Tarih: 21.01.2018 16:54

Çocuk gebeliğin bildirilmemesine tepki

Facebook Twitter Linked-in

 

Platformun dönem süzcüsü Makbule Kılıç, yazılı yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: 'İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi´ne 1 Ocak 2017- 9 Mayıs 2017 tarihleri arasında gelen 115 çocuğun hamile olduğu bilgisinin saklandığı açığa çıktı. Çocukların 38´i 15 yaşından küçük, 39´u ise Suriye´deki savaştan kaçarak ülkemize sığınan çocuklar olduğu basına yansımıştır. Çocuk istismarına yönelik vakaların mutlaka adli makamlara bildirilmesi zorunludur. Sağlık Bakanlığı´nın 2012´de tüm illere gönderilen ´Kadına Yönelik Şiddet, Adolesan Gebeliği ve Doğum Vakaları´ konulu yazısında ´Adolesan gebeliği (çocuk gebeliği), doğum vakaları ve çocuk ihmali, istismarı vakaların tamamının olayın geçtiği yerde bulunan il-ilçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği´ne bildirilmesi, çocuğun örselenmesini önlemek amacıyla adli sürecin sağlık kuruluşunda bulunduğu zaman zarfı içinde izlenmesi…´ ifadesi yer alıyor. Ülkemizdeki çocuk hak ihlalleri dehşet verici boyutlara varmıştır. Yalnızca basına yansıyan verilerde 2017 yılında 387 çocuk istismara uğramıştır, bu sayı bile ürkütücüdür. Çocuk gebeliğinin bir yasal zorunluluk olarak ilgili kurumlara bildirilmemesi, açıkça çocuk istismarının üzerini örtmek ve suça ortak olmak anlamına gelmektedir. Başta çocuk istismarcıları olmak üzere, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerekirken, suçu bildiren kişiler hakkında inceleme başlatılması ve görev yerlerinin değiştirilmesi suçtur ve soruşturulmalıdır. Türkiye´de çocuk istismarı, cezasızlık politikaları nedeniyle yaygın, sistematik ve yoğun bir biçimde devam etmektedir. Çocuk ve hamile kelimelerinin aynı cümlede dahi geçmesi kabul edilemezken, son yıllarda yurtlarda, hastanelerde, okullarda, güvenli olması gereken alanlarda açığa çıkan istismar vakalarının ardı arkası kesilmemektedir. Çocuk hakları ihlali, insan hakları, yaşam hakkı, sağlık hakkı, mülteci ve göçmen hakları ihlalleri, suistimalleri... Bunu ortaya çıkaran sağlık çalışanının yerini değiştirmek de çalışma haklarına dair ihlaldir. Siyasi iktidar hala çocuk haklarını merkezine almayan politikalar üretmeye devam etmektedir. Çocuklara karşı işlenen suçların cezasız bırakılması, cinsel istismara uğrayan çocuklara en az istismarcılar kadar zarar vermektedir. Başta yaşam hakkı olmak üzere çocukların, çocuk olmalarından kaynaklı tüm hakları korunmalıdır. 2009 Temmuz ayında MEB yönetmelik değişikliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktı. 2015´te Anayasa Mahkemesi üyelerinin resmi nikâh kıymadan dini nikâhı kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini ortadan kaldırdı.2017 yılında çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15´ten 12´ye indirildi. Dini makamlar olan müftülüklere nikâh yetkisi verildi. 2018 yılının başında Diyanet İşleri Başkanlığı´nın ‘9 yaşındaki çocuk evlenebilir, doğurabilir´ dedi. Açığa çıkan bu utanç tablosunda uyguladıkları bu politikalar ile siyasi iktidar sorumludur. İskenderun Kadın Platformu olarak, çocuk istismarının meşrulaştırılmasına karşı mücadele etmeye, çocuklarımızın başta yaşam hakkı olmak üzere tüm haklarını savunmaya devam edeceğiz.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —