Sadet Berkyürek/İskenderun
Arsuz´a bağlı Karaağaç Mahallesi Mevkii Açıkları mevkiinde Sürsan Su Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan Kültür Balıkçılığı Alan Değişikliği, Alan Artışı Ve Kapasite Artışı projesi ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme süreci kapsamında halkın bilgilendirilmesi toplantısı Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Şube Müdürü Muhittin Taşkın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda deniz kirliliği, deniz ekosistemi yönüyle sakıncalarının yanı sıra balık çiftliğinde kullanılacak balık yeminin GDO açısından incelenip incelenemeyeceğini tartışmaya açan katılımcılar, mevcut tesislerin kapatılmasını isterken kapasitesinin katlanmasını onaylamadıklarını vurguladı, “geri dönüşü olmayan kirlilik körfezin sonunu getirir” denildi.
Muhtarlar da yatırıma ‘tepkili´
Yatırımcı firma adına yapılan sunumun ardından ilk konuşmayı yapan İskenderun´a bağlı Büyükdere Mahallesi Muhtarı Hüseyin Cirdi, varolan tesislerden rahatsızlığı dile getirdi, sahilde halen gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen Roma dönemi kalıntılarına dikkat çekti.
“İsteseydik bütün site ve köy sakinlerini buraya yığardık” diyen Cirdi, tüm mahalleyi temsilen tesise, kapasite artışına karşı çıktıklarını aktardı. Cirdi, şunları kaydetti: “10 tane işçiyle bir kaç kişi burada istihdam sağlayacak kendine. Bu kadar site, bu kadar köylü olumsuz etkilenecek. Balıkçılık da yapılamayacak. Yemin yaratacağı kirlilik balıklara zarar verecek, sahili kullanmayı da engelleyecek. Ama halkı dinlemezlerse kurumlara görüşlerimizi sunacağız.”
Arpaderesi Muhtarı Ayhan Kuş da muhtarlık sorumluluk alanında 8 sitenin bulunduğunu hem site sakinleri, hem mahalle olarak yatırımın zararlarından dolayı projeyi onaylamadıklarını ifade ederken, Karahüseyinli Mahallesi Muhtarı Yusuf Uzunoğlu da diğer iki muhtarla aynı görüşü paylaştığını kaydetti.
2 belediye adına ‘olumsuz görüş´
Yöre sakinleri adına yapılan konuşmalarda denizin kullanımını engelleyeceği vurgulanan, bölgede yerleşim bölgelerine yakın noktanın seçilmesini, “Mevcutların yem atıkları ve balık dışkısından rahatsızken, kaldırılması için uğraşırken büyütülmesi kötülüktür” şeklinde eleştiren konuşmaların ardından ´yüzme mesafesinde yerleşim bölgelerine yakın´ bir noktada yatırıma, Arsuz Belediyesi Çevre Müdürü Şerif Akçalı ile İskenderun Belediyesi Çevre Müdürü Fevzi Özkan da ´olumsuz görüş´ bildirdi. Akçalı, bölgede turizm açısından ciddi zararlar oluşabileceği endişesini dile getirdi. Fevzi Özkan ile firma yetkilileri arasında 3 bin ton üretim kapasitesi ile üretimde ortaya çıkacak balık dışkısı tartışması yaşandı. Firma yetkilisi günlük 800 kilo dışkı iddiasında bulunurken, Özkan verileri değerlendirerek günlük balık dışkısının günde 5 tona ulaşabileceği iddiasında bulundu.
Özkan, balık çiftliklerinde yeni yatırıma kapatılan bölgede yeni yatırımlar için de baskıların sözkonusu olduğunu sözlerine ekleyen Özkan, “Hem yer değişikliği, hem kapasite artışı isteniyor. Bir nevi yeni bir balık çiftliği açmak demektir. Bu, Körfez´in sonunu getirir. Hem kendi adıma hem kurumum adına bu kirliliğin geri dönüşü olmayan bir kirlilik yaratacağı için karşıyız. Bununla bakanlığın arkasından dolanılıyor” diye konuştu.
Oktay Demirkan´dan sorular
İskenderun Çevre Koruma Derneği adına Oktay Demirkan ise şu soruları yöneltti: “Yavru balık nereden temin edilecek? Özel yemle besliyoruz diyorsunuz; bu özel yemlerin içeriğinde GDO´lu bitkilerin bulunduğunu her yerde görüyoruz. Sizin özel yem dediğiniz yem nerelerden temin ediliyor? GDO açısından inceleniyor mu? Alan ve kapasite artışı sözkonusu. Yeni balık çiftliklerine izin verilmiyor. Siz yeni bir balık çiftliğine izin verilmediği için bu balık çiftliğini alarak bunu genişletmek istediniz. Oysa bakanlık tebliğlerinde Kale köyünden Samandağ´a kadar olan alan da da bu yapılabilirdi. O zaman halk daha az zarar görebilirdi. Sanıyorum ekonomik kaygılarla şehre daha yakın bir yer seçilmiş. Ama halkın da tepkisini şimdiden görebiliyorum.”
GDO üretici firmanın da tüketicinin de sorunu
Yatırımcı firma adına yapılan bilgilendirmede ise yavru balıkların şirketin Bodrum´daki tesisteki kuluçkahaneden getirileceği ifade edilirken, hamsi unu ve balığı ile hazırlanmış yem verileceğini, bileşiminde soya küspesi olacağını kaydetti. Firma yetkilisi, “Biz Adana´da GDO´suz soya üreten bir firmadan alım yapıyoruz. Mümkün olduğunca GDO´suz ürün kullanmaya çalışıyoruz. Ama takdir edersiniz ki, şu anda Türkiye´de gidin marketlerde bütün ürünlerde krakerler de dahil hepsinde GDO var. İşin açıkçası çok fazla yapacak bir şey yok” şeklinde konuştu.
Tek olumlu görüş Dr. Demirci´den
İskenderun ve Arsuz sınırlarında 3 mahalle ve yazlık siteleri etkileyecek balık çiftliği projesine karşı yöre sakinleri ‘uygulanmamalı´ tepkisi koyarken, tek olumlu görüşü İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Aydın Demirci dile getirdi. Hatırlanacağı gibi Dr. Demirci, İSTE tarafından kentin dinamikleri kurumlarıyla ortaklıkla hayata geçirilmesi hedeflenen 'İskenderun denizel ekosisteminin bütünsel olarak değerlendirilmesi' projesinin çalışma ekibi arasında yeralıyordu. “Geçerken duydum, toplantıya katıldım” diyen Dr. Demirci, Türkiye'nin balık üretimine ihtiyacı olduğunu, 200 bin ton kültür balıkçılığı kapasitesinin Bodrum´dan karşılandığını belirtti. “2. konutlar ne zaman turizm oldu?” diye soran Dr. Demirci, hedeflenen 3 bin ton balık üretim kapasitenin İskenderun Körfezi için küçük bir oranı oluşturacağını savundu.