Tarih: 14.08.2017 11:34

“AKP-Bahçeli ittifakından fazlasıyız”

Facebook Twitter Linked-in

Sadet Berkyürek/İskenderun

Toğrul, “Tüm ötekileştirilenler, yok sayılanlar, kültürel hakları yok sayılanlar, inançlar bir araya geldiğimizde sayısal olarak da nitel olarak da AKP-Bahçelik ittifakından çok daha fazlasıyız” dedi.
HDP´nin başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbetleri çerçevesinde İskenderun´da düzenlenen toplantıda partisinin genel politikaları ve yayınlalan 8 maddelik deklerasyonla ilgili bilgi veren Toğrul, AKP´nin baskı ve sindirme politikalarıyla legal demokratik siyaset alanını yok ettiğini söyledi. Emirgan Kafe´de düzenlenen ve Hatay İl Başkanı Kerem Nalbant, İskenderun İlçe Eşbaşkanı Ahmet Çahan ve Muhsine Taşan, Defne İlçe Eşbaşkanı Sıtıka Akar ile parti yöneticilerinin katıldığı basınla kahvaltı toplantısında, “Yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var. Tüm ötekileştirilenler, yok sayılanlar, kültürel hakları yok sayılanlar, inançlar… biraraya geldiğimizde sayısal olarak da nitel olarak da AKP-Bahçelik ittifakından çok daha fazlasıyız. Dolayısıyla biz bu faşizmi yenebiliriz. Bunu 7 Haziran´da, 16 Nisan referandumunda deneyimledik. Tüm farklılıklara, azınlıklara, tüm inançlara, bu politikalardan muzdarip olanlara çağrımızdır. Eğer birleşirsek, yanyana durursak, birbirimizle en geniş zeminde bir birlik oluşturur ve bu AKP-Bahçeli ittifakına yönelik bu faşizmi durdurabiliriz. Yanyana gelirsek bu ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Milletvekili Toğrul, 2014´te planlanan çatışmalı sürecin 7 Haziran seçimlerinden sonra iktidar tarafından uygulamaya konulduğunu, uyarılarına karşın bir darbe mekaniğinin harekete geçirildiğini savundu. Toğrul, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Uyarılarımız dikkate alınmadığı için maalesef bu ülkede bir darbe mekaniği harekete geçti ve yıllardır AKP iktidarıyla ülkeyi yöneten Fethullahçı cemaat ve uzantıları, başka güçler bir şekilde bu ülkede legal demokratik alana doğrudan son veren bir darbe girişiminde bulundular. AKP´nin bundan başta ders alacağını düşünüyorduk ki, darbeden hemen sonra Meclis´teki 4 siyasal parti bir araya gelerek darbeye karşı olduğunu, bu yapılanın demokratik siyasete bir müdahale olduğunu ve reddettiğimizi ortak bir deklerasyonla açıkladık. Ancak AKP bu kadar toplumsal desteğe rağmen, tüm siyasi partilerin AKP´nin yanında yer almasına rağmen ‘bir allahın lütfu olarak´ darbe değerlendirildi ve 20 Temmuz´da bu ülkede OHAL ilan edildi. Ve bir bütün olarak legal demokratik siyaset alanı bir bütün olarak tamamen yok edilmeye çalışıldı.”

Darbe girişi sonrasında toplumda hakim endişeye dikkat çeken korku karşısında panzehir olarak cesareti öneren Toğrul, Vicdan ve Adalet nöbetlerinde iktidarın baskı altına almak, halktan koparmak, halka düşüncelerinin ulaşmasını engellemek için metodlar geliştirildiğini aktardı.

Ortadoğu´daki gelişmelere de dikkat çeken Toğrul, başından itibaren izlenen açık kapı politikasının cihatist grupların geçişini sağladığını ve bu grupların başta Hatay, Antep ve Urfa´da olmak üzere hücre örgütlenmesine gittiklerini vurguladı. Toğrul, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Bugün ülkemizde gerçekten büyük bir tehlike var. Çünkü bu çeteler başta Hatay, Antep, Urfa olmak üzere ciddi bir hücre örgütlenmesine gittiler. Bu ciddi hücre örgütlenmesi yarın için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Burada yaşayanlar, bu çetelerin kendileriyle birlikte yaşayıp yaşamadığından emin değiller. Aynı binadalar mı, alt veya üst komşusu mu, bilmiyor. Çünkü sınırları açtık, mülteciler gelecek diye, sanki insancıl bir durummuş gibi… bunların arasında binlerce çetenin gelip, Türkiye içerisinde örgütlenmesine ve kendilerini insanlığa yönelik patlatmalarına tanık olduk.”

AKP´nin kendini güçlü hissettiği bir ortamın olmamasından dolayı erken seçim olmayacağını düşündüğünü de sözlerine ekleyen Toğrul, buna yönelik soruyu şöyle yanıtladı: “AKP, kendinde gerçekten güç görebilse, gerçekten HDP´nin baraj altında olduğunu ve tek başına olduğunu görebilse erken seçime gidebileceğini hepimiz biliyoruz. Ama şu anda onlar daha büyük bir tedirginlik yaşıyorlar. Nasıl bir karşılık alacaklarının hesabını yapıyorlar. Ben şahsi olarak onlar açısından uygun bir ortam olmadığını değerlendirdiğini düşünüyorum ve büyük ihtimalle erken seçim olmayacağı düşüncesindeyim.”

HDP´nin hatay İl Başkanı Kerem Nalbant:

“Tek çözüm barışın kendisidir”

Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP İl Başkanı Kerem Nalbant, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ülkede olağanüstü günler yaşandığını, darbeye maruz kaldığını iddia edin AKP´nin, aradan bir hafta geçmeden ne yazık ki kendi siyasi darbesini hayata geçirdiğini söyledi. Kurumsallaşan politikalardan ençok parlitelirinin etkilendiğini kaydeden Nalbant, başlatılan nöbetlerle bir kamuoyu duyarlılığı oluşturmayı amaçladıkları ifade etti.
Trabzon Maçka´ta asker ve sivil ölümlerinin yaşandığı çatışmayı hatırlatarak, üzüntüyle karşıladıklarını belirten Nalbant, “Daha dün kentimizden, Maçka´da yaşanan bir çatışmadan kaynaklı, bir askeri ölümü, bir sivilin ölümü bizleri derinden üzmüştür. Ailelerine Allahtan sabır diliyorum. Bu yöntem 40 yıldır deneniyor. Bu yöntem çözüm değildir” diye konuştu.
Hükümete barış çağrısı yaptıklarını da ifade eden Nalbant, konuşmasını şöyle sürdürdü: Tek çözüm yolu barışın kendisidir. Çünkü geçmişten günümüze kadar şiddet kültürünün bu topluma yarattığı, özellikle Ortadoğu´da yarattığı tahribatları tarif etmek mümkün değil. Ne yazık ki, ateş düştüğü yeri yakıyor. Tekrar buradan haykırıyoruz ve çağrı yapıyoruz hükümete: Barış, barış, barış. Dolmabahçe müzakerelerine, Dolmabahçe mutabakatına kaldığı yerden dönün ve toplumu rahatlatmasına yönelik meclisi hayata geçirin. Onun dışında hiçbir politika sahici değildir, gerçekçi değildir; öfkedir, gözyaşıdır. Toplum artık bunu kaldıracak bir noktayı çoktan aştı. Şiddetin tekrar büyümesi durumunda toplumda ne yazık ki kırılmaları da tetikleyebilir. Geç olmadan, bugün adımımızı atmak zorundayız.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —