek kapılarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Arsuz Kaymakamı Hacı Hasan Gökpınar ile görüşen ve durumu anlatan Beyköy Mahallesi sakinleri, sonuç alamadıklarını ifade ederek, siyasilerden ve hükümetten sorunlarına çözüm bulunmasını istedi.

50.000 zeytin ağacı zarar görecek

İlgili ve yetkililerden bilgi alamayan mahalle sakinleri, CİMER'e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) yaptığı başvuru ile sorunlarını aktarmış ve yardım istemiş. Hatay'ın büyükşehir olmadan önce 'köy olan' ve büyükşehir sonrası 11 yıl önce mahalleye dönüştürülen kırsal alandaki yerleşim alanlarından Beyköy'de, farklı alanlarda üniversite eğitimi alan genç kızlar, büyüklerine yol göstermeye çalışıyor.

Nüfusun yüzde 70'i geçimini o araziden sağlıyor

Beyköy Mahallesinden 30'un üzerindeki sakinin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne yaptığı başvuruyla sorunlarını aktarmış. Mahalle sakinleri, CİMER'e yaptığı başvuruda "Köyümüzde yapımına başlanacak olan köy evleri için yaklaşık 50.000 zeytin ağacı zarar görecektir. Hak sahipleri de dahil bütün köy bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Çünkü köyümüze yapılması düşünülen evlerin yerinden başka tarım yapabileceğimiz arazimiz yoktur. Bu durum, köyde yaşayan halkı ekonomik açıdan büyük bir sıkıntıya sokacaktır. Köyde yaşayan halkın geçimini sağladığı ve köy evlerinin yapımının planlandığı araziden başka köy halkının geçim kaynağı yoktur. Köyde yaşayanların yüzde 70'i çiftçi olup, geçimini bu araziden sağlamaktadır. Yetkililere arz eder, bir heyet gönderilmesini talep ederiz" ifadesine yer verildiği öğrenildi.

“Kimse bilgi vermiyor”

Beyköy Mahallesi Muhtar Azası Erdoğan Günay (46), "Mahallenin ortasına yapılacağı belirtilen bu konutları hiçbir bilgimiz yok. Haberimiz yok. Kimse bilgi vermiyor. Birileri gelip gidiyor, ölçüm yapıyor, bilgi almak istediğimizde kimse bilgi vermiyor ya da bilmediklerini söylüyor. Ne olacağını bilmiyoruz. Kaymakamı da aradık, görüştük bilgi alamadık ama 'burayla ilgili karar çıktı, onaya gitti' ifadesini kullandı. Partilerin ilçe başkanlarına sorduk, onlar da 'bizim de bilgimiz yok' dedi" diye konuştu.
74 köy evinin yapılması istenilen 520 dönüm zeytin alanı yerine muhtarlık olarak mahallenin Karadağ bölgesindeki (Değirmen mevki) 774 dönümlük 158 nolu parsel değirmen mevki; Tuzludağ mevkindeki 803 dönümlük 104 nolu parseli de önerdiklerini anlatan muhtar azası Erdoğan Günay, "Değirmen mevkindeki alanın konut yapılacak yer olarak belirlendiği açıklanmıştı. Ancak, söylentilere göre bir kişi devreye girmiş ve oradan vazgeçilmesini sağlamış. Bunun üzerine 520 dönümlük zeytinlik alanına gelmişler" görüşünü kaydetti.  

“Çocukları nasıl okutacağım?”

Beyköy sakinlerinden Deniz Şanlı (44) da "Zeytinlerimiz gidiyor biz mağduruz. Çünkü başka geçim kaynağımız yok. Eşlerimiz köylü ve ayrıca bir işi yok, çalışmıyor. Aralarında rahatsız olanlar da var. Ektiğimiz zeytinlere güvenerek borçlanıyoruz. Zeytin ağaçları sayesinde borçlarımızı ödüyoruz, çocuklarımız büyütüp, okutabiliyoruz. Bu zeytinler elimizden giderse biz ne yaparız? Çocuklarımdan biri okuyor biri de üniversiteye hazırlanıyor. Bir oğlum da nişanlı. Düğün için zeytine güveniyorum ama zeytin giderse ben bu çocuğu nasıl evlendireceğim? O çocukları nasıl okutacağım? Kızım üniversiteyi kazanırsa onu nasıl okuması için yollayacağım? Zeytin giderse bunların hiçbiri olmayacak. Eşim de çalışmıyor. Çok mağdur olacağız" dedi.

Fidanı bakanlık vermiş, köylü zeytin ekmiş

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, 1990'lı yıllarda yörede yaşayanlara zeytin fidanı dağıtarak, zeytin üretimine teşvik ettiğini, neredeyse çıplak arazinin 520 dönümlük zeytin bahçesine dönüşmesini sağladıklarını anlatan Cemal Günay, "Bakanlık o dönemde zeytin fidanı verdi ve 'alın bunları ekin, büyütün, toplayın, yeyin' yaklaşımıyla işsiz köylüye iş imkanı verdi. Yıllardır o fidanları büyüttük, arsalara ecri misil ödedik, şimdi de konut yapılmak istendiği söyleniyor. Mahalle çevresinde oradan çok daha büyük ağaçsız, çorak sayılacak arsa varken, binlerce zeytin ağacının olduğu yere konut niye yapılmak isteniyor? Devletin ve yöre halkının bunda ne kazancı olacak?" değerlendirmesini yaptı.

“Mağduriyeti gidermek için başka bir mağduriyet yaşatılmamalı”

6 Şubat depremlerinde evinin yıkıldığını, deprem mağduru olduğunu anlatan mahallede oturanlardan  Songül Şanlı (43), "Zeytin bahçesine yapılacak 74 konutun hak sahiplerinden biri de benim. Depremde evimiz çok ağır hasar aldı, daha sonra yıkıldı. O günler çok zordu. Halen atlatamadık. Şimdi de elimizden ektiğimiz zeytinlikler alınmak isteniyor, tarlalarımız gidiyor. Bahçemiz, tarlamız elimizden giderse, oraya ev yapılsa dahi yapılacak evin bedelini nasıl ödeyeceğiz ki? Ödeyemeyiz. Çünkü tarlamız, bahçemiz elimizden giderse ödeyecek durumumuz olmaz. Ayrıca, orada o kadar insan mağdur olduktan sonra o evin de bize hiçbir faydası da olmaz. O  kadar ahla alınan bir ev faydalı bir ev değildir. Biz çok mağdur olduk. Beyköy olarak gerçekten çok büyük bir sıkıntıdayız. Şu an hem hak sahibiyim hem tarlası gidenlerden biriyim. 16 yıllık evliyim. Eşim bütün gençliğini o bahçeye vermiş, ceza ödemişiz. Oralar elimizden alınır, işimiz olmazsa ne yapacağımızı, nasıl geçineceğimizi, ev yapılsa bile ev için istenecek parayı nasıl ödeyeceğimizi bilmiyorum. Çoğu kişi de ödeyemez zaten. Bir mağduriyeti gidermek için başka bir mağduriyet yaşatılmamalıdır" dedi.