Sadet Berkyürek/İskenderun
Prof. Dr. Berkant Ödemiş, sanayileşme öncesi değerlere ulaşabilmek için bile termik santrallerin tamamının kapatılmasına karşın dünyanın 60 yıla ihtiyaç duyacağını belirtti. Akdeniz bölgesinde yıllık yağış oranlarının 30 yıllık sürede azalan değerlerine dikkat çeken Ödemiş, ”Çalışmalar bu oransal değerlerin daha da azalacağını gösteriyor. İçinde bulunduğumuz Amik Ovası/Asi havzasına bakacak olursak, ortalama değerin çok daha altına düşmüş durumda. Amik Ovası yazın çöl gibi, kışın da göl olan bir alan” dedi.
Eğitimde küresel iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini değerlendiren Prof. Dr. Ödemiş de, küresel iklim değişikliğine yönelik verilere karşın körfez bölgesindeki yatırım planlamasını eleştirdi. “Bir körfezin içine 14´ün üzerinde termik santral kurmak, narenciye üreten bölgenin dibine 3 termik santrali kondurulması akılcı mı?” diye soran Ödemiş, plan ve programların su kaynaklarındaki daralmaya karşın 30 yıl öncesinin verileriyle yapıldığına dikkat çekti. Ödemiş, “Küresel ısınmada değerlerin yükselişi devam ediyor. Bugün dünyada bütün termik santralleri kapatacak olsak, değerleri sanayileşme öncesi değerlere getirebilmek için 60 yıla ihtiyacımız var. Onun için insanoğlu aklını başına alıp geleceğinin hangi noktalara doğru gideceğini iyi düşünmesi gerekir” diye konuştu.
Erzin ve Osmaniye arasında yeraltı su rezervine sahip leçelik bölgenin üzerine sanayi alanı hazırlığının da akılcı olmayacağı uyarısında bulunan Prof. Dr. Berkant Ödemiş, Yaklaşık 4 yıl önce yapılan bir çalışmaya göre 24-25 havzanın içerisinde su miktarı en fazla azalan havzanın Asi havzası olduğunu ifade etti. Ödemiş, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Turunçgil üretiminin sağlandığı havzanın hemen yanına bir OSB kuruldu, bir de doğalgaz çevrim santrali kuruldu. Yetmedi, bu havzanın en önemli su kaynağı Osmaniye OSB ile otoban arasındaki bölgeye yeni OSB yapmayla ilgili sanırım bir planlama sözkonusu. Bu bölgede yapılan bir başka araştırmaya göre son 55 yılda kurak geçen sulama sezonundaki ayların sayısının 32 olduğu ortaya çıktı. yani önceki yıllarda kuraklık sınıfına girme miktarı son derece düşükken son 55 yılın 32´sinde çöl iklimine doğru yavaş yavaş bu bölge gidiyor demek.”
En fazla suyun bilinçsiz olarak tarım uygulamalarında kullanıldığını ifade eden Ödemiş, su tasarrufunun buradan başlayabileceğini, havza planlamasına geçilmesini önerdi. Amik Ovası´nda damlama sulama yöntemine geçilmesinin zorunlu olduğunu, sağlıklı sulama yöntemlerine geçilmemesinin topraktaki tuzlanma sorununun katlayarak verim düşüklüğü yaratacağına dikkat çeken Ödemiş, “Gelecekte büyük olasılıkla iklim değişikliğinin ekonomik durumla ilgili planlamalara direkt sirayet edeceği durumlar ortaya çıkacaktır. Su nerede ne kadar ise üretiminizi oraya yönlendireceksiniz. Suyun olmadığı yerde örneğin belki tarım sanayisi gelişmeyecek, turizmle ilgili problemler yaşanacaktır. Golf alanları için yeraltından alınan su kaynakları belki en çok su tüketen bu alandan tarıma yönlendirmek gerekebilir. Onun için planlamalarımızı eksiz olana görene yönlendirmemiz gerekiyor planlama ekonomisi açısından” fadesini belirtti.
İş insanlarına ‘yeşil yatırım´ önerildi
Sürdürülebilir bir gelecek için Hatay değişiyor´ sloganıyla yola çıkan HBB, 15 Mayıs Pazartesi günü İskenderun Anemon Otel´de iş insanlarına yönelik iklim değişikliği konulu eğitim düzenledi.
İş insanlarının yeşil yatırımlara yönelik farkındalıklarının arttırılması amacıyla Avrupa Birliği tarafından geliştirilen projenin kente uygulanması adına Hatay Büyükşehir Belediyesine hibe desteği sağlandı.
Birçok alanda yaşanan hızlı değişim ile günümüzde mevcut kaynakların gelecek nesiller için sürdürülebilirliği, çevre ve iklimdeki değişimler, doğal felaketlerde yaşanan artış dünyada olduğu gibi Türkiye´de yoğun olarak tartışılmaya başlanan sorunlara çözüm olarak Avrupa Birliği tarafından geliştirilen proje Hatay´da 2 oturum olarak gerçekleştirildi.
Seminerinin açılış konuşmasını yapan Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü Başkanı Avukat Süleyman Boşça, yenilenebilir, yeşil enerjiye ağırlık verilmesini önererek termik santral yatırımlarında ise havza planlaması yapılmadığını belirtti.
HBB Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Maden de, “Çevrenin korunması, hava ve su kalitesi, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlenme ve risk yönetimi ile kimyasallar konularında kat edilmesi gereken yollar olduğunu unutmamalıyız. Kentimizin daha sağlıklı ortamda ve kaynakların daha verimli olması adına iş insanlarımızın yeşil yatırımlara yönelmesinin önemi büyüktür” dedi.
Bölgenin demir çelik ve otomotiv yan sanayi olarak filtrecilikteki kurulu kapasiteye dikkat çeken İskenderun Kaymakamı Recep Soytürk, bölgenin enerji ihtiyacına dikkat çekti, enerji üretiminin ‘yeşil´ lehine bir dönüşümü istediklerini kaydetti.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01