Eşitlik İçin Kadın Platformu bileşeni olan İskenderun Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi´ne karşı Boyacılar Parkı´nda basın açıklaması yaptı, sözleşmeden geri çekilme niyet beyanları son bulana kadar nöbeti sürdüreceklerini b
Sadet Berkyürek/İskenderun
Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi´nin hedef alınmasına ve çekilme tartışmalarına karşılık Boyacılar Parkı´nda bir araya geldi. '6284 uygula', 'Savaşa, şiddete hayır', 'Öldüren sevgi istemiyoruz' ve 'Cezasızlığa hayır' yazılı lolipoplarını taşıyan kadınlar ses çıkarma eylemi yaptı, AKP MYK üyelerine seslendi.
CHP İskenderun İlçe kadın Kolları Başkanı Nurhayat Kılınç ile Arsuz İlçe Kadın Kolları Başkanı Leman Yılmaz, HDP İl Eş Başkanı Aysel Eşiyok, İskenderun İlçe Eş Başkanı Hülya Ateş, HDP PM üyesi Av. Mehtap Sert´in de katıldığı basın açıklamasında İskenderun Kadın Platformu adına konuşan Feyruz Gör, İstanbul Sözleşmesi´nin hedef alınması yerine uygulanmasını ve kadınların 7/24 ulaşabileceği danışma merkezleri ile yeterli sayıda sığınak açılmasını talep etti. Feyruz Gör, “1 Ağustos 2014´te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi´nin 6. yılında Türkiye Devleti Sözleşmeden çekilmeyi konuşuyor. 6 yılda kadına yönelik şiddet tırmandığı halde sözleşmenin etkin şekilde uygulanmasını değil kaldırılmasını gündeme getirmek devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına geliyor” dedi.
“İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu “sözden dönmek”, günde en az 3 kadının öldürüldüğü, bilindiği kadarıyla yılda 28.360 çocuk istismarının yaşandığı bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır” diyen Feyruz Gör, İstanbul Sözleşmesi´nin, başta cinsiyeti nedeniyle kadınlara uygulanan şiddet olmak üzere şiddete uğrayan her bireyi korumayı ve şiddeti önlemeyi esas aldığını vurguladı. Sözleşmeden çekilmenin, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye´nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirme riskine de işaret eden Gör, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sözleşmenin felsefesini ve öngördüğü bütünsel politikayı oluşturan ana tema, hayatın tüm alanlarında kadın erkek eşitliğini sağlamaktır. Sözleşme karşıtlarının öne çıkardığı gerekçeler başka olsa da, asıl sebep sözleşmenin şiddeti cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak tanımlaması ve kadınlarla erkeklerin eşit olduğu fikrini temel almasıdır. Kadınların evlerini terk etme ve evliliklerini sonlandırma nedeni maruz kaldıkları şiddettir. Aileyi parçalayan asıl olgunun şiddet olduğu bu denli açıkken, şiddeti önleme amaçlı bir toplumsal metni “aileyi ve toplumu parçalayacağı” iddiasıyla yok etmeye kalkışmak aslında eşitlik fikrini yok etmeye yönelik bir hamledir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi´ni savunmak, sadece kadınların değil eşit ve şiddetsiz bir toplumda ayrımcılığa uğramadan yaşamayı talep eden tüm toplumsal kesimlerin en acil gündemi olmalıdır. Eşitlik İçin Kadın Platformu´nu oluşturan 310´dan fazla kadın ve LGBTI+ örgütü ve destekleyen 150 ye yakın sivil toplum örgütü olarak; Sözleşmeden geri çekilme niyet beyanları son bulana kadar nöbetteyiz.”
AKP MYK üyelerine seslenen ve çekilmenin sorumluluğuna işaret eden Gör, şunları kaydetti: “Sözleşmeden çekilme konusunu görüşecek olan AK Parti MYK üyelerine sesleniyoruz; Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü bir ülkede kadınları şiddetten koruyan bir sözleşmeden geri çekilme yönünde karar verirlerse ortaya çıkacak sonuçlardan sorumlu olacaklardır. Tamda bu tartışmalar sürerken Hatice Bengi ve kızı Güllü Bengi aile içi şiddetten ölüm korkusuyla basına düştü. Yasa uygulanmadığı için şiddete katlanmak zorunda olduklarını gördük. Bir kez daha hatırlatmak isteriz; kadınlar kazanılmış haklarından ve şiddetsiz bir hayat mücadelesinden asla vazgeçmeyecekler.”
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55