"Artık nefes alamayacak hale geldik"

Akın Bodur/İskenderun
20'nin üzerinde sivil toplum kuruluşu, meslek odası ve siyasi partiden oluşan İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu, Güney Amerika'dan İskenderun LimakPort'a gelen ve kokusunun yanı sıra taşıdığı sineklerle de sorun yaratan Angus gemileri ile Amanos'da sayıları her gün çoğalan ve bazıları ruhsatsız olan taş ocakları ve beton santrallerini protesto etti. 

Atatürk Anıtı Alanı önünde toplanan İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu'nun bileşenleri, alkışlar ve üzerinde "Şehrimizde Angus istemiyoruz; Birlikte güçlüyüz" yazılı pankartlarla Atatürk Bulvarı, Tayfur Sökmen Bulvarı ve 5 Temmuz Caddesi üzerinen yürüyerek, İskenderun LimakPort A Kapısına kadar yürüdü.

Protestoya katılan İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu'un katılımcıları, "Limak şaşırma sabrımızı taşırma; AKP elini limandan çek; Susma sustukça sıra sana gelecek; Birleşe birleşe kazanacağız; Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz; Çevre talanına izin vermeyeceğiz" sloganıyla yürüyerek ulaştığı İskenderun LimakPort A Kapısı önünde basın açıklaması yaptı.

"Artık nefes alamayacak hale geldik"
6 Şubat depremlerinde yaşamını kaybedenlerin anıldığı yürüyüşte konuşan İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü ve CHP İskenderun İlçe Başkanı Hüseyin Derin, platformun; toplumsal olaylara ortak tavır sergilemek ve depremde yıkılan İskenderun’un sorunlarını kollektif olarak çözmek ve ortak karar almak amacı kurulduğunu söyledi.
"Başka İskenderun yok" diyerek platformun ilk yürüyüşünü yaptıklarını belirten İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Derin, "Amacımız; artık nefes alamayacak hale geldiğimiz, halk sağlığı açısından da tehlikeli bir boyut olan ve İskenderun’u yaşanılmaz bir şehir haline getiren Angus sevkiyatlarına 'dur' demektir" dedi.

Anguslarla birlikte böcek, parazit ve sinek de geliyor

AKP iktidarının yanlış politikaları sonucunda ülkede hayvancılığın bittiğini belirten Derin, "Hayvancılık için tüm aranılan şartlar ülkemizde olmasına rağmen yanlış izlenen politikalar ve yerli üreticimizin desteklenmemesi nedeni ile dışa bağımlı hale geldik ve Latin Amerika’dan getirilen Anguslara muhtaç olduk. Bu ithalat ise hayvancılık sorunun çözdü mü? Hayır! Halk ucuz et mi yiyor? Hayır! Bu ithalat sadece İskenderun halkına yük olmaktan başka bir etkisi olmamıştır. İthal edilen bu canlı hayvanların tümü İskenderun limanından (LimakPort) ülkemize giriş yapmaktadır.Uzak ülkelerden, sağlıksız ve kötü koşullarda gelen bu Anguslar ise beraberinde birçok sorunu da getirmektedir. Gemide ölen Anguslar denize atılmakta, denizlerimiz kirlenmektedir. Angusları taşıyan gemilerden gelen pis kokular tüm kenti rahatsız etmekte ve özellikle limana yakın olan Modernevler, Akçay, Sakarya, Yunus Emre mahalleleri ve hatta şehrin merkez mahalleleri kokudan rahatsız olmakta, vatandaşlar dışarıda oturamamakta, pencerelerini dahi açamamaktadır. En önemlisi de Anguslarla gelen türü ve menşei bilinmeyen böcek, parazit ve sinekler nedeniyle salgın hastalık riski artmakta, kaşıntı, kızarıklık, şişkinlik ve nihayetinde iltihap dolu yara şikayetleriyle hastanelerimiz dolup taşmakta ve İskenderun halkının sağlığını ciddi suretle tehdit etmektedir. Artık yeter. Deprem ile yıkılan şehrimizde yaşadığımız onca sorun varken bir de Angus sorunu! İskenderun halkı bunu hak etmiyor. İskenderun halkı olarak bu işe 'dur' diyeceğiz. Onlarca basın açıklaması yaptık, mülki amirleri, yetkilileri göreve davet ettik, yerel yöneticilere bu işe dur demesi için çağrılarda bulunduk ama sesimizi kimse duymadı, kimsenin işine gelmedi. Ama artık yeter, İskenderun halkı Angus istemiyor. İskenderun halkının istemediği hiçbir şeyin olmayacağını bu gözünü kapatan yöneticilere, bu sevkiyatı yapan LimakPort'a ve İskenderun halkını tercih etmeyen tüm yetkililere bir kez daha söylüyoruz. Artık nefes alamıyoruz. Nefes alamıyoruz. Ama bu işe dur diyecek bizden başka hiç kimse yok. Bunu da İskenderun halkının bilmesini istiyoruz."

Valiye 'sevkiyata yakın mahallede bir hafta yaşayın' daveti

Hayvancılığı bitiren ve canlı hayvan sevkiyatına sebep olanın iktidar partisinin kendisi olduğunu belirten Derin, şöyle konuştu: "O tabiki bu işe dur demeyecektir. Ama Hatay’daki mülki amirlerin buna dur demesi gerekirken maalesef mülki amirlerin de LimakPort’un canlı hayvan sevkiyatına göz yumduğunu üzülerek görmekteyiz. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, limanın uygunluğu, kapasitesi, yeri, zemini, tırların konumu’ gerekçe göstererek Angusların geleceğini, sevkiyatın devam edeceğini belirtiyor. Hatay Valisinden, İskenderun Limanını fiziki koşullardan bahsetmesinin yanında Angus sevkiyatının sebep olduğu ve 'artık yeter' diyen İskenderun halkının sorunlarını da dile getirmesini, Angusların çevreye yaydığı kokulardan, halk sağlığını tehdit etmesinden de bahsetmesini beklerdik. Ama üzülerek gördük ki Hatay Valisinin de bu açıklamaları İskenderun halkının taleplerini karşılamayacaktır. Hatay Valisini, bu sevkiyatın yapıldığı tarihte yakın mahallelerin birinde bir hafta yaşamaya davet ediyoruz. Davet ediyoruz ki, İskenderun halkının yaşadığı bu rezilliği yaşayarak deneyimlesin. O zaman limanın fiziki şartlarından bahsedebilecek mi! İskenderun Emek ve Demokrasi platformu olarak burdan bir kez daha sesleniyoruz; Angus sorunu bir an evvel çözülmelidir. İskenderun LimakPort'tan Angus sevkiyatları durdurulmalıdır. Bu sevkiyatlara devam edecekseniz, İskenderun LimakPort'tan vazgeçilmeli, fiziki şartları uygun, yerleşim yerlerinden uzak, gerekli hijyen ve ilaçlama işleri titizlikle yerine getirilerek, kokuların ve haşerelerin yayılması önlenerek farklı bir limanda sevkiyat yapılmalıdır. Halk sağlığını tehdit eden ve Anguslarla gelen başta sivrisineklerin bir hastalık yayıp yaymadığı araştırılmalı ve gerekli sağlık tedbirleri alınmalıdır. En önemlisi de yerli et üretimi arttırmalı ve hayvancılık ithalatını bırakarak yerli havyancılık geliştirmelidir. İskenderun halkı olarak, birilerinin cebi dolacak diye bizim ve çocuklarımızın sağlığını tehdit eden Angusları istemiyoruz."

“Taş ocaklarıyla çevre katlediliyor”

Depremden önce de İskenderun’un sorunları olduğunu ama depremle birlikte sorunların hızla arttığını belirten  belirten İskenderun Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü Derin, Anguslarla birlikte İskenderun’u yaşanılmaz kılan, zaman mefhumu olmadan patlatılan dinamitler, dinamitlerin yaydığı toz bulutları ve patlatılan dinamit sarsıntıları nedeni ile depremi unutturmayan taş ocakları ve beraberinde getirdiği çevre sorunu da İskenderun’u yaşanılmaz bir şehir haline getirdiğini söyledi. Derin, "Aslında bu sorun sadece İskenderun’un değil, Yayladağı, Altınözü, Hassa, Defne, Samandağı ve Antakya’nın da sorunu olup bu ilçelerde faaliyet gösteren taş ocakları halk sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Özellikle deprem sonrasında taş ihtiyacı var denilerek faaliyetlerinin hızlandırılmasına göz yumulan taş ocakları halk sağlığını tehdit ediyor ve çevreyi katlediyor. İskenderun'da faaliyet gösteren taş ocakları kontrol edilmiyor ve denetlenmiyor. Deprem sonrasında gece geç saatlerde bile dinamit patlatarak üretim yapan taş ocakları, patlattıkları dinamitlerin hacmini arttırmış, sürekli sarsıntılara sebebiyet vererek İskenderun’da depremi unutturmamışlardır. Deprem nedeni ile travma yaşayan halkımızın, bu travmalarını sürekli hatırlatmış ve hatta arttırmıştır. Bu yaşanılan sarsıntılar nedeni ile yorgun olan binaların hasarını da arttırdığı açıktır. Patlatılan dinamitler nedeni ile çevreye yayılan toz bulutu neredeyse İskenderun’u kaplamakta ve doğayı katletmenin yanında hava kirliliğine de sebep olmaktadır. Bilindiği üzere Türkiye’in en kirli havası, İskenderun’dadır. İskenderun’un havasının kirlenmesinde taş ocaklarının payı da büyüktür. İskenderun’un simgesi olan Yarıkkaya kalmamıştır, taş ocaklarının amansız faaliyetleri nedeni ile ormanlar tahribata uğramış, ağaçlar kesilmiş ve oksijen kaynaklarımız tüketilmiştir. Bu tahribatın telafisi de mümkün görünmemektedir. Kontrolsüz ve denetimsizlik nedeni ile patlatmalarını arttırarak toz bulutu ile çevre ve hava kirliliğine sebep olan ve yaşattığı sarsıntılar nedeni ile depremi unutturmayan bu taş ocaklarına da artık yeter diyoruz" diye konuştu.