Şahin´e göre çiftçinin devletten 155 milyar lira alacağı bulunuyor
Akın Bodur/İskenderun
Tarımsal üretimin hızla azaldığını belirten ve 'Çiftçi perişan halde, üretim yapamıyor, hükümet de bu durumu izliyor' değerlendirmesi yapan Hatay Milletvekili Suzan Şahin, tarımda yaşanan politikasızlığa çözüm bulunamıyorsa Tarım ve Orman Bakanın istifa etmese gerektiğini ifade etti.
Hazırlanan programlar ve uygulanan tarım politikasında tarımı önceleyen herhangi bir açıklama ya da söylem olmadığını anlatan Hatay Milletvekili Şahin, '17 yıllık AKP iktidarında tarımsal üretimimiz artacağına giderek daha da kötü bir hale geldi. Çiftçilerimiz artık üretim yapamıyor. Ürününü üretecek gerekli olan ürünleri bile alamıyor. Borçlanarak üretim yapmaya çalışıyor. Ürettiği ürünün karşılığını alamadığı için de haciz gösterdiği tarlası elinden alınıyor. Bu ülkenin tarım politikası çöktü' açıklamasıyla Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli´yi istifa etmeye çağırdı. AKP hükümetlerinde tarımsal üretimin hızla gerilediğini ifade eden Şahin, gazetemize ilettiği yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: 'AKP iktidara geldiği 2002 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 35 iken bugün bu oran yüzde 17 seviyesine, tarımın gayrisafi milli hasıla içindeki payı yüzde 5.7´den yüzde 5.4´e geriledi. Samanı bile ithal eder hale geldik. Bugüne kadar sadece canlı hayvan ithalatına 8 milyar dolar ödedik, 13 milyar dolarlık ihracata karşılık 80 milyar dolarlık tarımsal hammadde ithalatı yaptık. Bu veriler bir ülkenin tarımının devlet eliyle nasıl bilinçli olarak bitirildiğinin açık bir göstergesidir. Türkiye bir ucu Avustralya´dan öbür ucu Kuzey Amerika, Arjantin ve Brezilya´ya kadar hemen hemen her ülkeden tarım ürünü ve et ithal ediyor. Ülkede organik üretim yapan çiftçi sayısı artıyor, buna karşılık üretim düşüyor. Çünkü yumurtayı bile Suudi Arabistan´dan ithal ediyoruz. Nüfusun büyük bir bölümünün ekmeğini hala tarımsal faaliyetlerden sağladığı ülkede tarım ürünleri ithalatı için 15 yılda 148 milyar dolar ödendi. Ürettiğimiz buğday, arpa, mısır gibi ürünlerde ithalatçı konuma geldik. 2018 yılında canlı hayvan ve et ithalatı rekor kırdı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi ülkemizde verimli ovalar, topraklar varken çiftçilerimiz kendi topraklarında üretim yapmak isterken Sudan´da toprak kiralanıyor olması bu ülkenin çiftçisine ve yurttaşına ihanettir. Tarımın ithalata dayalı bir sektör haline gelmesinin faturası çiftçilere kesildi. Çiftçilerin giderlerinin yüzde 90´ının ithal olması nedeniyle çiftçilerin üretim maliyetleri de yüzde 50 ila yüzde 120 arasında zamlandı. Üreticinin kazancı girdi maliyetlerine bile yetmiyor. 2002´de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 2 milyon 800 bin kişinin toplamda 530 milyon TL borcu varken, bugün kayıtlı 2 milyon 100 bin çiftçinin borcu 118 milyar TL´ye ulaştı, yani çiftçinin borcu 222 kat arttı. Buna karşılık, kanuna göre GSYH´nin yüzde 1´ini üreticilere vermesi gereken hükümetin şimdiye kadar en yüksek verdiği pay yüzde 0.5. Yani çiftçinin devletten 155 milyar TL alacağı var. AKP hükümeti çiftçisine borçludur.'
'Hataylı çiftçi tarlasını ekemez hale geldi'
Hatay´daki çiftçilerin de tarlasını ekemez hale geldiğini ifade eden milletvekili Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Çiftçi sulama suyunu pahalı kullandığı için tarlasını ekemiyor. Yeraltı suyunu elektrik ile çıkararak sulama suyu olarak kullanan çiftçilerimiz 15 ayda elektriğe yüzde 130´a varan oranlarda yapılan zamlar nedeniyle elektrik borçlarını ödeyemiyor. Patates gibi ürünlerin, bakanlığın hastalık bahanesi nedeniyle üretimi yasaklanıyor, ekilemiyor. Narenciye üreticileri soğuk hava deposu ve entegre tesisler olmadığı için üretim yapamıyor. Sınır kapılarının kapalı olmasından dolayı tarımsal ihracatımız neredeyse bitmiş durumda. Kendi ürettiğimiz ürünleri bile ithal ediyoruz. Akılcı ve planlamaya dayalı bir üretim ekonomisi olmadığı sürece yakında ne çiftçi ne de ekilecek toprak kalacak. Acilen önlem alınmalı. Önlem alamıyor, bu işi beceremiyorlarsa Tarım ve Orman Bakanı derhal istifa etmelidir. Tarım sektöründe yaşanan tüm sorunların ana kaynağı yanlış tarım politikalarıdır. Bu politikalar bu şekilde devam ederse önümüzdeki yıllarda toprak ekecek çiftçi kalmayacak. Ürün fiyatlarındaki artışı bahane ederek bol bol ithalat yapan iktidar ise çiftçiyi korumaya yönelik tek bir somut adım atmıyor. Bu sorun yıllardır devam ediyor ve hala çözüm üretilebilmiş değil. Geçtiğimiz ay TBMM´de onaylanan 11. Kalkınma Planı´nda da tarıma önemli bir yer verilmediği gibi koyulan hedefler de sorunu ortadan kaldıracak nitelikte değil. Sadece ‘temenni´ olarak belirtilmiş durumda. Çiftçilerin kanayan yaralarının hiçbirine somut bir çözüm konulmamış. Eğer tarımda planlama yapılmaz ve üretici zarar etmeye devam ederse üretim yapamayacak. O zaman bizler de pahalı bile olsa hiçbir gıdaya ulaşamaz hale geleceğiz. İthalat destekleniyor, yerli üretici ve bizim çiftçilerimiz yok ediliyor. Millilik sadece sınırları korumak değil, ülkenin üretim kanallarının da korunması demektir. Yurttaşa ve çiftçiye destek vermek sosyal devletin birinci önceliği olmalıdır.'
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55