Tarih: 09.09.2024 15:06

"Bir eylem hem hak hem suç olamaz"

Facebook Twitter Linked-in

“Haklar için Habercilik, Gazeteciler İçin Özgürlük" projesi kapsamında Defne'de düzenlenen "Gazeteciler haklarıyla vardır" başlıklı atölye çalışmasında, "Deprem sonrası yerelde gazetecilik ve karşılaşılan hukuki sorunlar" ve "İfade özgürlüğü ihlalleri ve ihlallerin haberleştirilmesi" konuları ele alındı. Hatay, Osmaniye, Mersin, Gaziantep, Adana, Adıyaman ve Erzurum’dan 15 gazetecinin katıldığı atölye çalışmasında sunum yapan avukat Deniz Şenay, gazeteciliğin ‘yayma özgürlüğü’ hakkını anayasanın 26-32. maddeleri arasındaki düzenlemelerden aldığını anlattı ve "Bir eylem hem hak, hem de suç olamaz. Gazetecilik suç değildir, söyleminin, bir eylemin hem hak, hem suç olamayacağı ilkesi üzerinden okunması gerekir" dedi.

bianet ifade özgürlüğü editörü Hikmet Adal da 6 Şubat depremlerinde ihlallerinin, ilk olarak 10 saat süreyle uygulanan internet kesintisiyle başladığını, farklı uygulama ve açıklamalarla sürdüğünü söyledi. Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2023’te dünyadaki en kötü 15. ülke konumunda olduğunu anlatan Adal, "Türkiye'de sadece habere erişim engellenmiyor. Erişimin engellendiğinin yapıldığı haberlere de erişim engelleniyor. Erişim engelleriyle haberler ortadan kaldırılınca, bilgiye ulaşma, bilgilenme de olamıyor" diye konuştu. Adal, gazetecilere yönelik yapılan suçlamaların "terör örgütü propagandası, terör örgütü üyeliği, terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, cumhurbaşkanına hakaret, hakaret ve iftira ve dezenformasyon" olduğunu da anlattı.

İskenderun/SES
IPS İletişim Vakfı/bianet, Almanya Başkonsolosluğu’nun finansal desteğiyle yürüttüğü “Haklar için Habercilik, Gazeteciler İçin Özgürlük" projesi kapsamında Defne'de atölye çalışması düzenledi. "Gazeteciler haklarıyla vardır" başlıklı atölye çalışmasında, "Deprem sonrası yerelde gazetecilik ve karşılaşılan hukuki sorunlar" ve "İfade özgürlüğü ihlalleri ve ihlallerin haberleştirilmesi" konuları ele alındı. 
Hatay, Osmaniye, Mersin, Gaziantep, Adana, Adıyaman ve Erzurum’dan 15 gazetecinin katıldığı 'Gazeteciler haklarıyla vardır' başlıklı atölye çalışmasında, deprem bölgesinde gazetecilerin hakları ve ifade özgürlüğü üzerine sunumlar yapıldı, katılımcılar da deneyimlerini anlattı. Boğaziçi Otel'de gerçekleştirilen atölye çalışmasına gazetemizden yazı işleri müdürü Sadet Berkyürek ve muhabir Akın Bodur katıldı.

“Yayma özgürlüğü anayasal güvencededir”

İnternette yayın yapan Bianet'in sorumlu yazı işleri müdürü Vecih Cuzdan'ın açılış konuşmasıyla başlayan atölye çalışmasında, avukat Deniz Şenay deprem sonrası bölgede gazetecilerin hukuki problemlerini, gazeteci Hikmet Adal da ifade özgürlüğü ihlallerini konularında sunum yaptı. Cuzdan, etkinliğin, basın ve ifade özgürlüğüne katkı sunmak, yerelde dayanışmayı güçlendirmek için düzenlendiğini söyledi.
"Deprem sonrası yerelde gazetecilik ve karşılaşılan hukuki sorunlar" konusunda sunum yapan avukat Deniz Şenay, yerel gazetecilerin yaşadıkları sorunları ve deprem sonrasındaki müdahaleleri temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması bakımından değerlendirdi. Gazetecilik mesleğinin haklarını anayasanın ‘yayma özgürlüğü’ maddesinden aldığını ve anayasanın 26-32. maddeleri arasının buna ilişkin düzenlemeleri kapsadığını anlatan Şenay, yayma özgürlüğünün mutlak hakkı kapsarken, ifade özgürlüğünün ise mutlak hak olmadığını söyledi. Şenay, "Çünkü, nefret söylemi ve hakaret de ifade şeklinde olabilmektedir" dedi. Gazeteciliğin içi boşaltılan bir kavram olduğunu anlatan Şenay, "Gazetecilik suç değildir derken, anayasal kavramlara geri dönmek gerektiğini görüyoruz. Bu, basım-yayım araçları için de öyledir" değerlendirmesini yaptı.

“Gazetecilerin yargılanma nedeninde 'tehlike oluşturma' anlayışı var”

Deprem bölgesinde çok sayıda evin yıkıldığını ya da hasar gördüğünü anlatan Şenay, imar mevzuatına aykırı tüm suçların 'ani suçu' oluşturduğunu, bir kişinin olan durumu aktarmasının 'kamu düzenini bozamayacağını' ifade etti ve "Kamu düzeninde yükümlülük bireye değil, devlete verilir. Bir insan sırf mesleğini yaptığı, gazetecilik yaptığı için de suçlanamaz, sokakta mikrofon tuttuğu için de yargılanamaz. Bir insanı sadece mesleğini yaptığı için cezalandırmak ya da baskı altında tutmak da olamaz. Ancak, uygulaması, ifadesi eleştirilebilinir, bu gerekçelerle yargılanabilir. Gazetecilerin yargılandığı suçların nedeninde 'tehlike oluşturma' yaklaşımı, anlayışı vardır. Gazeteciler tehlikeli olarak görülmektedir. Bu durumda haberle halka yansımasında nedensellik bağı kurulması lazım. Somut tehlike diye bir suç vardır ve gazetecilerin yargılanabilmesi için somut olarak bu tehlike suçunu yaratması, oluşturması gerekir. Soyut tehlikeden dolayı bir suç oluşmaz" diye konuştu.

"Bir eylem hem hak hem suç olamaz" 

Gazetecilerin örgütlenmesi gerektiğini de anlatan Şenay, "Gazetecilerin örgütlenmesi gerekli ve içi boşaltılmış örgütlenmeden de uzaklaşmak gerekiyor" dedi. "Yanıltıcı bilgi" ile "gerçeğe aykırı bilginin" aynı anlama gelmediğini de anlatan Şenay, yanıltıcı nitelikteki bilginin gerçeğe aykırı bilgi olmayabileceğini söyledi ve Tommaso'nun "Bir ifadenin yanlış olduğunu ispat etmek, gerçeğin gerçekte ne olduğu hakkında hiçbir bilgi vermez. Sadece ne olmadığı hakkında bilgi verir" sözünü de anımsattı.  
Gazetecilik mesleğinin haklarını anayasa ve kanunlardan aldığını anımsatan ve "Gazetecilik suç değildir" diyen Şenay, "Bir eylem hem hak, hem de suç olamaz. Gazetecilik suç değildir, söyleminin, bir eylemin hem hak, hem suç olamayacağı ilkesi üzerinden okunması gerekir" diye konuştu.

Deprem sürecinde ifade özgürlüğü ihlalleri

"İfade özgürlüğü ihlalleri ve ihlallerin haberleştirilmesi" konusunda sunum yapan bianet ifade özgürlüğü editörü Hikmet Adal ise 6 Şubat depremlerinde ihlallerinin, ilk olarak 10 saat süreyle uygulanan internet kesintisiyle başladığını, ilk üç günde gazetecilerin 'izinsiz çekim yapmak', 'basın kartı bulundurmamak' ve 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' gibi suçlardan gözaltına alındığını, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in “Moral bozucu yayın yapmak kimsenin haddi değildir” açıklamasıyla sürdüğünü, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un haberlerin şikayet edilmesini istediği Dezenformasyon Bildirim Servisi’yle devam ettiğini ifade etti.

“Türkiye, interneti özgür olmayan bir ülke”

Deprem bölgesinde gazetecilerin daha çok 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik', 'dezenformasyon' ve 'cumhurbaşkanına hakaret' iddialarıyla suçlandığını anlatan Adal, Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2023’te dünyadaki en kötü 15. ülke konumunda, 180 ülke arasından 165. sırada yer aldığını, Freedom House’nin raporunda da “'interneti özgür olmayan' ülke kategorisinde olduğunu söyledi. Adal, "Türkiye, internette özgür olmayan ülkeler arasında. Türkiye bu konuda Rusya, Çin ve İran ile aynı kategoride ve interneti özgür olmayan bir ülke" dedi.

Gazeteciler neyle suçlanıyor?

"Gazetecilere yönelik ihlaller Türkiye’deki özgürlüklerin barometresi oldu" değerlendirmesini yapan Adal, "Türkiye'de sadece habere erişim engellenmiyor. Erişimin engellendiğinin yapıldığı haberlere de erişim engelleniyor. Erişim engelleriyle haberler ortadan kaldırılınca, bilgiye ulaşma, bilgilenme de olamıyor" diye konuştu. Adal, gazetecilere yönelik yapılan suçlamaların "terör örgütü propagandası, terör örgütü üyeliği, terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, cumhurbaşkanına hakaret, hakaret ve iftira ve dezenformasyon" olduğunu anlattı. 

2023'de 210 müdahalenin listelendiğini, geçmiş yıllardan süren müdahalelerle 352 ihlalin olduğunu anlatan Adal, geçen yıl 55 gazetecinin gözaltına alındığını. 25 gazetecinin saldırıya uğradığını, 81 gazetecinin tutuklandığını, en az 13 gazeteciye 18 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası ve 15 bin 500 lira adli para cezası verildiğini; RTÜK'ün de radyo ve televizyon kurumlarına 18 yayın durdurma ve 29 milyon lirayı aşan para cezası verildiğini, 2023'te 14 binden fazla habere sansür getirildiğini söyledi.
Hatay'dan İskenderun Eko Gündem Gazetesinden Serpil Korkmaz, Antakya Toplumcu Halk Gazetesinden Duygu Ertaş, serbest gazeteciler Burcu Özkaya Günaydın ve Abir Naeseh Bilgin ile gazetecilik öğrencilerinin de katıldığı atölye çalışmasının ikinci bölümünün 5 Ekim'de Malatya'da yapılacağı açıklandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —