Tarih: 26.08.2020 10:18

Afrin zeytinyağı ´mağdur ediyor´

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur/İskenderun

Milletvekili Kaşıkçı, TBMM´de düzenlediği basın toplantısında, 'Hatay da yaklaşmakta olan zeytin ve pamuk hasadı ile ilgili tespitlerimiz var. Zeytin üreticilerinin sıkıntı ve talepleri var. Hatay, zeytin üretimi noktasında geçtiğimiz yıl itibari ile Türkiye´de 6. sırada yer almaktadır. Zeytinyağı üretiminde ise Türkiye üretiminin nerede ise tek başına yüzde 15´ini karşılamaktadır. Bu rakamlar dahi sektörde Hatay´ın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu göstermektedir. Bölgedeki zeytin üreticimizin en büyük problemi Afrin bölgesinden ülkeye giren zeytinyağının iç piyasada üreticimiz aleyhine oluşturduğu durum. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı kararı ile Afrin bölgesindeki zeytinyağının Türkiye getirilip işlenip 90 gün içerisinde de başka bir ülkeye ihraç edilmesinin önünü açılmıştı. Bu karar ile birlikte Afrin bölgesindeki zeytinyağını Türkiye getirme yetkisi Tarım Kredi Kooperatiflerine verildi. Türkiye de zeytinyağı ihracatı yapan firmalar ise taleplerini Tarım Kredi Kooperatiflerine bildirip, istediği miktarda zeytinyağı almaya başladı. Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile Afrin bölgesindeki zeytinyağı Türk firmaları tarafından getirilip, işlenmeye alınmış, iç piyasada kullanılmadan 90 gün içerisinde başka bir ülkeye gönderilmeye başlanmıştır. İlk başta ülkemiz açısından önemli bir girdi olacağı düşünülen bu ticarette zaman içerisinde uygulamadaki bazı eksiklikler yüzünden kendi yerli üreticilerimizin sıkıntı yaşamasına sebep olmuştur. Afrin bölgesinden başka bir ülkeye ihraç edilme şartıyla ülkemize getiren zeytinyağı kendi iç piyasamızdaki zeytinyağı fiyatlarını olumsuz etkilemiş ve fiyatların düşmesine sebep olmuştur. Bu da binlerce zeytin üreticimizin mağdur olmasına yol açmıştır. Birkaç büyük zeytinyağı firmasının yüksek miktarlarda kazanç elde etmesine karşılık binlerce zeytin üreticimiz mağdur edilmiş ve beklentilerinin çok altına ürünlerini satmak zorunda kalmıştır. Zeytinden başka bir geçim kaynağı olmayan, nerede ise tüm geçimini zeytin ile karşılayan bu yolla çocuklarını okutan, evlendiren ve hayatlarını idame eden zeytin üreticilerimizi birkaç büyük firmanın elde edeceği yüksek kazançlara terk edemeyiz' dedi.

Altınözü´ndeki zeytin üreticisini anlattı
Milletvekili Kaşıkçı, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Zeytin üreticilerimizi mağdur eden bu konu ile ilgili çözüm önerilerimiz ise şu şekildedir; Afrin´den Türkiye getirilen zeytinyağının laboratuvar testleri muhakkak suretle yapılmalıdır. Testi yapılmayan yağın Türkiye girişine izin verilmemeli. Afrin´den zeytinyağı getiren firmaların bu ürünü iç piyasaya sokmasının önüne kati süreçle geçilmelidir. Tarım Kredi kooperatiflerinin bu ticarette üstlenmiş olduğu rol aynı zamanda üretici ve kamu yararını gözetmek olmalıdır. Hazine ve Maliye Bakanlığı bu şekilde zeytinyağı getiren firmaları sıkı denetim altına almalıdır. Afrin bölgesinden getirilen zeytinyağının Türkiye ye giriş tarihi yerli üreticimizin elindeki ürünü satabildiği dönemden sonra bir zaman dilimine denk getirilmelidir. Kısaca kendi yerli üreticimizin hiç değilse elindeki ürünü pazarlaması sonrası Afrin yağının Türkiye´ye girişi sağlanmalı. Zeytin ile ilgili bir diğer problemiz ise ilimiz içerisinde bulunan ilçelerde ki farkı destekleme hesap yöntemleridir. Örneğin zeytin üretimi yapılan ilçelerde destekleme miktarları belirlenirken ağaç başına ürün miktarları göz önüne alınarak hesaplama yapılıyor. Bu hesaplama yapılırken Altınözü´nde ağaç başına 80 kilo ürün alınacağı, başka ilçelerde ise bu miktarın ağaç başına 100-120 kilo olacağı planlanarak hesaplamalar yapılıp desteklemeler bu şekilde dağıtılıyor. Yapılan bu hesaplama yöntemi ile Altınözü ilçemizdeki zeytin üreticilerimiz mağdur edilmekte diğer ilçelerimize nazaran alacakları destekleme yarıya düşmektedir. Altınözü´ndeki zeytin üreticilerimizin talebi destekleme fiyatları belirlenirken ilçeler arasındaki bu dengesizliğin giderilmesi Altınözü de diğer ilçelerdeki zeytin üreticileri kadar destekleme almalıdır.'

'Ürettiğimiz pamuk kadar ithal ediyoruz'
Ülke ve il için önemli bir tarım ürünü olan pamukta hasat öncesinde üreticilerin bazı taleplerini olduğunu anlatan milletvekili Kaşıkçı, '2023 yılına yaklaşırken pamuk hedefinin; Pamuk üretimi-tüketimini karşılayan, pamuk ithal etmeyen hatta yeniden pamuk ihraç eden ülke olmasını arzuluyoruz. Bu hedef etrafında menzile ulaşmak için ise önceliğimiz daha fazla pamuk ekimi teşvik etmek ve her şeyden önemlisi çiftçinin bu üretimden memnun kalması. Bu hedefe ulaşmak isteyen bir ülke olarak önceliğimizin pamuk üreticilerimizin memnuniyeti olmalı. 2019 yılı pamuk üretim ve tüketim miktarlarına bakılınca lifli pamuk üretiminde bir önceki yıla göre düşüş tüketimde ise artış olduğu gözlenmektedir. 2019/20 sezonunda ülkemiz lif pamuk üretimi bir önceki sezona göre yüzde16 azalışla 815 bin ton olarak tahmin edilmekte olup, pamuk tüketim oranımız ise yine bir önceki yıla göre yüzde 6 artışla 1 milyon 633 bin tona çıkmıştır. Nerede ise ürettiğimiz pamuk kadar dışarıdan pamuk ithal ediyoruz. Bu rakamlarla ile geçen yıl pamuk ithal eden ülkeler sıralamasında Türkiye 5. sırada yer aldı. Geçen yıl ithal ettiğimiz pamuk için ödediğimiz miktar 1 milyar 572 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Üretimimizi-tüketimimize eşitlemek hatta yeniden pamuk ihraç eden ülke konumuna gelmek adına bazı tespitlerimiz şöyle: Türkiye´nin pamuk üretiminin nerede ise tek başına yüzde10´unu karşılayan Hatay´da, pamuk üretimin de en önemli girdilerden biri olan sulama suyu masraflarını nerede ise sıfıra indirecek Reyhanlı Barajı tamamlanıp su tutmaya başladı. Barajdaki suyun çiftçilere ulaşması için kanal yapımına da başlandı. Kanal inşaatı bitip barajdaki suyun çiftçilere ulaşması ile birlikte çiftçilerin derin bir nefes alacağına inanmaktayız. Ancak bu işlem bitene kadar derin kuyular aracılığı ile ürünü sulayan çiftçilerin elektrik faturalarındaki KDV tutarının düşürülmesi pamuk ekimi yapan çiftçiler için can suyu olacaktır. Çiftçilere özel elektrik faturalarının mahsulde ödenmesi ile ilgili bir düzenlemeye acil ihtiyaç duyulmaktadır. Destekleme fiyatlarının artışı ise pamuğa karşı ilginin tekrar artmasına yarayıp, ithalatın düşmesi için önümüzde iyi bir fırsat olarak durmaktadır. Pamuk üretim maliyetinin özellikle son üç yıldır en çok arttığı kalemin zirai ilaç olduğu dikkate alınarak, bu sorunlara hızlı ve etkin çözümler getirmek üzere zirai ilaçlardaki KDV den indirim yapılmalıdır.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —