BU BİR YOL HİKAYESİ -2

dünden devam

Miting alanına girişten itibaren sakin kararlı ve birbirine saygılı insanların ‘Hak Hukuk Adalet´ sloganları ile alanın yanında geniş park alanına doğru ilerlediklerine şahit olduk.
Hiç ardı arkası kesilmeyen insan seli, saat 10.00´dan itibaren yol üzerindeki sahil bandında yer alan bu geniş park içinde yerlerini almaya başlamışlardı. Kimi tek tek kimileri grup halinde, ama hep aynı sloganla geliyorlardı. Buldukları gölgeliklerde birbirleriyle tanışıyor ve sanki kırk yıllık dost gibi sohbete başlıyorlardı.
Birbirini uzun süredir görmeyen arkadaşlar gibi eskiden gelen dayanışma duygusu ile hareket ediyorlardı. Genellikle ellerde ‘adalet´ yazılı pankartlar veya Türk bayrakları ile adı koyulmamış bir düzen içinde ve huzurlu hareket eden bu topluluk, saat 15.00 olduğu halde hiç kesilmeden hala alana akıyordu.
Maltepe miting alanına akan yüzbinlerdi, milyonlardı… ancak dikkati çeken tümünün bu ülkenin sade vatandaşları olduğuydu. Her zaman iddia edildiği gibi bu muhalif güçler hiç de elitlerden oluşmuyordu. Öğrenciler, yaşlılar, kadınlar, çocuğunu getirmiş aileler, köylüler, emekliler, işçiler, işsizler yani son 15 yıldır ötekileştirilen kim varsa meydana akıyordu. Ama, hepsinin yüzünde bir umut gülümsemesi, geleceği için bir şeyler yapmış olmanın gururu ve tarihin dönüm noktasında olduklarına dair inanç fark edilmeyecek gibi değildi. Önce ağaç altlarında, gölge olan her alanda oturup bekleyen insanların arasında gezerken ne tarafa baksak ozanın dediği kopmuş gelen bir meşe seli gibi insan akınını görüyorduk. Daha sormadan ‘hak, hukuk, adalet´ isteğini anlatmaya başlıyor. Herbirinin isteme amacı farklı olsa da sonuçta yaşamın kısıtlandığı her alandan insan meydana temsilci olarak geldiği için bunu normal karşılıyordu. Bu arada tarihe tanıklığı ölümsüzleştirmek için ya da yeni dostlukları pekiştirmek için bol bol fotograf çekilmeyi de ihmal etmiyorlardı.

Kontrol noktalarından geçip mitingin düzenlendiği alana girmek kalabalıktan dolayı pek de kolay olmuyor. Hatta girerken dikkati çeken, bir kısım insanın da çok kalabalık diyerek dışarıya doğru çıkmasıydı. Neredeyse içerdeki kalabalık kadar dışarıda parkta, bahçede, ağaç altında oturan insanlar vardı. Devasa bir alanda platform ve dev ekranların yanı sıra ses sistemlerinin yerleştirildiği 8-10 kule, bunların aralarında insanların soğuk su ihtiyaçlarını karşılayacak sayısız su standları ve görevlileri vardı. Sahneye hakim olan coşkuyu, 25 gündür yürüyüşe destek olan sanatçılar, aydınlar tek tek veya toplu olarak çıkarak arttırıyorlardı.

Her ne kadar mitinge dair ‘hak hukuk adalet´ pankartları ve sloganı dışında farklı söylemler olmasın uyarısı olsa da, zaten toplanan halk da sadece bu argümanı kullanıyordu.Yyani sessiz bir ittifak kurulmuş ve saat gibi işliyordu.

Yıllardır halkın beklediği bir miting, hiçbir sorun yaşanmadan ve hiçbir parti amblemi, bayrağı olmadan barışçıl bir eylemin finali değil, önümüzdeki günlerin habercisi gibi işliyordu. Işıl ışıl, güneşten yanmış yüzler, bu emeğin ürünü ter kokusu, sürekli hareket halindeki bir kitle yorulmuyor, hareketin liderini bekliyordu. Sonunda heyecanla beklenen liderin son bir kilometrelik etabı, dev ekranlara yansıtıldı. Son 200 metresini de bizzat miting alanında yürüyerek bir milyon adım attıktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu´nun 25 günlük yürüyüşü, yani bu yüzyılın en önemli yürüyüşü tamamlanmış oldu.

Amaçlarını açıklarken dikkat çeken en önemli nokta, “Adalet aramaya devam edeceğiz ifadesi” oldu. “Yani 9 temmuz bir yürüyüşün sonlandığı gün değil, adalet gelene kadar devam edecek olan bu hareketin yeni bir miladı, yeni bir başlangıç noktasıdır” dedi.

Sonra hepimizin beklediği isteklerimizi sıraladı.

Dinlerken hiç de yabancı olmadığımızı hissediyorduk bu isteklere. Hepimizin ortak istekleriydi çünkü; kendimizi ifade edebilmeyi, eşit yaşam hakkı elde edebilmeyi, yargıda adaleti isteğimizi, baskı ve zulümlere sebep olan OHAL ve KHK uygulamalarının son bulmasını ve daha bir çok benzer beklenilen isteği tek tek sıraladı. Bir saate yakın süren konuşmasındaki kapsayıcılık ve hep birlikte olma vurgusu, her türlü ayrımcılığı reddeden tavrı dikkat çekiciydi. Miting sonlandığında Maltepe mahşer yeri gibiydi.

Saatlerce süren insan seli sokaklarda bir panayır havası yaratıyor, hiçbir olay olmadan ama en küçük bir tartışma bile yaşanmadan sonlanan bu gün, katılımcıların umuda dair sohbetleriyle yarınlara taşınıyordu.

Burada önemli olan Kemal Kılıçdaroğlu´nun başlatmış olduğu yürüyüşün sembolik değeri ve bu yürüyüşle bundan sonra artık CHP´nin sadece müzakere masalarında değil, mücadele için sokaklarda da yeralacağının ifade edilmiş olması oldu.