Tarih: 27.09.2018 11:05

'Aramızda 30-40 yıllık entelektüel fark var'

Facebook Twitter Linked-in

Antakya/SES

Savaş, 'Türkiye´deki esas problem cari açık. İthalat- ihracat birbirini dengeleyemeyince cari açık oluşuyor. Gittikçe çıkmaza giren bir durumumuz var. İnşallah ekonomiyi toparlayacak tecrübeli kişilerin atandığı, yeni ve milli bir ekonomik politikayla günlere başlarız' değerlendirmesini yaptı.
2002´den neoliberalizm ekonomisinin itibaren dayatıldığını ifade eden Savaş, HBB´den yapılan açıklamaya göre şu değerlendirmeyi yaptı: 'Bu, yabancıların kendi kurguladığı ve bize bıraktığı bir miras. İstedikleri zaman bizi bu konuda manipüle edip bu sıkıntıya düşürebiliyor. Bu nedenle hem devletimizin hem de liberal ve özel sektörün dünya ve Avrupa çapında ekonomiyle ilgilenen iyi insanlarımızın bu konuda çalışarak bu konuda politika üretecek pozisyonda olması lazım. Ancak bunu yaptığımızda kendimize uygun bir ekonomik bir politika güdebiliriz. Ayrıca artık üretim ekonomisine geçmemiz lazım. Dünyanın gelmiş olduğu yere baktığımızda, robot teknolojisini görüyoruz. Cerrahi operasyonları artık robotlar yapıyor. Dünyada iletişimde en üst seviyeye gelmiş ama biz dışarıdan ısmarlama ekonomi ile yolumuza devam ediyoruz. Bunun önüne geçilmesi lazım. Gençlerin işyeri kurabilmesi için devletin desteği gerekir ve bizim özellikle ekonomik değeri yüksek teknolojik çıtası yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Böyle gidersek 2021´e kadar dünyadaki ilk yirmi ekonomi arasında kalma şansımız yok.'
HBB Başkanı Savaş, Suriye´nin İdlip kentinde yaşanan olayların Türkiye yansımaları ve Suriye için önemine ilişkin değerlendirmesini de şöyle yaptı: 'Yedi yıldır o yansımaları iyi bilen bir şehiriz. Yıllardır o insanların barınmasıyla, eğitimiyle ve çalışma standartlarıyla ilgileniyoruz. Bu işin başka bir ekonomik boyutu da var. Zaten Suriye´den kaynaklı üç buçuk milyon misafirimiz var, bir üç buçuk milyonu daha ne Türkiye ne de Hatay kaldıramaz. Bu hem Türkiye için hem de Avrupa için büyük bir handikap olur. Devletimiz, belediyelerimiz ve sivil toplum örgütleri bu insanların birçok ihtiyacını karşılıyor. Dünyadaki birçok hayır kurumu ve Dünya Sağlık Teşkilatı da buraya gelip bu insanların kanayan yarası ile uğraşıyor. Ama esas sorun kanamanın sebebidir, yani oradaki kaosun sebebidir. Bu kaos bittikten ve Suriye´de bütün bir devlet olduktan sonra insanlar kendi geleceğini huzurlu bir şekilde kuracak ve ne Avrupa ne dünya ne de biz uğraşmak zorunda kalacağız. Bugün kalem tutamayan bütün çocukların büyük bir kısmı yarın silah tutacaktır. Bu nedenle orada bütün devletlerin bir an önce huzuru sağlayacak bir operasyon yapması lazım. Hatay´da ne kadar Suriyeli sığınmacı var? 500 bin civarında Suriyeli sığınmacı var. Bunların 22 bin kadarı kamplarda yaşıyor. Yayladağı ve Altınözü merkeze bağlı evlerde yaşıyor. Vergi vermeden esnaflık yapıyorlar. Bu da hem esnaflarımıza hem iş dünyasına hem ticarete hem de çalışan insanlara karşı bir haksız rekabet oluşturuyor. Böyle olunca bizim gençleri işsiz kalıyor veya daha düşük fiyata çalışmak zorunda kalıyorlar. Belediye olarak bizlerin sıkıntıları arttı. 500 bin misafiri ağırlamak kolay değil. Bu, yeni alt yapı ihtiyaçları demek, kanalizasyon demek, arıtma tesisi demek, daha fazla çöp bertaraf etmek demek onu toplamak taşımak demek. Aynı zamanda daha fazla su ihtiyacını karşılamak demek. İlk zamanlar insanlarımız sosyolojik ve psikolojik anlamda biraz tedirgin oldu. Aramızda yaklaşık 30-40 yıllık bir entelektüel fark var. Bu sosyolojik gerçekler çerçevesinde sosyal hayatta problemler oldu ama başka bir sıkıntımız olmadı. Ama biraz önce saymış olduğumuz ekonomik sıkıntılar bunların hepsinin önüne geçti. Biz bir an önce Suriye sorunlarının bitmesini ve Suriye´den gelen bu misafirlerimizin kendi yurtlarına gidip orada hayatlarını kurmasını istiyoruz. Hatay birçok medeniyete sev sahipliği yapmış bir şehir. Burayı yönetmek de sizin yaşamınıza, insanlar ile iletişiminize ve insanları nasıl gördüğünüze bağlı. Ben de Hataylıyım. İnsanların nasıl idealleri varsa şehrin de kendine göre idealleri var. Siz kendi çerçevenize göre şehri yönetirseniz sıkıntı yaşarsanız. Fakat şehrin idealleri doğrultusunda yönetirseniz oldukça keyif alırsınız. Yüzü Ankara´ya dönük, vatandaşlık görevini iyi yapan ve Türkiye Cumhuriyeti´nin ay yıldızlı Türk bayrağı altında kendini mutlu ve huzurlu hisseden herkes bizim için hizmeti hak ediyordur. İnsanların dini, mezhebi ve etnik kökeni beni ilgilendirmez. Bu şekilde düşünürseniz şehri de güzel bir şekilde yönetirsiniz.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —