Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, ülkenin 766 ayrı sahasında maden arama ve işletmesi için ihaleye açılma kararına tepkiler sürüyor. DSP Hatay İl Başkanı Ali Kaya, 'İlde madencilik faaliyetleri için ihaleye çıkacak 9 alanın büyüklüğü tam olarak 7.477,24 hektar; yani 74.772 dönüme tekabül etmektedir. Bu azımsanmayacak bir büyüklüktür' açıklamasını yaptı.
* DSP il başkanı Kaya, 'Ormanlarımızın, dağlarımızın tahrip edilmesine ve doğanın dengesinin değişmesine izin vermeyeceğimiz gibi sessiz kalmamızda beklenmesin. Paradan daha değerli şeylerin olduğunu gözünü çıkarları uğruna para hırsı ile kaplayan kendini bilmezlere ve doğa düşmanlarına er geç öğreteceğiz' açıklamasını yaptı.
Akın Bodur/İskenderun
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), ülkede 766 ayrı sahada maden arama ve işletmesi için ihaleye açılma kararına yurttaşlar, sivil toplum kuruluşları ve çevre derneklerinin ardından siyasilerden de tepki gelmeye başladı. Ülkenin 68 ilinde ve 766 noktada bir ayda yapılması planlanan maden ihalelerinin, ülke yüzölçümünün yüzde 1,14´ünü kapsayacağı biliniyor. Hatay´da ihaleye çıkartılacak olan 9 sahanın Arsuz (Tülek ve Tatarlı), Belen, Dörtyol, Antakya ve Hassa´da olduğu ve 140. ihale grubunda bulunan maden arama sahaların çoğunun altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir gibi madenlerin olduğu ve bunların aranması için ihalelerin yapılacağını biliniyor.
DSP´ten ihale tepkisi
Hatay´da 9 noktada maden ihalesinin yapılmasına tepki gösteren DSP Hatay İl Başkanı Ali Kaya, Arsuz-Samandağ karayolunun açılmasının ardında madenlerin bulunduğunu öne sürdü. Kaya, sosyal iletişim sitesi üzerinden yaptığı fotoğraflı paylaşımda şu düşüncelerine yer verdi: 'Arsuz-Samandağ yolunun uzun bir süreden sonra açılması il turizmine katkı vermesi açısından olumlu bir durum teşkil etmesi beklenirken bu yolun açılmasındaki asıl amacın madencilik olduğu ortaya çıktı. İlde madencilik faaliyetleri için ihaleye çıkacak 9 alanın büyüklüğü tam olarak 7.477,24 hektar; yani 74.772 dönüme tekabül etmektedir. Bu azımsanmayacak bir büyüklüktür. Daha da vahimi bu alanların önemli bir bölümü ormanlıklardır. Hiçbir faaliyet sağlıktan, doğadan ve canımızdan daha değerli değildir. Ormanlarımızın, dağlarımızın tahrip edilmesine ve doğanın dengesinin değişmesine izin vermeyeceğimiz gibi sessiz kalmamızda beklenmesin. Paradan daha değerli şeylerin olduğunu gözünü çıkarları uğruna para hırsı ile kaplayan kendini bilmezlere ve doğa düşmanlarına er geç öğreteceğiz. İl milletvekillerine ve doğa severlere sesleniyorum. Gelin hep beraber doğaya yapılacak bu zulme karşı, çocuklarımız için, torunlarımız için en önemliside insanlık için karşı koyalım.'