Bugün, Dünya Kadınlar Günü

İskenderun Kadın Platformu ile Madenli Halk Kütüphanesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında film gösterimi gerçekleştirdi. CHP Arsuz Kadın Kolları bugün saat 13.00´da yürüyüş düzenlerken aynı saatlerde CHP İskenderun Kadın Kolları HATSU binasında uzmanlarla kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve tacizi konuşacak. İskenderun Kadın Platformu ise Dünya Kadınlar Günü´nde yürüyüş düzenlemek amacıyla 10 Mart Cumartesi günü için resmi başvuru yaptı. Defne Belediyesi, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle ´Cumhuriyet ve kadın´ konulu panel düzenleyecek. Akdeniz Defne Evi´nde bugün saat 10.00´da başlayacak panelde, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Hatay Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran konuşacak.

İskenderun Kadın Platformu üyeleri, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 4 Mart Pazar günü Demir Çeneli Melekler filminin gösteriminde buluştu. Yer yer belgesel özelliği de taşıyan ve Amerikan tarihindeki önemli olaylardan kadınlara oy hakkı kazandırmak için verilen mücadelenin anlatıldığı filmin gösterimi Eğitim-Sen İskenderun Şubesi´nde gerçekleştirildi.

Madenli Halk Kütüphanesi salonunda da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında kadınların yaşamdaki yerini, dayanışmasını, eşitsizlikleri anlatan bir Yeşilçam klasiği olarak gösterilen Şalvar Davası filmi izlendi. Arsuz´a bağlı Madenli Mahallesi´ndeki kütüphanede yörede ikamet eden kadınların birlikte izlediği gösterimde yapılan değerlendirmede, “Kadınların hayatta daha çok yer kaplaması ve birbiriyle dayanışması dünyayı güzelleştirecek en önemli adımdır” denildi.

Arsuz´da şiddet ve istismarına karşı yürüyecekler
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla CHP Arsuz Kadın Kolları, üyeleri ve ilçe teşkilatının da katılımıyla yürüyüş yapacak. Saat 13.:00´te Arsuz Oteli önünden başlayacak yürüyüş DDY kampı yanındaki Kent Meydanı´na kadar devam edecek. “Çocuk istismarına ve kadına yönelik şiddete dur demek için kadına yönelik şiddet, taciz, katliama dur demek için alanlarda buluşma” çağrısında bulunan İlçe Kadın Kolları Başkanı Sibel Uslu, “Tüm Arsuzluları kadın erkek ortak ses vermek için bu yürüyüşümüze bekliyoruz” dedi.

İskenderun´da uzmanlarla 8 Mart toplantısı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Çocuk Tacizi, Kadına Şiddet, Atatürk ve Kadın konularının değerlendirileceği bir toplantıya evsahipliği yapıyor. İlçe kadın Kolları Başkanı Muhsine Korkmaz, HATSU İskenderun hizmet binası salonunda saat 13.00´da başlayacak toplantıya Uzman Psikolog Suat Yiğit, Uzman Çocuk Psikiatr Gülser Yiğit ile yazar/aktivist Zafer Çalışkan´ın konuşmacı olarak katılacağını bildirdi.

Şehir Kulübü´nden ‘bilgilendirme´ toplantısı
İskenderun Şehir Kulübü de ‘kadın ve çocuğun korunmasına ilişkin eğitici ve sosyal koruyucu önlemlerin nasıl sağlanabileceği´ konusunda bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Avukat Okşan Doğan ile Pedagog Cebrail Sümbül´ün katılacağı bilgilendirme toplantısı Kulüp salonunda saat 20.00´de başlayacak.

´8 Mart, farkındalık oluşturmakta´
8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlayan Hatay Valisi Erdal Ata, şu açıklamayı yaptı: 'Kadınların eşitlik, özgürlük ve daha iyi yaşam şartları elde etme yolunda verdikleri mücadelenin bir simgesi olan 8 Mart, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ‘Dünya Kadınlar Günü´ olarak kutlanmaktadır. Bütün kadınların toplumda hak ettikleri saygın yeri alması, bireysel haklarına sahip çıkmaları ve yaşadıkları sorunların çözümünde etkin rol alması bakımından ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü´ önemli bir farkındalık oluşturmaktadır. Kadınların eğitimli, bilgili ve bilinçli olması sağlıklı bir toplumun ön şartıdır. Bu anlamda insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi, demokrasi kültürünün yerleşmesi sayesinde kadınlar, eğitimden bilime, sanattan siyasete hayatın her alanında başarı ile yerini almaktadır. Aynı zamanda aile kurumunun temel taşı, değerlerimizin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan Türk kadını, sosyal ve ekonomik hayattaki bu başarıları kadar yetiştirdikleri nesillerle de geleceğimizin şekillenmesine herkesten daha çok katkıda bulunmaktadır. Türk kadını, büyük bir özveri ile dün olduğu gibi bugün de sağlıklı, mutlu ve güzelliklerle dolu gelişmiş bir toplum olmamızın çabasını ortaya koyarak ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşıyan güç olacaktır. Özverinin, sevginin ve vakarın sembolü şehit ve gazi anneleri ve eşleri başta olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü´nü kutlar, kız çocuklarımızın eğitimine gereken önemi vererek onların sosyal hayatta daha büyük başarılar elde etmesi amacıyla yapılan her türlü çalışmanın artarak sürmesini temenni ederim.'

´Ayrımcılığın karşısında olmaya devam edeceğiz´
İskenderun Kaymakamı Recep Soytürk, Türk kadınının, toplumun yapısını güçlendirip, şekillendirerek, aile birliğinin en önemli unsuru olarak daima özverinin, sevginin kaynağı olduğunu belirtti. Kadınların, Dünya Kadınlar Günü´nü kutlayan kaymakam Soytürk, yazılı değerlendirmesinde şunlara yer verdi: 'Ülkemizin gelişmesinde ve ilerlemesinde büyük emekleri bulunan kadınlarımız, toplumsal ve ekonomik yaşamdaki gelişmelerin en temel öğesidir. Bu manada Türk kadını, toplumumuzun yapısını güçlendirip, şekillendirerek, aile birliğinin en önemli unsuru olarak daima özverinin, sevginin kaynağı olmuştur. Devletimizin kurucusu büyük önder Atatürk, ´Ey kahraman Türk kadını, sen omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın. Kadınlarımız, savaş hayatında, tarım hayatında, maişet hayatında erkeklerimizle, yarım adım geride kalmayarak yürüdüler´, demek suretiyle toplum içinde kadınlarımızın önemine değinmiş ve Türk kadınına birçok dünya devletinden önce medeni ve siyasi haklarına kavuşturarak, kadınlara verdiği önemi ve değeri göstermiştir. Annelik görevi başta olmak üzere, toplumu şekillendiren, topluma faydalı bireylerin yetişmesinde önemli bir rol üstlenen ve üretime katkıda bulunarak birçok ulvi görevleri yerine getiren kadınlarımız toplumsal hayatımızın, millet ve devlet yapımızın odağında yer almıştır ve bu şekilde de devam edecektir. ´Cennet annelerin ayakları altındadır´ buyruğuna bizleri muhatap kılan bir anlayışın mensupları olan bizler, bugüne kadar kadınlara yönelik her türlü şiddetin, ayrımcılığın ve istismarın karşısında olduğumuz gibi bundan sonra da olmaya kararlılıkla devam edeceğiz.'

Karasayar: Kadınlar geleceğimize en büyük katkıyı sundu
8 Mart´ın, Türk aile yapısında ve hayatımızın her alanında yüzyıllardır süregelen bir değerle sonsuz sevgisi, özverisi ve fedakârlığı ile en kıymetli yerde tutulan kadınların günü olduğunu ifade eden Hatay Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Orhan Karasayar, 'İnsanlık tarihinde örneklerine rastladığımız gibi, ülkemizin kadınları da, tarih boyunca istiklal ve istikbal mücadelelerimizde daima en ön safta yer alarak cesaretlerini ve fedakârlıklarını göstermişlerdir. Kadınlarımız, yetiştirdikleri nesiller ve hayatın her alanında gösterdikleri başarı ile ülkemizin geleceğine büyük katkılar sunmuştur. Bunu da kimi zaman devletin kuruluşunda, kimi zaman da vatanın kurtuluşunda görev üstlenen kahraman kadınlarımız, geride asla unutulmayacak izler bırakmakla beraber günümüz kadınlarına da rehber olacak bir miras bıraktı. Bu nedenle kadınlarımıza ne kadar güzel imkânlar sunabilirsek, toplum olarak o oranda güçleneceğimize inanıyorum. Kadınlarımızın bu hak mücadelesinde devletimizin de bütün kurumlarıyla yanlarındayım. Özellikle, insanlığa yönelik suç olarak gördüğümüz kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması noktasında, her şeyden önce bir zihniyet değişimi gerektiren bu sorunun çözüme kavuşturulması için devletimizin yanında üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düşmektedir. Medeniyetimizden, tarihimizden ve kültürümüzden aldığımız güçle bu sorunu da aşacağımıza inanmaktayım' düşüncesini paylaştı.

Dudu´dan AKP´ye ‘itaat´ eleştirisi
Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu du şu değerlendirmeyi yaptı: 'AKP iktidarı; kadının erkekle tam eşit ve özgür olduğu Türkiye idealini; ´Kadının erkeğe itaat etmesini ibadet sayan Türkiye´ idealine dönüştürmek üzere yönlü bir program uygulamaktadır. Bu çerçevede körpe zihinler, çağdışı öğretilerle kirletilmekte; ders kitapları yoluyla kadının erkeğe boyun eğmesi istenmektedir. Toplumun örnek aldığı kadın sanatçılar bile iktidarın olanaklarından nasiplenmek uğruna, inanmadığı ve uygulamadığı yaşam tarzlarını överek, adeta bağnazlığa su taşımaktadır. AKP´nin eğitimden başlayarak sistematik olarak uyguladığı program, kadına yönelik şiddetin yüzde 1.400 oranında artmasına ve kadının yaşam tarzına yönelik saldırıların yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Din adına kimi istismarların üzeri örtülmekte, yandaş cemaat ve vakıflarda yaşanan tacizler kamuoyundan kaçırılmaktadır. AKP tarafından bu yıl yenilenen müfredatlarda, Medeni Kanun´a aykırı mesajlar verilerek kadının erkek egemenliğini kabul etmesi istenmektedir. Hz. Muhammed´in Hayatı 11. sınıf ders kitabında yer alan şu ifadeler, eğitimde bulunduğumuz acı tabloyu ve kadına yönelik şiddetin nedenlerini özetlemektedir: ´Üç kişi yolculuğa çıktığında aralarından birini idareci tayin etmelerini isteyen İslam, aileyi de lidersiz bırakmamıştır. Erkekler güç ve kuvvet yönünden daha ileri olduğundan Cenab-ı Hak, ailenin sorumluluğunu birinci derece onlara yüklemiştir. Erkekler, kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. İslam, erkeğin üstlendiği bu mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat etmesini istemiş ve bu itaati ibadet saymıştır.´ Ders kitaplarına kadar inen bu eşitsiz bakış, boşanmak isteyen kadının iradesini erkek egemenliğine başkaldırı gibi yorumlayarak, şiddet uygulamasını hak gibi görmesine yol açmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı´nın konuya ilişkin soru önergemize verdiği yanıtta, Medeni Kanun´u değil İslami gelenekleri referans göstermesi, hedeflenen Türkiye´yi özetlemektedir. Kadına yönelik şiddetle savaşmak yerine kadın ve erkeği birbirinden ayrıştıran uygulamaların başlaması, hiç şüphesiz ki bu yangını söndürmeyecek, körükleyecektir. AKP´li belediyelerde kadına ayrı vagon, otobüs gibi uygulamalara geçilerek, esasında haremlik-selamlık uygulamalarının da provaları yapılmakta, kadın eve hapsedilmek istenmektedir. Kadına yönelik şiddeti ve her türlü istismarı önlemenin panzehiri; liyakatlı ve pedagojik açıdan uygun kadrolarla çağdaş ve bilimsel eğitimi vermek, üreten ve toplumsal yaşamda özgürlüğü ve eşitliği esas alan bir toplumsal düzene geçmektir. Kadının erkekle tam eşit ve özgür olduğu bir Türkiye mümkündür. Bu hedefte kadınlarla birlikte el ele mücadele etmeye devam edeceğiz.'