Antakya/SES
Hatay´ın, Türkiye Cumhuriyeti Devletine katılışının 80. yılı dün düzenlenen törenlerle kutlandı, 80. yıl nedeniyle Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından Antakya´da festival düzenlendi.
Hatay´ın Türkiye´ye katılışının 80. yıldönümü nedeniyle Hatay Valiliği tarafından Antakya Cumhuriyet Meydanı´ndaki Atatürk Anıtına çelenk sunuldu, 'Hatay benim şahsi meselemdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile Hatay mücadelesinde yaşamını yitirenler saygıyla anıldı, şehitlik ziyaret edildi. Hatay Valiliği tarafından düzenlenen Hatay´ın anavatana katılışının 80. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen törende Hatay Valiliği, Garnizon Komutanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı çelenk sundu ve şehitlik ziyaret edildi. Törene Hatay Valisi Rahmi Doğan, Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 2. Hudut alay Komutanı Albay Ümit Durmaz, Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ataman, Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Hasan Kaya, Hatay Vali Yardımcıları Aydın Tetikoğlu, Nursal Çakıroğlu, Mahmut Hersanlıoğlu, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli, Defne Kaymakamı Nevzat Şengök, İl Jandarma Komutanı Albay Uğur Ertekin, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz´ın da katıldı. Atatürk Anıtı´nda başlayan tören, Antakya Şehitliği ziyareti ile devam etti ve il protokolü, şehitlerin kabrini de ziyaret edip, dua okudu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay´ın Türkiye´ye katılışının 80. yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: 'Hatay´ın 80 yıl önce anavatanla bütünleşmesi, kaderini Türkiye´nin kaderiyle birleştirmesi, siyasi ve diplomatik alanda ülkemizin saygınlığını ve etkinliğini artıran bir karar olmuştur. Kendi hür iradesiyle Anavatanla kucaklaşmayı tercih eden Hatay, milli birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlendirmiş; barış içinde yaşama, birlik ve beraberliğimize sahip çıkma kararlılığımızın sembolü olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti´nin barışçı ve akılcı politikaları sonucu elde ettiği en büyük kazanımlarından biri olan Hatay, farklı dinlerin, farklı kültürlerin iç içe, kardeşçe ve hoşgörüyle yaşadığı, Anadolu mozaiğinin en önde gelen merkezlerinden biridir. Hatay´ın anavatana katılmasının yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ve dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olmak üzere bu milli dava uğruna çaba harcayan herkesi rahmetle yad ediyor; Hataylıları ve bütün vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum.'
Memur Sen Hatay İl Temsilciliğinden yapılan açıklamada şunlara yer verildi: 'Yüzyıllardır dostluk, kardeşlik ve hoşgörü ikliminin hakim olduğu, medeniyetler şehri Hatay´ın, gelişmesini devam ettireceğine inanıyorum. Atatürk´ün çözüm için büyük çaba sarfettiği Hatay sorununun, diplomatik yöntemlerle, Türkiye´nin barışçı kimliğini ortaya koyan bir yaklaşımla çözüme kavuşturuldu. Anadolu´nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Hatay, Anadolu´yu Çukurova yoluyla Suriye-Filistin´e bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. Mezopotamya´dan Akdeniz´e çıkmak için kullanabilecek en uygun limanlar bu bölgede bulunmaktadır. Sekiz bin yıllık bir geçmişe sahip olan Hatay, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olup bu medeniyetlerin izlerini hala taşımaktadır. Farklı etnik köken ve inanca sahip insanlar bugün ortak kültürel değerler ile bir arada barış ve huzur içerisinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Bağımsız Hatay Parlamentosu aldığı katılma kararıyla, anavatan Türkiye´yle ebedi bir kucaklaşma ve bütünleşmenin önünü açmıştır. Medeniyetler şehri Hatay´ın, bu müstesna konumunun verdiği güvenle, halkından aldığı birlik, beraberlik, kardeşlik mesajıyla, Hatay´ın yönetimden sorumlu kişilerin gayreti ve çabasıyla, sivil toplum kuruluşlarının da sunacağı katkılarla gelişimini devam ettireceğine inanıyorum.'
Türkiye Barolar Birliği de Hatay´ın Türkiye´ye katılışının yıl dönümünde şu açıklamayı yaptı: 'Hatay´ın vatan parçası olarak tescillenmesi, hiç kuşkusuz Anadolu kültürünün zenginliğini koruması ve gelişmesi için paha biçilmez değerdedir. Ancak Gazi´yi Hatay´ı son döneminin en önemli meselesi yapmaya zorlayan sebep sadece bu değildir. Hatay, Türkiye´nin Doğu Akdeniz´deki varlığının güvencesidir. Hatay, Türkiye´nin bölge gücü olmasının anahtarıdır. Hatay´ın Doğu Akdeniz´deki Türk varlığı açısından vazgeçilmez önemi Kıbrıs Adası´nın Karpaz Burnu ile birlikte düşünüldüğünde daha da açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. İskenderun Körfezi´ne doğru uzanan Kıbrıs´ın Karpaz Burnu ile Körfez arasında kalan bölge, muhtemelen petrol ve doğal gaz yatakları açısından Kıbrıs´ın güneyinde kalan alandan bile daha zengindir. Nitekim bu yüzden Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan´ın Türkiye´ye dayatmaya kalkıştığı her planda Karpaz´ın Rumlara verilmesi vardır. Hatay, emperyal güçlerin güney sınırımızda İsrail´in güvenliğini sağlamak ve orta vadede bizi de bölmek için kurmaya çalıştıkları yeni devletimsi yapının denize açılmasının önündeki coğrafi açıdan tek engeldir. PKK/YPG yönetiminde olması istenen bu devletimsi yapının denize açılacak kapısı olmaz ise, enerji koridoru işlevi göremeyecek, değeri de olmayacaktır. Bu sebeple bölücü örgüt PKK, Amanos Dağları´nda sürekli terörist gruplar bulundurur. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde burada konuşlandırdığı silahlı güçlerin yapısında bir artış olduğu da bilinmektedir. Amaç bellidir. Türkiye´de çıkacak bir iç kargaşada Hatay´ı ele geçirmeye kalkışmak. Hatay´ın binlerce yılda örnek alınacak bir dengeyi bulmuş kültürel yapısını bozacak demografik hareketleri önlemek gereklidir. Suriyeli sığınmacıların bir plan dâhilinde memleketlerine artık geri gönderilmeleri gereklidir. Bunda bir gecikme olacak ise -ki kolay bir iş değildir geri göndermek, Hatay´daki sığınmacıların büyük çoğunluğunun geçici bir çözüm olarak dengeli bir şekilde başka illere yerleştirilmesi ulusal güvenlik açısından değerlendirilmelidir. Konu geçiştirilemeyecek kadar önemli, görmezden gelinemeyecek kadar hayatidir.'
Antakya Şehitliği´ndeki törende Şehitlik Şeref Defteri´ni imzalayan vali Doğan, şunları yazdı: 'Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Hatay halkının bağımsızlık tutkusuyla başlayan ve büyük bir inanç, sabır ve kararlılıkla süren mücadelesi; Büyük önder Atatürk´ün Hatay´ı “şahsi meselemdir” diyerek sahiplenişi ve bizzat yürüttüğü barışçıl ve akılcı politikayla zaferle sonuçlanmıştır. Türkiye´nin tarihinde de siyasi ve diplomatik bir başarı olarak önemli bir yere sahip olan Hatay´ın ana vatana katılması, millet olmayı devlet olmaya yeğleyen vefalı Hataylıların, birlik ve beraberlik içerisinde, vatan ve millet sevgisinden aldıkları güç ve inançla giriştikleri mücadele sonucunda gerçekleşmiştir. Aziz şehitlerimiz, bizlere vatan toprağı olarak bıraktığınız emanetinizin değerini bilerek onu sizler gibi canımız pahasına koruma ve bizden sonraki nesillere ulaştırma azmi ve gayreti içindeyiz. Hatay´ın ana vatana katılmasını sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Tayfur Sökmen ve arkadaşları olmak üzere; çalışan, mücadele eden herkesi ve siz aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.'
Hatay Barosu başkanlığı da şu değerlendirmeyi yaptı: '2 Eylül 1938´de Hatay Cumhuriyeti Devleti´nin kurulmasından sonra 23 Haziran 1939 tarihinde Türkiye ile Fransa arasında Hatay´ın Türkiye´ye İadesine Dair Anlaşma imzalanmış, Hatay Devleti Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 günü yaptığı son toplantıda oy birliği ile Anavatan´a katılma kararını almış ve 30 Haziran´da da meclisin dağıtılması kararı alınmıştır. 9 Temmuz´da Hatay kanunları TBMM´de kabul edilmiştir. Böylelikle Hatay Türkiye topraklarına katılmış ve Türkiye´nin 63. ili olmuştur. 23 Temmuz 1939´da Pazar günü saat 11.40´ta TBMM adına Hatay´a gelen heyetin önünde yapılan Anavatana katılış töreninde, Antakya´da kışladan Fransız bayrağı indirilerek Türk bayrağı çekilmiş ve Hatay resmi törenlerle Türkiye´ye katılmıştır. Çağdaş bir devlet kurma ve çağdaş uygarlıklarla bütünleşme yolunda başlayan Kurtuluş mücadelesinin son halkası olan Hatay´ın Anavatan´a katılması, ´Yurtta sulh cihanda sulh´ düşüncesinin bir eseridir. Kendi hür iradesiyle Anavatanla kucaklaşmayı tercih eden Hatay, milli birliğimizi, bütünlüğümüzü güçlendirmiş; barış içinde yaşama, birlik ve beraberliğimize sahip çıkma kararlılığımızın sembolü olmuştur.'