12 Eylül döneminde Adana'da doğum gününde asılan İskenderunlu Ali Aktaş'ın anısına Hatice Güden tarafından hazırlanan "Onurlu bir duruş, adanmış bir yaşam Ali Aktaş" adlı kitabın tanıtımı, söyleşi ve imza günü, kentte düzenlendi.
Mustafa Kemal Mahallesi'ndeki Dayanışma Gönüllüleri Yaşam Alanı’nda düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak Ceylan Yayınları Editörü Hasan Polat, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Nihat Göktaş katıldı. Ali Aktaş’ın ailesi, yakınları, arkadaşları, Güden'in yakınları, bazı siyasi parti ve demokratik kitle kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı imza ve söyleşide, kitabı, yurt dışında olan Hatice Güden'in yerine Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Saygılı imzaladı.
“O, her alanda pratiktikti”
Eylem Vural'ın moderatörlüğünü yaptığı etkinlik, Ali Aktaş ve devrim şehitlerinin anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Etkinlikte konuşan Ceylan Yayınları Editörü Polat, yayınevinin kitabı biyografi çalışması (bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir edebiyat türü) olarak gördüğünü ve etkinliğin de bu nedenle yapıldığını söyledi. Polat, "Ali Aktaş'ın biyografisinin kendi doğduğu ve mücadele ettiği topraklarda yapılmasının daha anlamlı olduğu için etkinlik İskenderun'da yapıldı. Ceylan Yayınları olarak, mücadeleyi örgütleyen, direnç yaratanların biyografisini yayınlıyoruz" değerlendirmesini yaptı. Aktaş'ı kitap vesilesiyle daha yakından tanıdıklarını anlatan Polat, Aktaş'ın genç devrimci olarak o dönemde spordan demokrasiye kadar her alanda pratikliğini gördüklerini de ifade etti.
“41 yıl sonra anılıyorsa bu önemli”
Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı da 12 Eylül sürecinde toplumsal hareketin yükselişte olduğunu belirtti. Ali Aktaş'la Adana Cezaevinde karşılaştıklarını ve birkaç ay arkadaşlıkları olduğunu ifade eden Saygılı, "Toplumsal mücadelenin yüksek olduğu o süreçte, birçok kişi bu mücadeleye katıldı. Ali de onlardan biriydi. Ali, öğrenmeye çok çaba sarfeden ama pratik yanı çok gelişen biriydi. Ali, cesaretli biriydi, paylaşımcı, dayanışmacı ve öğrenmeye hevesliydi, kapitaliz ve acımasız sermayeye karşı dik duruşa sahipti. Ezen ve ezilen arasındaki ilişkiyi kavrayan biriydi. Ali, ölümünden 41 yıl sonra anılıyorsa bu önemlidir" diye konuştu. Saygılı, kitabı okumayı da önerdi.
“Hiçbir delil olmamasına karşın idam edildi”
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Nihat Göktaş ise "12 Eylül'de hukuksuzluğun ve hukukun işlevsizliği birçok örnekte görülüyor. Ali'nin davası da bunlardan biridir. İddianamenin yüzeysel olması, idam kararı verilmemesi gerekiyordu. Öz savunması kabul edilmese bile delil ve bulguların olmaması kişi lehine uygulanması gerekirdi ve idam kararı verilmesi gerekmezdi. Hiçbir delil olmamasına karşın idam edildi. Çünkü o dönemde gözdağı vermek için idamlara ihtiyaçları vardı" dedi. Ali'nin idam edilme sebebinin işkenceye karşı direnmesi olduğunu savunan Göktaş, Aktaş'ın hücresinden alınıp, idama götürülürken slogan attığını söyledi. Göktaş, "Onun idamı öncesi yazdığı son mektubu ailesine vermiyorlar ama eşyalarını veriyorlar. 12 Eylül'de infazlardaki kuralların bile çiğnendiğini bu kitapta görüyoruz. Ali'nin bizlere bıraktığı mücadele azmini kaybetmeden, onların anılarına bağlı kalarak, sürdüreceğiz" diye konuştu.
Ali Aktaş'ın kardeşi Nursel Gezgin de halen abisinin mezarı başında anma günlerinde yolların kesildiğini ve arkadaşlarının anmaya katılmasının engellendiğini belirtti. Aktaş'ın arkadaşları ve akrabaları da onun yaşamını anlattı.
9774,4%-2,3
36,00% 0,10
37,14% 0,22
3264,54% 0,21
5202,82% 0,00