İHD İskenderun şube başkanı Coşkun Selçuk, dernek binasında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin de kabul ettiği, 30 maddeden oluşan Bildirgenin, 10 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan BM Genel Kurulu’nda kabul edildiğini anımsattı.
Selçuk, “Birleşmiş Milletler, barış, insan hakları ve demokrasi ideallerine dayalı uluslararası bir sistem oluşturma hedefiyle inşa edilmesine karşın maalesef bu ideallerin çok gerisinde kalmıştır. Bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hâlâ kurulamamıştır. Birleşmiş Milletler örgütü de, varoluş gerekçesiyle çelişir biçimde, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede mülteci krizlerine müdahalede, küresel çapta doğal ve kültürel mirasın korunmasında, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, başta kadınlara yönelik olmak üzere her türlü ayrımcılığı sonlandırmada yeterince etkin olamamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Selçuk, şu açıklamayı yaptı: “Gelinen aşamada güçlü devletlerin bir araya gelerek oluşturduğu askeri ve ekonomik birliktelikler, insanların hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önünde birer engele dönüşmüştür. Özellikle devletlerin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşmaları insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının, hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak zayıflamasına yol açmıştır. Bütün bu olumsuzlukların karşısında dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedirler. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır. Güçlünün hiçbir kural hiçbir hukuk tanımadan zayıfı ezdiği ilkel insandan beri var olan ahlak ölçülerinin yok sayıldığı bir çatışma dönemini yaşıyoruz. Tek değerin ekonomik çıkarlar olduğu bu dönemde insanlık büyük acılar çekmektedir. Dünyanın gözü önünde Filistin’de, Rojava’da ve daha pek çok yerde yaşanan çocuk ve sivil ölümleri insanlığın geleceğini tehdit etmektedir.”
Türkiye’de bu yıl yaşanan hak ihlalleri üzerine de değerlendirmede bulunan Selçuk, “Yaşam hakkı ihlalleri, sadece devletin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen ihlaller ile sınırlı değildir. Üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen fakat devletin, ‘önleme ve koruma’ yükümlülüğünü yerine getirmeyerek neden olduğu yaşam hakkı ihlalleri vardır. Yaşadığımız deprem sonrasında başta yaşam hakkı barınma hakkı ve sağlık hakkı olmak üzere çok sayıda hak ihlali yaşandı. Şimdi de rezerv alan vb uygulamalarla mülkiyet hakları ihlal edilmeye çalışılıyor@ görüşünü kaydetti. Düşünce ve ifade özgürlüğü alanında çok ciddi ihlaller yaşandığını anlatan İHD şube başkanı Selçuk, “Bu yıl içinde de gazeteci, yazar, insan hakları savunucusu vb. çok sayıda kişiye davalar açılmış, tutuklamalar olmuş, dergi ve kitaplar toplatılmıştır. 2023, çok sayıda insan hakları savunucusunun BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nde yer alan ilkeler çiğnenerek gözaltına alındığı, tutuklandığı ve saldırıya uğradığı bir yıl olmuştur: 2023 yılı kural olarak barışçıl toplantı ve gösteri özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı, ancak keyfi bir şekilde izin verildiği ölçüde istisnai olarak toplantı ve gösteri yapılabileceğinin olağan hale getirilmeye çalışıldığı bir yıl olarak yaşanmıştır” görüşünü kaydetti.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55