İskenderun´da Eksper Filtre yöneticileri 1 Mayıs İşçi Bayramını çalışanları ile birlikte kutladı.
Akın Bodur/İskenderun
Eksper Filtre yönetimi, 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle çalışanlarına Karaağaç Çamlıyer Restaurantta yemek verdi. bir konuşan fabrikanın YK başkanı Zeki Dokumacı, “Ben de emekçiyim ve bu günlere sizler gibi emeğimizle alın terimizle çalışarak geldik. Bizler bir aileyiz ve her geçen gün ailemiz sizlerle birlikte büyüyor, gelişiyor. Birlik, dayanışma ve mücadeleye ihtiyacımız olduğu bu günlerde çeşitlerimizi arttırıp, daha kaliteli hizmetler vermenin gayreti içerisinde olacağız' dedi ve çalışanlarının 1 Mayıs işçi Bayramını kutladı. Geceye katılan fabrika yönetimi ve çalışanları, müzik eşliğinde oynayıp, halay çekti.
'Egemenler gücünü örgütsüzlüğümüzden alıyor'
Antakya´da düzenlenen 1 Mayıs mitinginde, tertip komitesi adına konuşan Yusuf Berkyürek, birlik, dayanışma, mücadele, umut ve direnmenin adının 1 Mayıs olduğunu ifade etti. Emekçilerle birlik olmak, dayanışmak ve mücadeleyi yükseltmek için Antakya´da 1 Mayıs alanlarında olduğklarını belirten Berkyürek, '2019 1 Mayıs´ına işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik saldırıların giderek yoğunlaştığı bir dönemde giriyoruz. Türkiye kuralsız, güvencesiz çalışmanın kural haline getirildiği, emek piyasalarındaki en kötü çalışma biçimlerinin yasal statüye kavuşturularak yaygınlaştırıldığı, işsizliğin ´ne iş olsa yaparım´ başlığında gizlenmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyor. Soframızdaki ekmeğimiz küçülüyor. Yaşam koşullarımız giderek bozuluyor. İşçi sınıfı açısından krizin kendisini işsizlikle gösterdiği, işçilerin ekmeğinin her ay daha da küçüldüğü, vergi yükünün işçi sınıfına yüklendiği, sefalet ücreti olan asgari ücretle işçilerin kirasını ve faturalarını ödemekte zorlandığı, tanzim satış kuyruklarında yurttaşların sıra olduğu bir dönemde gidilen bu seçimlerde iktidar bloğu işçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı büyük şehirlerde, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yenilgiye uğradı. Ülkemiz açısından hukukun üstünlüğü ilkesinin yok sayıldığı, demokratik işleyişin tıkandığı bir süreçte alınan bu seçim sonuçları aynı zamanda halkın demokrasi talebinin de bir yansımasıydı. İşte böyle bir ortamda 1 Mayıs´ta eşitlik, adalet, demokrasi ve barış filizlerimizi büyüterek alanlarda yaşasın ´1 Mayıs´ diye bir ağızdan haykırıyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz bir ücret ve sosyal haklarımızı istiyoruz. İnsanca çalışmak ve yaşamak için haklarımızı biliyoruz. Grev, örgütlenme ve toplusözleşme hakkımızı uluslararası standartlara uygun olarak kesintisiz, engelsiz, yasaksız kullanmak da. Kaza/fıtrat adı altında çalışırken ölmek, sakat kalmak, hastalanmak istemiyoruz. Kıdem tazminatımızın gaspına, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemine, doğanın ve kentlerin yağmalanmasına karşı çıkıyoruz. Kadınların, gençlerin, LGBT bireylerin, etnik ve dinsel farklılıkların, göçmenlerin, engellilerin, yaşam alanlarına sahip çıkanların, emeklilerin hakları görmezden geliniyor. Saldırının boyutları son derece genişlemiştir. Egemenler gücünü bizim örgütsüzlüğümüzden alıyor. Yan yana gelip haklarımız temelinde örgütlenmemizin önünü kesmek için baskı mekanizmalarını üzerimize sürüyor' dedi.
Belediye, işçi alacaklarını ödedi
Antakya Belediyesi, 1 Mayıs İşçi Bayramı Emek ve Dayanışma Günü öncesinde 122 işçi personeline toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan hakedişleri olan 30 yevmiye tutarında ikramiyeleri ödendi. Belediyeden yapılan açıklamada, ikramiyelerin 122 işçi personelin banka hesaplarına yatırıldığı belirtildi.
Eğitim İş Sendikası Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Sinan Cibaroğulları, 1 Mayıs´ın, II. Enternasyonal´ın kararıyla ilk kez kutlandığı 1890 yılından bu yana, işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırılara karşı talepleriyle alanlara çıktığı, birlik, mücadele ve dayanışma duygularını en somut şekilde alanlara yansıttığı bir gün olarak kutlandığını ifade etti. Türkiye´de son 17 yılın emekçiler açısından en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçtiğini belirten Cibaroğulları, 'Esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, kitlesel işten çıkarmalar sürerken, düşük ücret ve maaş artışlarının dayatıldığı, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır. İşçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını gerileten sermaye yanlısı siyasal, ekonomik ve sosyal politikalar, rejim değişikliği sürecinde hız kazanmıştır. OHAL bahanesiyle grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, her türden hak arama yönteminin baskı altında alındığı, bir ortamda emek sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını korumak ve geliştirmek oldukça zorlaştırılmıştır. Oysa demokrasinin en önemli ölçütü, emekçilerin hakları için özgürce örgütlenebilmeleri, kendi geleceklerine ait kararları alabilmeleridir. Sendikasız demokrasi; grevsiz ve toplu sözleşmesiz sendika olmaz. Türkiye ise dünyada, sendikal hakların en yoğun biçimde ihlal edildiği ülkeler arasındadır. Yapılması gereken İLO koşullarına uygun, anti demokratik maddelerden arınmış, çalışanların demokratik, meşru eylem ve etkinliklerini engellemeyen, içerisinde ´grev ve toplu sözleşme´ olan bir sendika yasasının çıkarılmasıdır. Ancak, iktidarının böyle bir niyeti söz konusu değildir' açıkmlamasını yaptı.
Emeğin hakkını vermeden kalkınmanın olamayacağını ifade eden Hatay Milletvekili Serkan Topal, şu açıklamayı yaptı: 'Tarih boyu emekçiler hak mücadelesinde çok kayıplar vermiş çok acılar yaşamıştır. Gelinen demokratik ortamın sağlanmasında kuşkusuz ki en büyük hak emekçilerindir. Emekçiler her türlü zorluklara karşın özgürlüğü bir yaşam biçimi olarak benimseyip toplumun tüm kesimlerine mücadele gücü olarak aşılamıştır. Gelinen noktada ne yazık ki, emeği örgütlü toplum düzeninden çıkarmayı, sendikacılığı güdümlü hale getirmeyi ilke edinen bir iktidarla karşı karşıyayız. Ancak biliyoruz ki, tarih bu tür iktidarları emek düşmanı olarak yazmış, asla affetmemiştir. Türkiye emek tarihi şanlı mücadelelere sahne olmuş derin ve köklü bir geçmişin sahibidir. İç barışımızın tesisi, toplumsal kalkınmanın sağlanması kuşkusuz ki emeğin ve emekçinin hakkını vermekten geçer. Emekçiyi ´türedi´ olarak gören bir anlayış toplumsal barışın önündeki en büyük engeldir. Bu engelleri geçmişte olduğu gibi yine demokratik mücadele ile aşacağımıza inancım tamdır. 31 Mart´ta görüldü ki demokrasi mücadelesi devam ettiği sürece değişimin önündeki engeller kaybetmeye mahkûmdurlar.'
1 Mayıs´ın, emekten, özgürlükten yana tavır alanların, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya düşü kuranların özlemlerini dile getirdiği simgesel bir tarih olduğunu iuade eden Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel de, şu açıklamayı yaptı: 'Ülkemizin çalışma hayatına yön veren emekçi kitlesinin varlığı, çalışma hayatındaki kolaylığı ve dayanışmayı sağlamak hepimizin ortak görevidir. Toplumsal barışın tesis edilmesinde alınteri döken, emeği ile ülkesine ve çevresine hizmeti kutsal sayan emekçileri saygıyla selamlıyor, emeğin en yüce değer olduğunu yinelemekten onur duyuyorum.'
9863,27%1,88
34,75% 0,10
36,60% 0,33
2957,36% 0,48
4831,50% 0,59