Yönetenlerin "gazeteciliğin suç sayılması kompleksinden" kurtulması gerektiğini belirten Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, "Yeni çağdaş ve özgürlükçü bir Basın Yasasına çok ihtiyaç var. Yasaya ilişkin sorunları ve çözümleri olan biziz. Özgürlükçü ve çağdaş bir anayasanın çıkması konusunda çaba harcamalıyız" dedi. Basın özgürlüğünün her açıdan anayasa tarafından koruma altına alındığını anımsatan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan, "Basın ve ifade özgürlüğü koruma altındayken, sorun anayasada mı yoksa uygulamada mı" diye sordu.
Filistin ve Gazze'de yaşananların duyulmaması için gazetecilerin İsrail tarafından hedef alındığını savunan Filistinli gazeteci Tahravi, "İsrail, Gazze'de olanları, yaşananları gizlemek için gazetecileri öldürüyor. Basınla alakalı her şey, yerle bir ediliyor; radyo, ajansı, gazete binaları yok ediliyor. Gazetecilerin çalışma alanları ortadan kaldırılılıyor" değerlendirmesinde bulundu. Avrupa Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Gutierrez ise, "Mesleğimiz daha önce böyle bir soykırım görmedi. Bu kadar büyük sayıda ve kısa sürede gazeteci öldürülmedi" diye konuştu. Dezenformasyon Yasası eleştiren Gutierrez, "Yasa, medyaya karşı ve medyayı zayıflatmak için kullanılıyor. Dezenformasyon Yasası, gerçek dezenformasyona karşı kullanılmıyor" dedi.
Ankara'da Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen "Medya Konferansı 2024 - Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” adlı konferansta, gazetecilik ve sorunları, çözüm yolları konuşuldu. Konferansın açılışındaki konuşmasında, ülkeyi yönetenlerin "gazeteciliğin suç sayılması kompleksinden" kurtulması gerektiğini belirten Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, yeni çağdaş ve özgürlükçü bir Basın Yasasına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Basın özgürlüğünün her açıdan anayasa tarafından koruma altına alındığını anlatan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan de basın ve ifade özgürlüğü koruma altındayken, sorun anayasada mı yoksa uygulamada mı, olduğunu tartışmaya açıyorum" dedi. AB Türkiye Delegasyonu Mali İşbirliği Bölüm Başkanı Odoardo Como, ifade ve basın özgürlüğünün, demokrasi açısından kritik bir konuma sahip olduğunu belirtirken, Norveç Büyükelçiliği Misyon Şef Yardımcısı Anne Kjersti de ifade ve basın özgürlüğünde gerileme gördüğünü söyledi.
"Gazeteciler, mesleki yoksulluğunu sürdürüyor"
Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) Başkanı Nazmi Bilgin, ülkeyi yönetenlerin "gazeteciliğin suç sayılması kompleksinden" kurtulması gerektiğini ifade etti. "Gazeteciler, mesleki yoksulluğunu sürdürüyor" diyen Bilgin, gazeteciler tutuklandığını, gözaltına alındığını, işsiz kaldığını anımsattı ve "Şimdi önümüzde bir sınav var. Anayasa çalışması var. Yeni çağdaş ve özgürlükçü bir Basın Yasasına çok ihtiyaç var. Yasaya ilişkin sorunları ve çözümleri olan biziz. Bu çalışmayı başkasına bırakmayız. Özgürlükçü ve çağdaş bir anayasanın çıkması konusunda çaba harcamalıyız" diye konuştu.
“İfade ve basın özgürlüğü, demokrasi açısından kritik konuma sahip”
"Medya için demokrasi, demokrasi için medya" projesi kapsamında düzenlenen "Medya Konferansı-2024 Gazeteciliğin Dönüşümü ve arayışları" konferansında, ifade ve basın özgürlüğünün, demokrasi açısından çok önemli olduğunu anlatan AB Türkiye Delegasyonu Mali İşbirliği Bölüm Başkanı Odoardo Como, "İfade ve basın özgürlüğü, demokrasi açısından kritik bir konuma sahiptir. Avrupa basın ve Özlük Yasası yeni çıktı. Yeni çıkan bu düzenlemenin amacı basın ve ifade özgürlüğünü geliştirmek. Medyanın, toplumda demokratik değerleri yaygınlaştırabilmesi için, özgür çalışması için destek olmaya devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
“İfade ve basın özgürlüğünde gerileme görüyoruz”
İfade ve basın özgürlüğünün çok önemli insan hakları kapsamında olduğunu anlatan Norveç Büyükelçiliği Misyon Şef Yardımcısı Anne Kjersti, "Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğünde biraz gerileme görüyoruz. Savaş ve baskı ortamlarında ifade özgürlüğü zarar görür. Günümüzde çok fazla sayıda bilgi ve haber var. Bu ortamda neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyoruz. Sahte ve yanlış haber çok. İşte burada ifade ve basın özgürlüğü önem kazanıyor. Gazetecilik etiğine de bu nedenle çok fazla ihtiyaç var" dedi.
Anayasada, basın özgürlüğü her açıdan koruma altına
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Türkiye'de basın özgürlüğününün anayasal güvence altında olduğunu, bunun sadece gazetecilere tanınan bir hak olmayıp, halkın bilgi alma hakkına yönelik olduğunu söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan, "Basın özgürlüğü güvencesi kapsamında anayasanın 28. maddesi söz konusudur. Bu maddelerin dışında 22., 25. ve 26. maddeler de var. 29., 30. ve 31. maddeler de bulunuyor ve bu maddeler düşünce ve ifade özgürlüğünden başlayıp, basın araçlarının korunmasına kadar geniş bir alanı kapsıyor. Anayasa tarafından basın özgürlüğü her açıdan koruma altına alınmıştır" diye konuştu.
Sorun anayasada mı, uygulamada mı?
Ülkede 35 dolayında gazetecinin tutuklu olduğunu anlatan Sağkan, "Soruşturma, kovuşturma, gözaltı ve duruşmaya çıkan, ifade veren gazeteci sayısını vermek ise hemen hemen imkansızdır. Basın ve ifade özgürlüğü koruma altındayken, sorun anayasada mı yoksa uygulamada mı, olduğunu tartışmaya açıyorum" dedi.
Gazetecilerin suçlarının münferit suçlarla karıştırılmaması gerektiğini de belirten Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan, şöyle konuştu: "Dezenformasyonla Mücadele Yasasının 217/a maddesinde 'halkı yanıltıcı bilgiyi yansıtma suçu' vardır. Bu madde, ifade ve basın özgürlüğüne tehdit yaklaşımıdır. Hak ve özgürlükleri daraltan değil, genişleten düzenlemeler olmalıdır. Basın ve ifade özgürlüğü, sadece gazetecilere tanınan bir hak olmayıp, halkın bilgi alma hakkına yöneliktir."
"Gazze'de olanları, yaşananları gizlemek için gazeteciler öldürülüyor"
Medya Konferansı'nın konukları arasında bulunan Filistinli gazeteci Hasan Tahravi, Gazze'de, Filistin'de yaşananların duyulmaması için gazetecilerin hedef alındığını söyledi. Tahravi, "İsrail'in, Filistin ve, Gazze'ye yönelik saldırıları, savaştır. Orada bir savaş var. Savaş var çünkü tank ve uçaklara saldırılar var. 365.000 metrekaredeki 2 milyon insan yaşıyor. Gazze'de yaşam tarif edilemez bir hale geld. Yaklaşık 7 ayda 34.000 Filistinli öldürüldü. Her yerde ölü, yaralı var ve bunların hepsinin bir hikayesi var. Bu süreçte 141 gazeteci öldürüldü, 100'den fazla gazeteci tutuklandı, yüzlerce gazeteci de yaralı. İsrail, Gazze'de olanları, yaşananları gizlemek için gazetecileri öldürüyor. Basınla alakalı her şey, yerle bir ediliyor; radyo, ajansı, gazete binaları yok ediliyor. Gazetecilerin çalışma alanları ortadan kaldırılılıyor" değerlendirmesini yaptı.
“Dezenformasyon Yasası, dezenformasyona karşı kullanılmıyor”
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Sekreteri Ricardo Gutierrez ise, "Mesleğimiz daha önce böyle bir soykırım görmedi. Bu kadar büyük sayıda ve kısa sürede gazeteci öldürülmedi" dedi.
Dezenformasyon Yasası eleştiren Gutierrez, "Yasa nasıl ortadan kalkar? Elbette etikle. Yasa, medyaya karşı ve medyayı zayıflatmak için kullanılıyor. Dezenformasyon Yasası, gerçek dezenformasyona karşı kullanılmıyor" diye konuştu.
“Dezenformasyon demokrasi için bir sorun”
EFJ'nin, 74 ulusal örgüt ve 320 bin gazeteciyi temsil ettiğini anımsatan Gutierrez, "Avrupa Gazeteciler Federasyonu, sahte haberlere karşı da mücadele ediyor. Dezenformasyon gerçekten demokrasi için bir sorun. Türkiye’de yapılan anketlerde çıkan sonuca göre yüzde 60'lık bir kesim, Dezenformasyon Yasası'nın kaygı yarattığını ifade ediyor. Hükümetler dezenformasyonu teşvik ediyor. Biz gazeteciler olarak dezenformasyondan korkuyor muyuz? Giderek artan sosyal ağ gücünü en büyük tehdit olarak görüyoruz. İlk tehdit, medya sektöründe personel ve medya etiği eksikliğidir. Geleneksel medya açısından dezenformasyon çok tehdit olarak görünmüyor. Artık kimse hiçbir şeye inanmıyor. Bu durum biraz 1940'da yapılan propagandaların yapıldığı ve bunun ortaya çıktığı süreç gibi. Gazeteciler nasıl çalıştığını düşünmek zorundadır. Demokrasiyi izlemek, korumak ve savunmaları gerekir. Yeni yasaya ihtiyaç var mı? Yok. Ama yönetenler uygulamayı değiştirmelidir. Sosyal ağları kullananların da sorumluluğunu alması sağlanmalıdır. Hukuksal düzenlemeler hiçbir zaman ifade ve basın özgürlüğünün önüne geçmemelidir. Gazeteciler, sadece kendi işlerini yaparak da dezenformasyonla mücadele edilebilir. O zaman yönetenler ve toplum iki kaynak arasındaki farkı görecektir. Sahte gazeteciliği daha az, gerçek gazeteciliği daha çok yapmanız gerekiyor" dedi.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01