“Müftülerin nikah kıymasına olanak sağlayan kanun tasarısı” olarak adlandırılan Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 37 maddelik tasarıya tepkiler sürüyor.
Akın Bodur/İskenderun
CHP´de kadın kolları il ve ilçe başkanlıkları eş zamanlı düzenledikleri toplantılarla tasarının geri çekilmesi çağrısında bulundu.
CHP İskenderun İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Selçuk, değişikliğin laiklik ilkesine de aykırılık oluşturduğunu belirtti, çocuk gelinlerin önünün açılacağı endişesini paylaştı. Evlilik yaşı da dahil olmak üzere Medeni Kanun´la getirilen düzenlemelerin bir kenara atılacağını vurgulayan Arsuz İlçe Kadın Kolları Başkanı Remziye Berkyürek de Karaağaç 2 Temmuz Parkı´nda yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla yaptığı toplantıda tasarının geri çekilmesi çağrısında bulundu.
Berkyürek: Çöküşü erteliyorlar
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse imzası ile tüm il ve ilçelere gönderilen ve eşzamanlı kamuoyuyla paylaşılan açıklamayı okuyan Remziye Berkyürek, “Türkiye´nin gündeminde çok acil çözümlenmesi gereken sorunlar var iken iç ve dış borçların trilyon dolarlara yaklaştığı, işsizliğin- aşsızlığın had safhaya ulaştığı, her dört gençten 1´inin işsiz olduğu, terörün her gün yüreklerimizi kasıp kavurduğu, basının ve bilimin dört duvar arasına hapsedildiği bir süreçte; yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı. İktidarın müftülüklere de, resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır” dedi. Berkyürek, Türkiye´de kadınların sosyal statüsünün 1926 medeni kanunu ile resmen tanımlandığını, tüm kesimlere bu medeni kanunu daha ileriye taşımanın düştüğünü ifade ederek, kadını toplumdan dışlayan her tür uygulamanın karşısında olduklarını ve mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
Selçuk: Laiklik ilkesine aykırı
Nilgün Selçuk da müftülük kurumunun İslam ile özdeş olduğunu, resmi nikahın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılmasının Türkiye´deki aile yapısına dini bir dayatma olduğunu savunarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların yüzde 90´dan fazlası zaten Müslümandır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti´dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanunla hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır. Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki siyasi iktidarın son yıllarda “dava” dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir.”
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55