İskenderun/SES
Yasanın yeni mağduriyetlere yol açacağını belirten Çalışkan, "Bu yasa değil, olsa olsa yama. Burada yapılan faaliyet de yasama değil, olsa olsa yamama faaliyetine benziyor" değerlendirmesini yaptı.
Mevcut kanunların mağduriyet yarattığını ifade eden milletvekili Çalışkan, "Staj mağdurları, çıraklık mağdurları, öğrenci affı mağdurları, EYT mağdurları, KHK mağdurları, rezerv alan mağdurları gibi bugün de biliyoruz ki bir süre sonra Millî Eğitim Akademisi mağdurları ortaya çıkacak" değerlendirmesini yaptı. Eğitime özel sektör mantığıyla bakılmasını 'temel sorun' olarak niteleyen Hatay Milletvekili Çalışkan, "Maalesef ki ülkemizde en fazla eğitim fakültesi mezunu piyasada boş gezdiği hâlde bunlara yenileri eklenerek yeni işsiz öğretmenler ordusu ortaya çıkarılacak. Yasada özel okullarda görev yapan öğretmenler göz ardı ediliyor. Özel okulda öğretmenlik yapan bir öğretmen sadece dayak yediği zaman, şiddete maruz kaldığı zaman öğretmen kabul ediliyor. Çünkü özel okulun öğretmeni sadece şiddet konusu gündeme geldiğinde hesaba katılmış. Diyorsunuz ki; 'Ne yapıp yapıp mutlaka mülakatı tutacağız'. Tamam, mülakat olmazsa araya sızıntı olurmuş, teröristler girermiş, niteliksiz öğretmenler girermiş. Peki, özel okullarda okuyan öğrenciler bu ülkenin evladı değil mi? Özel okullardaki öğretmenlere niye mülakat yapılmıyor? Onlar sizin sorununuz değil mi? Sayıştay raporuna göre hâlen 75 bin öğretmen açığı bulunurken, Millî Eğitimde çalışan 85 bin ücretli öğretmen olduğunu buna rağmen 2024 yılında atanması planlanan öğretmen sayısının 20 bin. Ücretli öğretmen haftada beş gün tam mesai çalıştığı takdirde aldığı ücret aylık 10 bin lira; asgari ücretin yarısı kadar, sadaka bundan fazla veriliyor, dilenciye bile verdiğiniz bundan fazla. Burada bir 'el insaf' demek gerekiyor. Bugün, yüz binlerce öğretmen, eğitim fakültesi ve diğer fakülte mezunları kenarda beklerken bugün 'al sana bir kaya' dercesine yeni bir durum ortaya getirilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez" diye konuştu.
“Millî Eğitim Akademisi niçin var?”
Milli Eğitim Akademisi'nin kurulmasını da eleştiren milletvekili Çalışkan, "Millî Eğitim Akademisi niçin var? Tamamen duygusal sebeplerle. Bir, ihraçların önünü açmak; ikincisi de bütçeye yük gelmeden -bir öğretmeni bu kadar yıl süründürdük, beklettik, iki yıl daha beklesin- daha az ücret ödeyerek bu insanın hayatını biraz daha geçirmesi sağlanıyor. Ülkede öğretmenler iki yılda yetişiyordu eğitim enstitüsünden. Zaman geldi, dört yıla çıkarıldı. Eğitim fakülteleri, zaman geldi 'Biz buna bir de formasyonu ekleyelim' dediniz, beş yıla çıktı. Bunlar yetmiyor, 20 küsur yaşına gelmiş bir genç, ailesine bu kadar yıl eziyet olmuş, askerliğini yapmış, zar zor sınava girmiş, öğretmenliği kazanmış, bitmiyor, ne olacak? Bir daha eğitime tabi tutulacak, iki yıl daha eğitim alacak yani bugün itibarıyla eğitim fakülteleri beş yıl değil, yedi yıla çıkarılıyor. Akademilerin 30 büyükşehirde açılacak olmasını da ayrı bir sorun. Siz büyükşehir olmayan illeri il saymıyor musunuz? 51 vilayetteki vatandaş yeni şehirlere taşınmak zorunda kalacak. Bunların ulaşımını kim sağlayacak? Her zaman 'büyük balık küçük balığı yutsun' istiyorsunuz, küçük şehirlerin hepsi yok olsun; Aksaray, Osmaniye, Batman, Bayburt, Gümüşhane sizin gözünüzde il değil, burada yaşayan vatandaşlar vatandaş değil, bunlar ikinci sınıf vatandaş, niye büyükşehirlere gidecek?" dedi.
“Yasanın en vahim yönü yeni bir KHK olması”
Yasada etik kuralların eksik olduğunu anlatan Hatay Milletvekili Çalışkan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "En fazla muhtaç olduğumuz şey, bu devirde ahlaki kurallar. Etik kurallar öğretmen meslek yasasında öncelikli olarak getirilmesi gerektiği hâlde hiçbir şey ortada yok. YÖK’ün ve mevcut eğitim fakültelerinin ıslah edilmesi, mezun olan öğrencilerin derhâl atanması gerekir. Yasanın en vahim yönü yeni bir KHK yasası olması. Bu ambalajla bir şekilde şimdiye kadar despotça yaptığınız KHK'li ihraçları bundan sonra legal hâlde yapacaksınız. Herhangi bir aday, öğretmenliği kazanmış, akademide öğrenci, sonra 'Sen başarısız oldun' deyip ihraç edeceksiniz. Ülkede iktidar her an değişebilir, her an başkasının eline bu yetkiler geçer. Onun için de sistem adil olmalı, herkesin bu ülkenin eşit vatandaşı olduğu hesaplanarak yasa getirilmeli."