Akın Bodur/İskenderun
Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şubesi, öğrenci ve eğitim emekçilerinin, bu eğitim öğretim yılına da birikmiş ve çözüm bekleyen sorunla ve müfredat değişikliği gibi tamamen ideolojik bakış açısıyla gerçekleştirilen değişikliklerin gölgesinde gireceğini belirtti. Sendikanın şube başkanı Sinan Cibaroğulları, 'Çağdaş, bilimsel, laik ve ulusal eğitimin savunucusu sendika olarak bu tepeden inmeci, gerici müfredatı yargıya taşıdığımızı, Cumhuriyet´in değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini, bilimin ana konularını çocuklarımıza öğretmeye devam edeceğimizi belirtiyoruz' diye konuştu.
Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Sinan Cibaroğulları, sendika binasında yönetim kurulu üyeleriyle birlikte dün düzenlediği basın toplantısında, 'Öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, personel istihdam sorunları, derslik açıkları, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, temel lise garabeti, uluslararası sınavlardaki başarısızlıklar, öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin yurtlarına mahkûm edilmesi, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, sözleşmeli öğretmenlik, hukuksuz bir şekilde görevden alma ve ihraçlar, sürgün uygulamaları gibi sorunlar maalesef bu öğretim yılında da yaşanacak' dedi.
´Müfredat, bilimsel değil siyasi hamlelerle değişiyor´
Cibaroğulları, eğitimin acil çözüm bekleyen sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine MEB´nın yangından mal kaçırırcasına hazırladığını belirttiği ve bu öğretim yılında uygulamaya koyacağı yeni müfredatla, çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin son parçalarını da yok etmeye çalıştığını savundu. Eğitim İş Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Cibaroğulları, şunları söyledi: 'İki yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve MEB Bakanlığının ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alınmıştır. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlıktır. AKP´nin siyasi söylemlerinin direkt ya da dolaylı şekilde yer bulduğu, din ağırlıklı içeriklerin artırıldığı müfredatta; pozitif bilimlerin öğretimi geriletilmiş ve Atatürkçülük kavramı gölgeye itilmeye çalışılmıştır. İktidarı boyunca müfredatı yapboza çeviren AKP, bu en köklü değişikliğinde de bilimsel değil siyasi hamlelerle bir değişikliğe gitmiş ve çocuklarımızın, dolayısıyla ülkemizin geleceği ile oynamıştır. MEB Bakanınn müfredat değişikliğine gerekçe olarak sunduğu ´sadeleştirme´ tezi de artık bayatlamıştır. Bugüne kadar her müfredat değişikliğini ´sadeleştirme´ olarak sunan AKP´nin, şimdiye kadar ki hiçbir değişikliğinde bunu yapamadığı da, aslında bunu hedeflemediği de açıktır. Çağdaş, bilimsel, laik ve ulusal eğitimin savunucusu Eğitim-İş olarak bu tepeden inmeci, gerici müfredatı yargıya taşıdığımızı, Cumhuriyet´in değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini, bilimin ana konularını çocuklarımıza öğretmeye devam edeceğimizi belirtiyoruz.
´Ders çizelgeleri birçok yönüyle sakat ´
Milli Eğitim Bakanlığının mayıs ayında, Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgelerini yayımladığını anımsatan Cibaroğulları, ´birçok yönüyle sakat ´ diye nitelediği çizelgelerin, yeni müfredatla birlikte değerlendirildiğinde iktidarın siyasi amaçlarını yerine getirmeye yönelik olduğunu kaydetti. Cibaroğulları, 'Haftalık çizelgelerde ortaya çıkan en göze çarpan mesele, iktidarın tüm okulları imam-hatipleştirme arzusu doğrultusundaki ´süper imam-hatiplerin´ geliyor oluşudur. Anadolu İmam Hatip Lisesi Haftalık Ders Çizelgesinin Uygulanması ile ilgili açıklamalar bölümünde, fen ve sosyal bilimler programı uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesi, Yabancı Dil Programı Uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesi, Spor Programı Uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesi, Sanat Programı Uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesi gibi yeni kavramlar türetilmiştir. İmam hatip liselerine kendi programlarının yanı sıra fen, sosyal bilimler, yabancı dil, sanat, spor liseleri programlarını da uygulama hakkı verilmiştir. Pek çok yönden sakıncalı olan bu haftalık ders çizelgelerinin iptali için Danıştay nezdinde sendikamızca dava açılmıştır' diye konuştu.
Yeni eğitim öğretim yılında MEB´den daha çok, Diyanet, gerici dernek, vakıf ve cemaatlerin okullardaki faaliyetlerine tanık olacaklarını düşündüğünü kaydeden Cibaroğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Devlet taşınmazlarının bu yapılara devri, tarikat ve cemaatlere yurt/etüt merkezi açma imkânı tanınmasına yönelik adımların hepsine tepki göstermiş ve yargıya taşımıştık. Ancak MEB, karşımıza Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı ile imzaladığı protokoller ile çıkmıştır. MEB´in, modern, çağdaş ve laik eğitim karşıtı, Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyetin ve Devrim Kanunlarının temel ilkelerine aykırı düşünce ve faaliyetleri ile bilinen bu tür vakıflarla işbirliğine gitmesi, ulusal ve laik eğitimin içini boşaltma çabalarının bir örneğidir. Milli Eğitim Bakanlığı´nın yetki devri anlamına gelen ve Anayasa´ya aykırı olan bu protokolleri Eğitim-İş yargıya taşımıştır.'
9629,75%0,84
34,57% 0,08
36,20% 0,56
2965,86% -1,31
5031,94% 0,00