Tarih: 11.07.2017 11:14

“Adaletli olmak ilahi bir emirdir”

Facebook Twitter Linked-in

 

Polemiklere meydan vermemek amacıyla, “Hiçbir zaman CHP´yi savunmadığımız ve savunamayacağımız ne kadar açık bir gerçekse; hak ve adalet taleplerine duyarsız kalmadığımız ve kalamayacağımız da o kadar açıktır” diyen Çalışkan, yürüyüşe ülkede ‘makul ses´ duyma arayışındaki çoğunluğun desteğinin de göz ardı edilmemesini istedi. Yaptığı yazılı açıklamada yürüyüşün, eylemcilerin kendi “sosyal ve siyasal” zemininden çok, mutedil kitleden destek aldığına da dikkat çekti.

Her kesim demokratik taleplerini dile getiren eylemlerde bulunabilmesi gerektiğini vurgulayan Çalışkan, bu olgunluğa ulaşmanın zorunluluğuna dikkat çekti. Çalışkan, “Kaldı ki adaletli olmak ilahi bir emirdir. İnsani bir gerekliliktir. Üslup ve yöntem açısından yürüyüşe katılmasak da adalet talebiyle yapılan bu yürüyüşü ortaya çıkaran sebeplerin, insan ve hak merkezli bir anlayışla izale edilmesi gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesi yaptı.

Meydana inenlere iktidarın ‘Adalet bizim için önemli, siz saptırsanız da biz adaletten sapmayacağız´ yaklaşması gerekirken, ‘Fetö liderinden talimatla yola çıktılar. Üç gün sonra ayakları şişer bırakırlar´ şeklinde alaya alınmasının da doğru olmadığını kaydeden Çalışkan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Adaletin bir gün herkese lazım olacağını yıllarca haykıran insanları görmezden gelen CHP´nin bu durumu, her kesimden insana ders olmalıdır. Ve tabi dini, ahlaki ve İslami değerleri ve adaleti savunmak; sadece, ‘kahrolsun şeriat´ diye bağıran CHP´ye düştüyse vay halimize. Yürüyüşte Kılıçdaroğlu´nun yanında yürüdüğü için sosyal medya hesaplarında başörtülü bayana ağza alınmayacak hakaret ve küfürler ediliyor. Nasıl oldu da başörtülüler ‘bilmem ne!´ oldu? Neye, nerede şahit oldular? Kızılabilir, benimsenmeyebilir, ama kullanılan üslup ve ifadeler gerçekten çok çirkin. Yürüyüşle ilgili bizim cenah açısından üzücü taraf şu: İnsanların tekfiriyle ilgili 14 asır boyunca İslam âleminin karşılaşmadığı acelecilikte ve kolaylıkla yürüyüşe katılanlara ‘Bunlar Müslüman değil ki!´ deniliyor. Nasıl oldu da bu toplum ‘başörtüsü ikna odaları´ndan ‘tecavüz meraklısı´ başörtülülere evrildi? Mağdur edilenden, mağdur etmeye! Fake hesap olmasını umduğumuz, ama hüsrana uğradığımız başörtülü ‘tecavüz meraklısı´ hangi ortamın ürünü? Biz geçmişte bu ülkede başörtüsü için yürümüş, kilometrelerce el ele zincir oluşturmuş bir ümmet değil miydik?”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —