İskenderun/SES
2010´dan beri kendi müziğini üreten ve kendisini sofar olarak tanıtan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezun Selin Sümbültepe, ilk albümü “Cızgan”ı Aralık 2017´de yayımlarken, Temmuz 2019´da “Altüst”, geçen ay ise “Sor”la dinleyicilerinin karşısına çıktı.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre selin Sümbültepe, 'Her şeyi müzikal olarak düşündüğüm için önce bu, sonra şu, sonra da ´PR´ gelsin diye düşünemedim, o yüzden. O sırada aklım başka bir noktada olsaydı, yani müzikal odaklı olmasaydım, çağı yakalamak adına öyle bir girişimde ben de bulunabilirdim. Geriye dönüp keşke demiyorum artık, geçti. Ama 11 şarkılık albümün belki 4 tanesini ´single´ yapıp sonradan albüme dönüştürebilirdim. Ama dediğim gibi gerçekten bende o bilinç yoktu o esnada. Bunun dönemimiz gereği stratejik bir hata olduğunu söyleyenler de oldu. ´Boşver, zaten bir sürü şarkın vardı. Bunları albümde toplamayacaktın da ne yapacaktın´ diyenler de oldu, ben bunu diyenlerin tarafına daha yakın bir ruh halindeydim. Çok senelerdir bekleyen şarkılardı bunlar, galiba sabırsızlıktan da birazcık hepsini bir arada atmak istedim. Bir de hali hazırda konser yapan bir şarkıcıydım. ´Single´ yapınca, tek şarkıyla nasıl konser yapacaksın algısı oluşuyor, hikâyeyi bir bütün olarak sunmak biraz doğru geliyor bana. Bir şarkı yazarı olarak en büyük kaygım bütünlüktü. Konserime gelen kişi benim ne anlattığımı sadece bir şarkıyla anlayamaz diye düşünüyordum. Şimdi, bütün albümümü söyleyerek bütün ruh halimi açık ediyorum' değerlendirmesini yapıyor.
Albüm çıkarma konusunda kaygı yaşadığını belirten Selin Sümbültepe, şu değerlendirmeyi yapıyor: 'İlk albümü yaptıktan sonra insanlar zannediyor ki, koptu gitti. Ama öyle olmadı, çok yavaş ilerliyorum, çünkü bağımsız ilerliyorum. Bir ´PR´ gücüm de yok. Çok büyük bir kitle de yeni albüm diye dadanmıyor açıkçası. Zaten dadanmalarına da gerek yok, dadansalar da dadanmasalar da ben bunu yapacağım. Kafamda bir Arapça-Türkçe karışık bir konsept var. O konsept için kimle çalışmalıyım gibi sorular var kafamda. Doğru kararlar vermeye çalışıyorum açıkçası. Çünkü o bir konsept. Ben o şarkıları tek tek yayımlayamam. Gerçekten ayırmak istemiyorum. Bir hikâye o. Belki habercisi olarak birini önden gönderebilirim. Hataylıyım. Benim bütün ailem Arapça biliyor. Arapça´nın içinde büyüdüm yani. Benim her zaman duyu olarak alışkanlığım vardı doğal olarak. Asıl olarak Arapça´yı şarkı diline aşırı yakıştırıyorum. Bence çok melodik bir dil ve çok beğeniyorum. O yüzden hem köklerimden bir şeyler ortaya koymak istediğim için hem de Türkiye´de doğdum büyüdüğüm için ortak paydada buluşturmak istedim. Umarım bunu 2020´de sunabilirim. Fakat, bekleyen bambaşka şarkılarım da var.'
Sümbültepe, müzik tartına ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yapıyor: 'Şarkıları söyleme tarzımla alakalı olarak bana caz şarkıcılığını yakıştırıyorlar. Müziğimin cazla yakından uzaktan alakası yok. Evet, her müzik dalına ne kadar yaklaştıysam, cazı tanımak adına ona da yaklaştığım bir dönem var. Ama caz şarkıcılığı bambaşka bir evren. O yüzden ona yakın değilim. Bazı festival ya da katologlarda caz şarkıcısı olarak adlandırıldığımda bu benim adıma iyi bir şey olmuyor, çünkü dinleyici öyle kodluyor. Ama albümün onunla alakası yok. Gurur duyuyorum, teşekkür ederim fakat ben caz şarkıcısı değilim de diyemiyorsunuz. Şu dönemde müziği nasıl tanımladığımız ayrışmaya başladı ya, indie pop diyerek bir kategoriye soktuk müziğimi. Ama ben aslında galiba “eklektik” diyip bu işin içinden çıkıyorum. Çünkü bir sürü yere dokunuyorum. İlk albümde blues, caz dokunuşları var ama onlar sadece dokunuş. Albümün geneline baktığımız zaman içinde rock da var, elektronik öğeler de var. O yüzden indie-pop ve eklektik deyip bu işin içinden sıyrılıyorum.'
Smbültepe, yeni şarkısı ´Sor´ hakkında da 'Biraz hüzünlü bir şarkı. Çok canlı bir şarkı, bunu dememin sebebi, bugüne kadar şarkılarım hep zamanını ve sırasını bekledi; senelerce bekleyen oldu. Bu şarkı hiç beklemedi. Çok taze bir şarkı. İnsan içindekini dışavurmak istiyor. Şarkıyla, türküyle vurabildiğim için çok şanslıyım. O yüzden bir iç döküş şarkısı diyorum' değerlendirmesinde bulunuyor.