İskenderun´da Muharrem Ayı nedeniyle Aşure Günü etkinliği düzenlendi.
Akın Bodur/İskenderun
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı şubesi, İskenderun Cemevi´nde 12 imamlar ve Kerbela şehitleri için tutulan matem orucunun ardından Aşure Günü etkinliği yaptı. İskenderun Cemevinde gerçekleştirilen aşure günü etkinliğine katılanlara aşure dağıtıldı, aşure duası edildi, Kerbela´da yaşamını yitirenlerin anısına sanatçı Murat Güler´in deyişleri eşliğinde Cuma Dede tarafından dua okundu.
İskenderun Cemevi´ndeki etkinliğe, Hatay Milletvekilli Suzan Şahin ile kentteki bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Kerbela´da yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşuyla başlayan etkinlikte konuşan Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Şube Başkanı Halil İbrahim Ayaz ve Pir Zeynel Dede, Muharrem ayının önemi ve aşurenin tarihçesini anlattı. Etkinlikte topluluğu selamlayan Hatay Milletvekili Şahin de 'Birliğimiz, dirliğimiz, renklerimiz, tatlarımız uyumla ve Aşure tadında olsun' değerlendirmesini yaptı.
Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Şube Başkanı Halil İbrahim Ayaz, İmam Hüseyin ve Kerbela olayını anlattığı konuşmasında, 'Bu aya şükür ayı, tutulan oruca şükür orucu denilmektedir. Bu gelenek miladi takvime göre 10 Ekim 680´de başlamıştır. Kerbela´ya kadar büyüyerek gelmiştir. Hz. Hüseyin´in Kerbela´da şehadetinden sonra Aleviler bu aya şükür ayı değil matem ayı demiş, tuttukları bu orucu da 12 imama ithaf etmiştir' diye konuştu.
Ayaz: Toplumsal barış için ortak dili konuşmalıyız
İmam Hüseyin´in sadece yaşantısıyla değil, şahsiyetiyle bütün insanlığa bir mesaj verdiğini ve yiğitliğin, fedakarlığın, mazlum olmanın sembolü İmam Hüseyin´in ‘zalime ve onun zulmüne boyun eğmeyeceği´ mesajını bütün dünyaya şahadetiyle verdiğini ifade eden Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı İskenderun Şube Başkanı Ayaz, aşurenin birleştiriciliği ve paylaşmayı simgelediğini vurguladı. Türkiye´de toplumsal barışın sürdürülebilir olmasını istediklerini, Aleviler olarak kurum ve kuruluşların tüm açıklamaları ve beyanlarının bu yönde olduğuna da işaret eden başkan Ayaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye´de halklar arasında toplumsal barışın sürekliliği için din adamları, inanç ve kanaat önderleri aynı dili konuşmalı, birbirlerine kucak açarak hoşgörü ile yaklaşmalı.”
'Çoğulculuğun inşasına camilerden başlanabilir'
Toplumsal barışın inşa edilmesinde Diyanet İşleri Başkanlığı´nın rolüne dikkat çeken Ayaz, “Diyanet İşleri Başkanlığı´na bağlı yüzbinin üzerinde camii vardır. Buradaki din görevlileri her hafta Cuma cemaatlerinde diğer inanç azınlıklarının haklarını ve onları ötekileştirip horlamanın günah ve dinen caiz olmadığını söyleseler, toplumsal barış daha yakın olur. Türkiye´de farklı kimliklerin, inanç ve kültürlerin olduğunu kabul etmek ayrışmayı değil, daha sağlıklı ve eşit koşullarda yan yana yaşamayı sağlayacağını göstermek için ülkedeki caminin imamı, cemevinin piri, kilisenin ruhani lideri, adaletsizliğin karşısında adaletin, çifte standart karşısında eşitliğin, esaret karşısında özgürlüğün, tekçi ve dayatmacı yaklaşımlar karşısında çoğulculuğun öne çıkabilmesi için mücadele ederlerse bu konularda hiçbir hesap içinde olmadan korkusuzca konuşurlarsa toplumsal barış daim olur. Öfkeler diner, kin ve nefret söner” dedi.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55