Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) de 4 başlıkta ´Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Programı´nı açıkladı.
CKD Hatay İl Başkanı Filiz Akın, ´dört başlığı´; ´Hukuki çözümler, çalışma hayatı, eğitim, medya´ olarak sıraladı. Şiddetle mücadelenin sadece hukuki bir sorun olmayıp, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, ahlaki ve kültürel boyutlarının da olduğu belirtilen açıklamada, toplumsal zihniyet dönüşümüne ihtiyaç duyulduğu, kadına yönelik şiddeti doğuran temel nedenin cinsiyet ayrımcılığı ve feodal düşünce yapısı olduğunu görmeden mücadelede başarılı olunamayacağını anlatıldı. CKD il başkanı Akın, 'Hukuki çözümler başlığı altında kanunlar, koruma tedbirleri, mahkemeler ve destek programlarına ilişkin eksiklikler anlatıldı, çözüm noktaları bildirildi. Çalışma hayatı başlığı altında ise bazı durumlarda esnek çalışma saatleri uygulanması, sigorta güvencesi, kooperatiflerin desteklenmesi ve faizsiz kredi gibi öneriler yer aldı. Eğitim başlığında, sistemin cinsiyet eşitliği temelinde gözden geçirilmesi önerisinde bulunuldu. 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitim talep edilen başlıkta psikoloji danışmanlarının daha etkili kullanılması istendi. Son başlık medyada ise erkek egemen dil ve yönetim anlayışının sorgulanması, dizilere mercek tutulması önerildi' değerlendirmesini yaptı. Akın, medyaya ilişkin şunlara yer verdi: 'Medyanın genelindeki erkek egemen dil ve yönetim anlayışı sorgulanmalıdır. Kadın habercilerin medyadaki etkisizliği sorgulanmalıdır. Kadınların medyadaki ağırlığının artması sağlanmalıdır. Şiddet gördüğü için haberi yapılan kadın, ikinci bir mağduriyeti habercinin yorumları ve haberdeki arka plan görüntüleriyle yaşamamalıdır. Şiddetle karşı karşıya kalındığında ne yapılacağı hakkında bilgisi olmayan kişilere, hatta sıradan okuyucu ve izleyicilere yol gösterir nitelikte pratik bilgiler verilmelidir. Dizi kurgularında şiddet ve benzeri kötü sahnelerin canlandırılmasındaki ustalık, çözümler ve kurtuluşlar için de gösterilmelidir. Çaresizlik algısı kafalardan silinmelidir. Sürekli ataerkil toplum yapısı konu edinen dizilerin yerine özgün yapımlarla izleyicilere kadın, erkek eşitliği aşılanmalıdır. Dizilerde kadını ev içi rollerden sıyırıp dışarı yaşamda gösteren, erkeğiyse ev içi rollerde gösteren örnekler çoğaltılmalıdır. Dizilerde gösterilen ebeveynlik rollerinde sorumluluk kadınla erkeğe eşit dağıtılmalı, çocuğa sadece anne bakar algısı değiştirilmelidir. Kadına şiddeti doğallaştırmaktan kurtarmak, sıcak aile ilişkilerini izleyiciye sunmak gerekir. Kadının korunmaya, sahiplenilmeye muhtaç varlık olarak gösterilmediği, aksine güçlü olduğu, hayatını başkalarına bağımlı olmadan yaşayabileceği hikâyeler anlatılmalıdır.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55