Akın Bodur/İskenderun
Kadınlar, Eğitim Sen İskenderun Şubesinde kadına yönelik şiddeti konu alan film etkinliğinde de biraraya geldi.
Ulucami Caddesi üzerindeki Sağlıklı Yaşam Parkı önünde önceki gün öğle saatlerinde toplanan, 'Hocaya, kocaya, sopaya itaat yok; Öldüren sevgi istemiyoruz; Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir; Kadın düşmanlığını, çocuk istismarını durduracağız; Çocukların çıkaramadığı çığlık olalım' dövizleri eşliğinde Türkçe, Arapça ve Kürtçe müzik eşliğinde halay çeken İskenderun Kadın Platformu üyeleri, Kanatlı Caddesi ve Şehit Pamir Caddesi üzerinden yürüyerek, 700 metre ilerideki Demokrasi Şehitleri Parkında açıklama yaptı. 'Korkmuyor, susmuyor, itaat etmiyoruz; Şiddete, tacize, tecavüze son; Erkek adalet değil, gerçek adalet' sloğanları arasında platform adına konuşan Feyruz Gör, 'Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlikler, ayrımcılıklar, savaşlar, derinleşerek devam etmektedir. Tüm dünyada devletler uyguladıkları baskıcı politikalarla kadına yönelik şiddetin boyutlarını ve dozajını arttırmıştır. Böylesi bir gerçekliğin yaşandığı bugün, biz kadınlar, ataerkil kapitalizme ve yarattığı şiddetin her türlüsüne karşı; savaşa, tacize, tecavüze, yoksulluğa, halkımızın yok edilmesine, eşitsizliğe ve gericiliğe karşı alanlardayız' dedi.
Kadınların elele dayanışmasıyla şiddetsiz bir dünya için birlikte hareket etmeye çağıran, ´aile değil, kadın bakanlığı´ istediklerini, AKP´nin ´makbul kadın sınırlarını´ tanımadıklarını ifade eden Gör, şunları söyledi: 'Tekçi, gerici ideolojisi doğrultusunda toplumu daha kolay denetlemek ve yönetmek için kadını aile içerisine hapsetmeyi amaçlayan AKP iktidarı, bu uğurda hukuksuzlukta sınır tanımıyor, devletin tüm imkanlarını adeta seferber ediyor. Hukuksuz uygulamalar kadın mücadelesini ve kazanımlarını geriletmek amacıyla devreye sokulmuştur.'
'AKP´nin kadınlara dayattığı sınırları kabul etmiyoruz'
Platformun dönem sözcüsü olarak açıklama yapan Gör, platform adına yaptığı açıklamada, 'AKP´nin kadınlara dayattığı sınırları kabul etmiyoruz. Laiklikten ve seküler yaşamdan vazgeçmeyeceğiz' dedi.
Yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete karşı kadınların mücadelede buluştuğun ifade eden Gör, 'Yaşamın her alanını dönüştürme, şiddetsiz bir dünyayı örme iddiamızla alanlardayız, alanlarda olmaya da devam edeceğiz. Dünya ekonomik forumu küresel cinsiyet uçurumu raporuna göre Türkiye 140 ülke arasında 131.sıradadır. ´Kadın erkek eşit değildir´ diyen zihniyet, bu geriliği yeterli görmüyor olacak ki, kadın düşmanı politikalarıyla, kazanılmış haklarımıza dönük saldırılarla var olan eşitsizliği her geçen gün daha da derinleştiriyor. Her üç kadından biri şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyorken, şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine siyasal iktidar, 6284 nolu Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasasını yok etmeye çalışıyor. Oysa bu yasa, uygulamadaki eksikliklerine rağmen şiddeti önlemeye dair elimizdeki tek yasadır. Mecliste boşanmayı önleme komisyonu aracılığıyla hazırlatılan yüzlerce sayfalık raporla, kadının aile içinde uğradığı şiddeti meşrulaştırmaya çabalıyorlar. İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyenler, en son olarak nafaka hakkının peşine düştü. ´Kadın erkeğe, aileye daha fazla bağımlı olsun´ hesaplarını yapanlara bugün buradan cevap veriyoruz: Kadınlarımıza ve hayatımıza sahip çıkacağız. Aileye köle olmayacağız' dedi. 24 Haziran sonrası geçiş yapılan ´tek adam´ rejimiyle kazanılmış hakları hedef alan uygulamaların TBMM´yi işlevsiz bırakılarak cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile düzenlendiğini savcunan Gör, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'AKP´nin aileyi korumayı önceleyen politikaları ´kadın´ adının bakanlık başta olmak üzere pek çok yerden çıkarılmasıyla sonuçlandı. Rejime uyum çerçevesinde kurulan, adını bile söylemekte zorlandığımız yeni torba bakanlığın da tıpkı ´Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı´ gibi kadınların gerçek sorunlarına çözüm üretmek niyetinde olmadığını geçmiş 16 yıllık pratikten biliyoruz. Kadına yönelik şiddeti münferit gören, tacizi tecavüzü meşru kılan, istismarda rıza arayan, LGBTİ +lara yönelik nefret cinayetlerini savunan, erkeğin tekelinde bir aile ve ülke anlayışında kadını kaderiyle baş başa bırakan bir bakanlığın üreteceği tek şey kadın düşmanlığıdır. Biz, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini esas alan ve kadınlarla birlikte politikalar üreten, bir kadın bakanlığının acilen kurulmasında ısrar ediyoruz. Toplumsal yaşamı baştan aşağı dinselleştirmek, kadını kamusal alanlardan uzaklaştırmak amacıyla, sosyal politikaları diyanet eliyle dizayn eden, laik-seküler yaşamı yok eden ve kadın kazanımlarını hedef alan düzenlemeler yapılmak isteniyor. Aile ve dini rehberlik büroları, aile irşat merkezleri, hadım cezası, cinsel istismarda rıza yaşını 12´ye düşüren tecavüz yasa tasarısı, din adamlarının aile psikoloğu olarak görevlendirilmesi, müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi verilmesi, bunlardan yalnızca bazıları. Biryandan da, din temelli müfredat değişiklikleriyle, dini eğitimin erken çocukluk yaşına indirilmesiyle, karma eğitimin sonlandırılmasının önünün açılmasıyla eğitim alanı dinselleştirilerek ideolojilerine göre bir toplum yaratmaya çabalıyorlar. AKP´nin kadınlara dayattığı sınırları kabul etmiyoruz. Laiklikten ve seküler yaşamdan vazgeçmeyeceğiz.'
Çalışma yaşamında d, ayrımcılığı ve eşitsizliği en derin yaşayanın yine kadınlar olduğunu, ev içerisinde görünmez kılınan emeklerinin ücretli istihdam içerisinde de geleneksel rollere göre konumlandırılmakta olduğunu, kamusal hizmet olması gereken çocuk, yaşlı ve hasta bakım sorumluluğunun her zaman kadınların omzuna yüklendiğini anlatan Gör, 'Tüm bunlar, yoksulluğun kadınlaşmasına güçlü bir zemin sunuyor. Her ne kadar adı yasak edilmeye çalışılsa da kapitalizmin yapısallığında ortaya çıkan ve AKP´ nin politikalarıyla derinleşen ekonomik krizin en ağır sonuçlarını biz kadınlar yaşıyoruz' değerlendirmesini de yaptı.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55