Bölgede 30 nokta var

Akın Bodur/İskenderun

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından, ülkenin 766 ayrı noktasında maden arama ve işletmesi için ihale açılması kararına tepkiler sürüyor. Hatay´dan da 4 derneğin üye olduğu Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) Platformu, MAPEG tarafından Doğu Akdeniz Bölgesinde 30 noktada maden arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapılacağının açıklandığını duyurdu. İhalesi planlanan yerlerinin genelinin su havzalarına çok yakın olduğunu ve bu durumun ormanlık ve tarım alanlarının talan edilmesinin yanında su havzalarını da kirleteceğini belirten DAÇE Ortak Sekreteri Sabahat Aslan, ihalelerin iptal edilmesini istedi. 766 maden sahasında arama ve işletme ihalesi arasında Hatay´da 9 nokta arasında Arsuz (Tülek ve Tatarlı), Belen, Dörtyol, Antakya ve Hassa (2) da bulunuyor. Hatay´da ihaleye çıkacak 9 alanın büyüklüğü 7.477,24 hektar (74.772 dönüm). Hatay´daki ihaleye çıkması planlanan 9 nokta için 7 Eylül Pazartesi günü ihale yapılcak.

DAÇE: Hükümet, tehlikeleri arttıracak adımlar atıyor
Dünyada ve ülkede uygulanan yanlış politikaların birçok krizin oluşmasına neden olduğunu ifade eden DAÇE Ortak Sekreteri Aslan, 'Bilimsellikten uzak rant politikalarının sonucunda toprak, su ve hava kirlilikleri artmış, dünyanın ekosistemi bozulmuştur. Artık gezegenimiz ve insanlık yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş olup, dünya ve ülkemiz ciddi bir ekonomik ve sosyal krizlerle boğuşmaktadır. Küresel ısınma ve iklim krizi dünyanın geleceğini tehdit etmektedir. Dünya ekosisteminin bozulması Covid-19 virüsünün meydana gelmesine neden olmuştur. Bu tehlikeler ortada iken hükümetin önlem alması gerekirken, tehlikeleri arttıracak adımlar atmaktadır. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri uluslararası ve yerli işbirlikçi şirketlere peşkeş çekilmektedir. Mevcut maden çalışmaları yaşam alanlarımızda ciddi olumsuzluklar yaratıyorken ihale yapılacak maden çalışmaları mevcut tehlikenin boyutlarını arttıracaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Maden Arama ve İşletme Ruhsatları için 140. Grup ihale ilanı yayınlandı. Bu ilanda ülkemizin her yerinde toplam 766 maden arama ve işletme sahası ihaleye çıkarılıyor. Toplam 883 bin hektarlık (ülke yüzölçümünün yüzde1,14´ü) bir alanı kapsayan bu ihalenin çoğunluğu altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir gibi madenlerin bulunduğu IV. Grupta yer alıyor. İhale ile 559 arama, 134 işletme ruhsatı verilecek. Ülkemizde vahşi bir şekilde yapılan maden aramaları ve işletmeleri dağların, yeraltı ve yerüstü sularının, tarım, ormanlık ve mera alanlarının yok edilmesine neden olmaktadır. 766 maden sahasının 30´u Doğu Akdeniz Bölgesindedir. Madenlerin sahasının geneli tarım, mera, ormanlık, doğal yada arkeolojik sit alanlarının içinde olup su havzalarına çok yakındır. Müdürlüğün ihaleye açtığı bu alanlarda hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceği belirsizdir. 7 Eylül´de ihalesi yapılacak olan bu yerler devlet tarafından değil, ihaleyi kazanacak şirketler tarafından işletilecek. Bunun sonucunda rantı özel şirketler, zararı da kamu görecektir. DAÇE olarak bölgede planlanan maden arama ve işletme ruhsatları ihalelerine karşı yerel yönetimler, meslek odaları, siyasi partiler, sendikalar, vakıf ve dernekleri, çevre platformlarını, muhtarları bu mücadele sürecine destek vermeye çağırıyor ve ihalelerin acilen iptal edilmesini talep ediyoruz' açıklamasını yaptı.

HBB, maden ihalesinde ne yapacak?
Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş da, Hatay´da dokuz farklı bölgede maden arama izni verilmesi için ihale açılmasını eleştirdi. Savaş, “Dünya artık yeşile dönüyor. Karbon gazından üretilen enerjiye veya doğalgaza değil dünyanın döndüğü nokta yeşil enerji. Güneşten, rüzgârdan, denizdeki dalgalardan sudan sağlanan enerjiden sağlanıyor. Böyle bir ortamda madenlerin çıkarılması elzem midir ,değil midir diye bakmamız lazım. Çıkarttığınız maden ürküttüğünüz kurbağaya değecek midir, değmeyecek midir. Çıkarılan maden efektif midir, değil midir, diye bakmak gerekir. Madenler gerçekten de doğayı ne kadar tahrip edecek? Biz buradan ne kadar maddi kazanç sağlayacağız ve doğa ile insana ne kadar zarar verileceğini ölçmek lazım. Hiçbir şeyin karşısında ´buna direkt karşıyım´ demem, ama direkt olarak ´bu işi kabul ediyorum´ da demem. Bunun ülkemize getireceği fayda ve zararına bakmamız lazım. Ona göre karar vermek lazım. Biz bu durumu ilgili arkadaşlarımız ile araştırırız ona göre de kararımızı veririz. Karşısında olacaksak da olacağızdır. Bu şehri kirletecek ve yeşile zarar verecekse tabi ki karşısında oluruz. Faydalı bir şey ise yapılması için biz de uğraşırız ama faydası yoksa veya azsa karşısında dururuz' dedi.