Samandağ/SES
Samandağ Kültür Merkezinde yapılan toplantıya Samandağ Kaymakamı Murat Kütük, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Tarım ve Orman Hatay İl Müdürü Ergün Çolakoğlu, Biyolojik Mücadele Enstitüsü Bitki Zararları Bölüm Başkanı Dr. Adalet Hazır, Biyolojik Mücadele Enstitüsü Müdür Yardımcısı Miraç Yayla, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sayar, Hatay İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Avni Hatay, Samandağ İlçe Tarım Müdürü Öner Sertkol, İskenderun Tarım ve Orman Müdürü Osman Hatlar, Belen Tarım ve Orman Müdürü Şakir Gök, Erzin Tarım ve Orman Müdürü Furkan Mete, Antakya Tarım ve Orman Müdürü Demet Cengiz, Defne Tarım ve Orman Müdürü Hasan Akdoğan, Hassa Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Şıhlar, Dörtyol Tarım ve Orman Müdür Vekili Sait Uyar ve Akdeniz İhracatçılar Birliği Başkanı Nejdet Sin, muhtarlar ve üreticiler de katıldı. Toplantıda konuşan uzmanlar ve akademisyenler üreticilerin Akdeniz sineği ile mücadele etmesi gereken yöntemleri anlattı.
Toplantının açılışında konuşan Samandağ Kaymakamı Kütük, yöre üretcilerine ürettikleri kaliteli ve sürekli üretme çağrısı yaptı. Kaymakam Kütük, 'Bizim mevzumuz ülkemizin mevzusu; Üretmeden tüketmek. O kısmı hallettiğimiz zaman herkesin karşısında dimdik duracağız. Ne ürettiğimiz değil, nasıl ürettiğimiz önemli. Portakalımızı, zeytinimizi en kaliteli şekilde üreteceğiz. Elimizdeki tarlamızı, bahçemizi boş bırakarak, bakımını kötü yaparak sadece kendimize değil herkese zarar veriyoruz. Bu sebeple üreten he zaman güçlüdür' dedi.
'Tarım ve hayvancılık sürbülanse edilmeli'
Samandağ Belediye Başkanı Nehir de şu değerlendirmeyi yaptı: 'Mesele ekmek meselesi. Yıllarca emek ederek ağaçlarımızı büyüttük, iyi bir noktaya, ürün verecek hale getirdik, sinekle de mücadele edip, sağlıklı ürün elde edeceğiz. Onu da 30 kuruşun üstünde satarsak Allaha şükür edeceğiz. Bu büyük bir sıkıntı. Sağlıklı ürün elde etmek için birlikte yapılması gerekenleri uzmanlar anlatacak. Ürünümüzü en iyi hale getirsek bile o ürünü tüketecek vasıllıkta vatandaşlarımızın olması gerekiyor. Kendi iç piyasamız buna yetmiyorsa dış piyasalarla bir şekilde temas kurmamız gerekiyor. Yıllarca emek ederek o büyüttüğümüz ağaçlardan arzu ettiğimiz ürünü elde etmek için tabi ki mücadele edelim, daha iyi şeyler oluşsun, belediyeler üstüne düşeni, üretici zamanında ilaçlamasını yapsın. Ama şuna inanıyorum ki dünyanın bütün ülkelerinde eğer tarım ve hayvancılık sürbülanse edilmezse ne çiftçi ayakta durabilir, ne hayvancılıkla uğraşan vatandaş ayakta durabilir. Her geçen gün birilerinin ´şu ağacı sökelim yerine hangisi para ediyorsa o ağacı ekelim´ gibi şeylerle karşılaşıyoruz. O da yetmez hayvancılık hepten terk edildi. Bunların neticesinde kendi kendimize yetemeyen bir ülke olmaya doğru gidiyoruz. Hayvansal ve bitkisel ürünlerin nüfusumuzu rahatlıkla besleyecek zemine gelmesi ile ilgili ülkenin yeniden reorganize olması gerektiğine inanıyorum.'