Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkez Bilim Kurulu Üyesi ve Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Baştaymaz, Anadolu´nun dünyanın jeopolitik merkezi, Türkiye´nin de jeopolitik, jeostratejik bir odak merkezi oldu?
Akın Bodur/İskenderun
Baştaymaz, ülkemizin Balkanlar, Asya, Ön Asya, Ortadoğu, Kafkaslar, Eğe ve Akdeniz´e hakim olduğunu, dünyanın önemli güçlerinin de bu bölgenin peşinde olduğunu belirterek, 'Buna bir de dünya politikasını ekleyin. O zaman başımız belada. Üzerinde bulunduğumuz coğrafya, ilginin toplandığı ve aynı zamanda dünyanın önemli güçlerinin de ilgilerinin olduğu bir coğrafya' değerlendirmesini yaptı.
'Bu coğrafyaya dönük ilgi ve alaka değişmeyecek'
ADD İskenderun Şubesinin kentteki HBB binasında düzenlediği 'İzmir İktisat Kongresi ve bugünkü ekonomik bunalımdan Atatürkçü çıkış yolu' adlı söyleşide konuşan Prof. Dr. Tahir Baştaymaz, katılımcılara, Osmanlı´nın tarım politikası ve son dönemi ile devletten imparatorluğa geçiş için yapılan öneri ve tutumunu anlattı. Osmanlı döneminde yabancılara tanınan imtiyaz kapsamında, Almanların ülkemizde oluşturacağı tren hattı kapsamında, hattın 5 kilometre çevresindeki yeraltı ve yer üstü kullanım hakkını istediğini anlatan Prof. Dr. Baştaymaz, 'Bu nedenle Anadolu´da tren hattı düz değil de zikzaklı ve dolambaçlıdır. İstanbul´a kadar dümdüz gelen tren hattı, Anadolu´da dolaşarak gidiyor. Demek ki burası (Anadolu) paylaşılacak, paylaşılmak istenilen bir bölge. Bu coğrafyaya dönük ilgi ve alaka değişmeyecektir. Geçmişte olan olaylar yeniden yaşanabilir. Biz buna ´tarih tekerrür eder´ deriz. Emperyalizmin burada hedefi var. Bizim bunu bilmemiz ve bu hedefe karşı birlik olmamız lazım' diye konuştu.
Bir devleti ayakta tutan üç noktanın ´ekonomi, toplum ve ordu´ olarak ifade eden Baştaymaz, ülkenin kuruluş sürecinden bugün gelinen noktanın düşünülmesini istedi ve 'Mustafa Kemal´in ulusal reçetesi, bugün sıkıntılarımızı giderecek ve güvenli şekilde yaşatacak reçetedir' dedi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Osmanlı´dan büyük miktarda borç devraldığını anlatıp, Mustafa Kemal´in İzmir´de düzenlediği İzmir İktisat Kongresini anımsatan Baştaymaz, 'Geçmişten sadece onur duymak yeterli değil. Atalarımız yaptı, biz daha iyisini yapabiliriz. Çünkü eskiden farklı olarak göre bugün yetişmiş elemanlar var. Genç Türkiye Cumhuriyeti, bu yükün altından kalktıysa, biz de yapabiliriz. Yapamazsak zaten altında başka bir şey vardır' dedi. Baştaymaz, 'Atatürkçülük, geçmişin bekçiliğini yapmak değil, geleceği planlamaktır' değerlendirmesini yaptı.
'Bugün ekonomik bir işgal var'
Günümüzde yeni bir emperyalizmle karşı karşıya olduğumuzu belirten ve yeni emperyalizmi ´neo emperyalizm´ olarak niteleyen Baştaymaz, ikisi arasındaki farkın ordunun kullanımı olduğunu belirtti ve emperyalizmin ordu kullanırken, neo emperyalizmin artık orduyu kullanmadığını söyledi. Emperyalizmin çalışmaları doğrultusunda ülkelerin etnik ve dinsel projelerle bölünebileceğini anlatan ve buna dünyanın farklı bölgelerinden örnekler veren Baştaymaz, ülkelerin ekonomik işgalle de bölünebileceğini anlattı ve günümüzde ekonomik işgalin içinde olduğumuzu ifade etti. Baştaymaz, şöyle konuştu: 'Bunu, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek yaptılar. Ayağımıza giydiğimiz ayakkabıdan kullandığımız cep telefonuna kadar birçok ürün yabancı üretim. 1980 sonrası dünya yeni bir düzene girdi. Buna küreselleşme diyoruz. Aslında bu neo liberalizm düzeni. Bugün ekonomik bir savaşın içerisindeyiz ve ekonomik bir işgal var. Sorunları gidermek için neler yapılmalı? Üretim yapılmalı. Her şeyi üretmeliyiz. Atatürk´ün ilkelerine yaklaştığımız sürece başarı var, ama fikirlerinden uzaklaştığımız zaman her şey olabilir. Tek kurtuluş yolu, Atatürkçü düşünce.'
'Renkli devrimler, emperyalistlerin başlattığı projeler'
Günümüzde üniversitelerin Osmanlı´daki medreselerden farklı eğitim vermediğini savunan Baştaymaz, bir soru üzerine ´Arap Baharı´ sürecinde emperyalizmin ilgisinin olduğunu belirtti ve 'Dışarıdan birileri proje üretiyorsa, o emperyalist projedir. Emperyalizmin günümüzde kullandığı bir araç daha var; Demokrasi. demokrasi sihirli bir kelime. Demokrasinin en önemli şartı, vatandaştır. Vatandaş varsa demokrasi işe yarar ve demokrasi ortaya çıkar. Suç demokrasi projesinde değil, onun. nasıl kullanıldığında ve hedefindedir. Renkli devrimler, emperyalistlerin başlattığı projelerdir. Arap Baharı da bunlardan biridir. Dünyada en tehlikeli rejim, demokrasiymiş gibi görünen rejimlerdir. Oysa, farklılıkların barış içinde yaşadığı tek rejim, demokrasidir. Demokrasi ideal bir rejim ama mükemmel bir rejim değildir. Çünkü, demokrasinin karşıtlarına da hak verir. Bu bir zaaftır. Bu durumda ne yapılırsa yapılsın, bir oligarşik yapı ortaya çıkıyor. Demokrasinin okulu yok, okulda öğretilmez. Öğrenme ailede başlar ve toplumda devam eder. Demokraside en güçlü silah halktır. kendi içerisinde örgütlenmiş halk. Demokrasinin 3 temel ilkesi var; Açıklık, şeffaflık ve her aşamada katılımcılık. Bunları kendi iradesiyle yapmak. Demokrasiyi her nesil yeniden öğrenmek ve yaşamak zorundadır.'
9863,27%1,88
34,75% 0,10
36,60% 0,33
2957,36% 0,48
4831,50% 0,59