İskenderun/SES
Ramazan ayında tutulan oruçla birlikte uzun saatler boyunca açlığa ve susuzluğa adapte olan vücudun, yeterli ve dengeli beslenme önerileriyle düzene sokmanın önemli olduğunu belirten Albayrak, “Ramazan ayı sürecinde metabolizmada yavaşlama görülür. Normal beslenme düzenine geçişte, özelikle bayramda şerbetli, hamurlu, kremalı tatlıların bol tüketilmesi ciddi yağlanma problemi, sindirim sisteminde sıkıntı oluşturabilir. Bu nedenle; tatlı seçiminde ve sunumunda hafif, sütlü, meyveli tatlılar tercih edilmelidir. Oruç tutulmasıyla birlikte posadan fakir beslenilen bir aylık süreç sonunda, günlük posa tüketimini arttırma yoluna gitmeli, kepekli/tam tahıllı ekmek, sebze, kuru baklagil yemekleri gibi yüksek oranda lif içeren besinlere sofrada yer verilmelidir. Böylece kabızlık sıkıntısı yaşayanlar için de barsak hareketleri arttırılmış olur” değerlendirmesini yaptı.
Yeterli su içilmesi gerektiğine de anımsatan Albayrak, hastaneden yapılan yazılı açıklamaya göre şunları belirtti: “Gün içinde ortalama 2-2,5 litre su tüketimi önemlidir. Sıvı alımının arttırılması kabızlığa çözüm olacağı gibi, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü gibi sıkıntıları da ortadan kaldırmaya yardımcıdır. Öğün saatlerini tekrar düzene sokup, 3 ana ve 2-3 ara öğün beslenmek şartıyla, beslenme sıklığını arttırma yoluna gidilmelidir. Kan lipid düzeylerini kontrol altında tutabilmek adına, çok yağlı besinleri öğünlerde tercih etmemeli, fırında/haşlama veya ızgara olarak pişirilmiş yağsız et ve günde 5-6 porsiyon olmak üzere bol sebze-meyve tüketilmelidir. Doymuş yağ içeriği yüksek katı yağlar yerine, yemekleri sıvı yağlarla (zeytinyağı, ayçiçeği yağı, fındık yağı) pişirmek doğru olacaktır. Gazlı-kolalı içecekler, alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır. Mide rahatsızlıklarına sebebiyet vermemek adına aşırı yağlı, baharatlı ve acı yemeklerden uzak durulmalıdır. Yemeklerde acı, baharat ve tuz kullanımı sınırlandırılmalıdır. Herhangi bir kronik rahatsızlığa sahip olan ve oruç tutan bireyler ramazan dönemi sonrası mutlaka doktor kontrollerine gitmelidir ve bir değerlendirilmeye tabi tutulmalıdırlar. En önemlisi, fiziksel aktivite arttırılma yoluna gidilmeli, her yaşa ve fiziksel duruma göre hareketli bir yaşam tercih edilmelidir.'