79 yıldır milli sınırda

Antakya/SES

Hatay´ın Türkiye Cumhuriyeti Devletine katılışının 79. yıldönümü dün kutlandı. Hatay´ın anavatana katılışının yıl dönümü nedeniyle çeşitli etkinlikler de düzenlendi. Tayfur sökmen´in ilk ve tek cumhurbaşkanı olduğu eski Hatay Devlitinin parlamentosu, 79 yıl önce aldığı kararla Türkiye´ye katılmıştı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün “Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde esir kalamaz” diyerek başlattığı bağımsızlık mücadeles, Türkiye Cumhuriyeti´nin bir ili olmayı devlet olmaya tercih eden Hatay, 79 yıl önce farklı kökenden milletvekillerinin oybirliği ile anavatanın bir parçası oldu.
Antakya´daki Cumhuriyet Meydanı´nda düzenlenen tören, Atatürk Anıtı´nda Gürcistan Halk Dansları Ekibinin folklor gösterisi ile başladı. Hatay Valiliği, Garnizon Komutanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı Atatürk Anıtı´na çelenk sunup, saygı duruşunda bulunduğu ve İstiklal Marşı´nın okunduğu törene, Hatay Valisi Erdal Ata, İskenderun 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Tevfik Erkan Olgay, Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkan Lütfü Savaş, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kılınç, Vali Yardımcıları Nursal Çakıroğlu, Aydın Tetikoğlu ve Erol Özkan, 2. Hudut Alayı Komutanı Albay Ahmet Gürbüz, Defne Kaymakamı Nevzat Şengök, İl Jandarma Komutanı Albay Uğur Ertekin, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci ile kurum müdürleri, Kuvayi Milliye ile şehit ve gazi dernekleri temsilcileri de katıldı.

Kutlama töreni, Antakya Şehitliği´nde devam etti. Buradaki törende, Şehitler Anıtı´na çelenkler sunuldu, Şehitlik Şeref Defteri´ni imzalayan Hatay Valisi Ata, deftere şunları yazdı: 'Aziz şehitlerimiz, yüce milletimiz binlerce yıllık tarihi boyunca zor dönemlerde destanlar yazan bir bağımsızlık tutkusuna sahiptir. Büyük bir sadakatle vatanına bağlı olan Hatay halkı, 79 yıl önce kendisine vurulmak istenen esaret zincirini kırmış ve şanlı tarihinde yeni bir sayfa açmıştır. Türkiye Cumhuriyeti´nin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün ´Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde esir kalamaz´ diyerek sahip çıktığı Hatay, Milli Mücadele´nin ilk kurşununu atarak, Ata´sının bu mücadelede yalnız olmadığını tüm dünyaya ilan etmiştir. Üstün bir sadakat ve vatanseverlik ile bu topraklar için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizin gösterdiği yüksek karakter, bugün de yüreklerimiz de mevcuttur. Hatay´ın ana vatana katılışının 79´uncu yıldönümü vesilesi ile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, canlarını bu topraklar için veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhunuz şad olsun.”

Cumhurbaşkanı mesaj gönderdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Hatay´ın Türkiye´ye katılışının yıldönümü nedeniyle mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu if adelere yer verdi: 'Kararlı bir şekilde yürütülen barışçı ve akılcı politikalar sayesinde 79 yıl önce Hatay´ın ana vatana katılması, Cumhuriyet´in ilanından sonra aziz milletimizin en önemli kazanımlarından biri olmuştur. Bu anlamlı gelişme siyasi ve diplomatik bir başarı olarak ülkemizin tarihinde önemli yer edinmiştir. Bağımsız Hatay Parlamentosu´nun Hatay´ın kaderini ana vatan kaderiyle birleştiren kararıyla, Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini şiar edinen ülkemizin uluslararası camiadaki saygınlığı ve etkinliği artmıştır. Tarih boyunca kadim medeniyetlerin merkezi olan farklı dinleri, kültürleri ve anlayışları bünyesinde barındıran Hatay, kardeşlik ve barış içinde bir arada yaşama idealimizin sembollerinden biridir. Hataylıların hür iradesiyle gerçekleşen kucaklaşma, aziz milletimizin birlik ve beraberliğini her şeyin üstünde tuttuğunun göstergesi olmuştur.79 yıl önce olduğu gibi bugün de, ortak değerlerimiz etrafında kenetlenerek, geleceğe aynı azim ve kararlılıkla yürüyoruz. Hatay´ın ana vatana katılmasının yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ve Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olmak üzere bu milli dava uğruna çaba harcayan herkesi rahmetle yâd ediyor; Hataylıları ve bütün vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum.”
Şehitlerin ruhu için Kuran-ı Kerim´in okunduğu şehitlik ziyaretinde, vali Ata ve törene katılan protokol üyeleri, şehit kabirlerine karanfiller bıraktı ve şehit yakınları ile sohbet etti.
Hatay Valisi Erdal Ata, Hatay´ın Türkiye´ye katılışının 79. yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesajında şunları belirtti: ' Bulunduğu konum itibariyle stratejik öneme sahip bir coğrafyada bulunması nedeniyle tarihte yaşamış sekiz ayrı medeniyete ait zenginlik unsurlarını üzerinde barındıran Hatay, bir tarih ve kültür bahçesidir. Tarihten gelen zenginliğini karşılıklı hoşgörü ve sevgi iklimiyle buluşturmayı başaran Hatay ilimiz, dünyada eşine az rastlanır bir güzelliği yaşatmayı başarabilmiş özel bir ilimizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün ´40 asırlık Türk yurdu ecnebi elinde esir kalamaz´ diyerek üstlendiği Hatay meselesi; 2 Eylül 1938 tarihinde Hatay Devleti´nin kurulmasına kadar devam eden süreç ile devam etmiş ve 79 yıl önce Hatay Devleti Meclisi´nin farklı kökenden 40 milletvekilinin oybirliğiyle aldığı vatanperver bir kararın ardından Hatay, Türkiye Cumhuriyeti´nin bir ili olmayı tercih etmiştir. Sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, tarihin süzgecinden geçerek günümüze ulaşan kültürel mozaiği, senede üç hasat yapmaya uygun bereketli toprakları, doğal limanları ve ticaret imkânlarıyla Hatay, bizlerin ve bizden sonraki nesillerin çabalarıyla kalkınmayı sürdürecektir. Vatanseverlik ve milletine duyduğu büyük bağlılıkla 79 yıl önce Anavatan´a iltihak eden Hatay insanı da, tüm dünyaya örnek olan sevgi, hoşgörü ve kardeşlik ikliminden aldığı güç ve inançla daha mutlu bir geleceği kararlılıkla inşa etmektedir.'
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise Hatay´ın anavatana katılışının 79. yıldönümü etkinlikleri kapsamında yaptığı açıklamada, şunları söyledi: 'Milli mücadelemiz Hatay, Dörtyol´da başladı ve 1939´da Hatay´ın da anavatana katılmasıyla son buldu. Hatay 1918´den sonra 20 yıl kadar Fransız işgalinden kurtulmak için mücadele verdi. Hatay kurtuluşundan itibaren her yıl bir metre artan künefe yapıyoruz. Bu yıl 79. yılımız ve 79 metre künefe hazırladık. Halkımızla paylaşıyoruz. Hatay´da yalnızca tatlılar yok 600 civarında yemeğimiz de var. Hatay, Ekim ayında UNESCO tarafından gastronomi şehri ilan edildi. Hatay tescillenmiş lezzetleri olan bir il. Hem yemeklerimizle hem de tatlılarımızla dünyaya lezzet katıyoruz. Sadece yemeklerimiz değil insanlarımız da çeşitli ve lezzetlidir. Sevgi üreten ve gökkuşağı gibi renkli bir şehir Hatay. Yedi yıldır savaşın gölgesinde olmasına rağmen birliğini bütünlüğünü de bozmayan bir şehir. Ülkemiz ve şehrimize gurur duyacak bu güzellikleri paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Hatay serhat şehri Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı altına umutlu ve mutlu bir şekilde yaşamaya devam edecek.'

'Tüm renkler, bir arada yaşamaya devam edecek'
Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez de Hatay´ın Türkiye´ye katılışının yıl dönümünde yaptığı açıklamada şunları belirtti: 'Mustafa Kemal Atatürk´ün sağlığında sonucunu göremediği ve büyük ülküsü olan Hatay meselesinin çözümü barış yolu ile kazanılan siyasi zaferlerimizden biridir. 23 Temmuz 1939 tarihinde TBMM adına Hatay´a gelen heyetle yapılan anavatana katılma törenlerinden önce hastalığı çok ilerleyen Mustafa Kemal Atatürk´ün; 20 Mayıs 1938´de Mersin, Tarsus ve Adana´ya olan seyahati ve sınıra kadar otomobiliyle giderek askeri birlikleri denetlemesi ile birlikte Hatay´daki halkın Fransızlara karşı direnmeye başladığı 3 Temmuz 1938 tarihinden sonra Fransa ile Türkiye, Hatay´da iki ordunun işbirliği yapması için bir anlaşma imza etmişler ve her iki devlet 2500´er kişilik askeri kuvvet göndermeyi kabul etmiştir. 4 Temmuz 1938 tarihinde, Türk ordusunun halkın sevinç gözyaşları arasında Hatay´a girmesi üzerine ulu önder Mustafa Kemal Atatürk´ün aldığı tebrik telgraflarına ´Hatay milli meselemizin dostça tedbirlerle müspet neticeye ulaştırılmasından duyulan sevinç yerindedir´ cevabını vermiştir. Çağdaş bir devlet kurma ve çağdaş uygarlıklarla bütünleşme yolunda başlayan Kurtuluş mücadelesinin son halkası olan Hatay´ın Anavatan´a katılması, ´Yurtta sulh cihanda sulh´ düşüncesinin bir eseridir. Hatay, Anavatan´a katıldığı günden bu yana tüm renklerin, çok kültürlülüğün, farklı inançların barış içinde bir arada yaşadığı ve birbirine sahip çıktığı bir kent olarak yaşamış ve yaşamaya devam edecektir.'