Sadet Berkyürek/İskenderun
Hak ve talepleri her kesim tarafından seçim vaatleri kozu olarak kullanılıyor, onların evrensel taleplerine sağır ve kör bakmaya devam ediliyor” dedi.
İskenderun Cemevi adına pazar günü düzenlenen dostluk ve dayanışma etkinliği, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, Cemevi üyelerinin yanı sıra belediye ve meclis aday adaylarının da katılımıyla gerçekleşti.
Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez´in de katıldığı etkinliğin açılışında konuşan vakfın şube başkanı Ayaz, inanç grubu olarak taleplerini dile getirdi, cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması gerektiğini vurguladı. İnanma hakkının insana ait bireysel ve kollektif bir hak olduğunu, bunun gerçek anlamda din, vicdan inanç ve düşünce özgürlüğüne dayandığını kaydeden Ayaz, eşit haklar rejiminde, laik demokratik ve çoğulcu devletlerin görevleri arasında ‘din, dindar ya da mezhep´ üretmek olmadığına işaret etti. Ayaz, “Aleviler devletten ve siyasi iktidardan özel bir ayrıcalık istemiyor. Cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınmasını istiyorlar. Eşit yurttaşlık istiyorlar” diye konuştu.
Laik devletin din bütçesinin de olamayacağını, diyanet üzerinden bir mezhebin finanse edilemeyeceğini de sözlerine ekleyen Ayaz, her inanç ve kesimin vergisini kollanan bir mezhebe aktarılmasını hukuk dışı ve haram olarak adlandırdı. Devlet mezhepçiliğine karşı, herkesin inanç özgürlüğüne, inanma ve inanmama hakkına sahip olmasını ve özgürce yaşamasını istediklerini de ifade eden Ayaz, taleplerini şöyle özetledi: “Resmi ve sivil asimilasyona son verilmeli. Aleviler devletin ve siyasetin dinsel vesayet altına alınmasını tehlikeli buluyor. Aleviler, aleviliğin diyanet ve din eğitimleri eliyle devletleştirilmesine de karşıdır.”