"Demokrasi şehitleri" anıldı

Evinin önündeki aracına konulan bombalı suikast sonucu öldürülen Cumhuriyet gazetesi yazarı araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu katledilişinin 32. yılında törenlerle anıldı. "Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz" diyen Mumcu, ölümünün üzerinden geçen 32 yıl sonra da araştırmaları mesajları ve ve fikirleriyle güncelliğini korumayı sürdürdü; birleştirmeye devam etti.
"Adalet ve Demokrasi Şehitleri Haftası" kapsamında CHP Arsuz İlçe binasında düzenlenen karanfilli ve mumlu anma töreninde, gazeteci Uğur Mumcu, emniyet müdürü Gaffar Okan ve devlet adamı İsmail Cem ile 12 Eylül döneminde idam edilen Arsuzlu Ali Aktaş anıldı. 

CHP Arsuz Kadın Kolları üyesi Nilgün Kara'nın Mumcu'nun Sesleniş" adlı şiirini okunduğu anma törenine Arsuz Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Uyar, CHP Arsuz İlçe Başkanı Necdet Kıyılı, partinin Arsuz Kadın Kolları Başkanı Vahide Karpuz, Gençlik Kolları Başkanı Erkan Devrim, öncemi dönem ilçe başkanı Faik Çekin ile partililer katıldı.

“32 yılda değeri daha iyi anlaşıldı”

"Onları asla unutmayacağız" diyen CHP Arsuz İlçe Başkanı Necdet Kıyılı, "Adalet ve Demokrasi Şehitleri Haftası" kapsamında düzenlenen anmaya katılanlara teşekkür etti. Mumcu ve Gaffar Okan’nın sekiz yıl arayla aynı gün suikastle öldürüldüğünü, Dışişleri eski Bakanı İsmail Cem'in kanseri yenik düştüğünü, Arsuz’un asi çocuğu Ali Aktaş’ın da 1983 yılında doğum gününde idam edildiğini ifade eden Kıyılı, Uğur Mumcu’nun araştırma ve makaleleri ile Türkiye tarihine damga vuran bir kişi olduğunu, ahlakı, mücadelesi, yazarlığıyla önümüzdeki kuşaklara örnek olmaya devam edeceğini belirtti. 

CHP Arsuz İlçe Başkanı Kıyılı, şöyle konuştu: “Böyle bir insanı yetiştirmiş bir toplum, böyle bir gazeteci yetişmiş bir medya, ülkemizin geleceği için umut ve güven kaynağı olmaya devam ediyor. Onun bir araştırmacı, gazeteci, düşünür olarak üstünde durduğu konuların, yaptığı çalışmaların günümüz için ne kadar aydınlatıcı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin Uğur mumcu gibi insanlara çok büyük ihtiyacı var. Geride bıraktığımız 32 yıl Uğur Mumcu’nun önemini daha da artmasına, daha çok sevilmesine, değerini daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Dünya görüşlerinden dolayı siyasi cinayetlere Uğur Mumcu gibi kurban giden Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve diğerleri unutulmadı. Mücadelesini verdikleri değerler ve ilkeler unutulmadı, unutulmayacak. Barış, laiklik, özgürlük yolunda 'Herkese insan hakları, her yerde demokrasi' diyerek aydınlanma ve bir bilim ışığında bir uzun yürüyüşe çıkanlar sizleri unutmayacak.”

"Demokrasi ve adalet şehitlerini" saygılı ve rahmetle andıklarını anlatan Kıyılı, 'adalet ve demokrasi' kahramanlarının öldürülmemesi, öldürülenlerin de hiç unutulmaması dileğiyle onlara özlemlerini şu dizelerde ifade etti: 
"Korkmadan olduk ey halkım, unutma unutma bizi. 
Özgür’le adamış bir top çiçek gibiyiz şimdi, 
Hep birlikteyiz ey halkın, unutma bizi 
Unutma bizi 
Unutma bizi..."

“Ortak özellikleri demokrasi şehitleri olmaları”

Anma törenine konuşan Arsuz Belediye Başkan Yardımcısı Uyar da Mumcu ve Gaffar Okan'ın suikastle öldürüldüğünü, Aktaş'ın ise idam edildiğini belirterek, "Bunların ortak özellikleri demokrasi şehitleri olmalarıdır. Ülkemizde ne yazık ki böyle hazin tarihler vardır. Ülkemizin gidişatına yön verenlerin öldürülmesinde halen aydınlatılmayan cinayetler vardır" dedi. Hepsini saygıyla andığını ifade eden Uyar, "Her ne kadar ülkemizde bazı şeyler tam anlamıyla gelişmese de kanunları birebir uygulamasak da aslında bizler o günlerden bugünlere kadar bir şeyleri gerçekten aştık. Bir şeyleri ilerlettik. Geçmişten bir takım dersler çıkardık. Umuyorum ki gelecekte gençler, bu kişilerin, özellikle Uğur Mumcu’nun hayatına bakmasını, kitaplarını ve eserlerini okuyarak onları anlayarak onların düşüncelerini hayata geçirerek bir nevi onları ölümsüzleştirir" değerlendirmesini yaptı.

“Daha iyi anlamak için yazdıklarını okumak gerekiyor”

CHP Arsuz İlçe eski Başkanı Çekin ise 1993 yılında yaşananlara dikkat çekti o yıl sadece Mumcu'nun değil, Eşref Bitlis’in de öldürüldüğünü, Sivas olaylarının yaşandığını ve Elazığ'da otobüslerden indirilen silahsız 33 erin şehit edildiğini belirtti. Çekin, "Uğur Mumcu ve ondan önceki demokrasi şehitleri yaşayabilseydi, bugün Türkiye bambaşka bir noktada olabilirdi. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin daha demokratik bir ülke olması için, daha iyi hukukun, daha iyi bir ülkenin olması için; insanların bilinçlenmesi için mücadele ediyordu. Ve bunların bir çoğunun aklında günün birinde suikaste uğrayacakları düşüncesi mutlaka vardır ki bir toplantıda Uğur Mumcu‘ya 'sizden biri öldürülebilir' diye söylenmiş. Maalesef demokratik şehitlerimizi anarken konuşuyoruz, anlatıyoruz ama bunlar yeterli değil. Bu kişilerin ne yapmaya çalıştılarını anlamamız gerekiyor. Daha iyi anlamak için yazdıkları kitapları, makaleleri okumak gerekiyor. Mücadeleyi belki bu şekilde daha bilinçli yapabiliriz, ülkenin aydınlanmasına katkı verebiliriz. Bunlar bize düşen görevler. Yoksa her yıl anıyoruz. Her yıl bu acıyı bir daha hatırlıyoruz. Yeterli mi? Değil. Bu ülkenin nereye doğru götürmek istendiğini bize anlatmaya çalıştılar, bazılarımız anladı bazılarımız anlayamadı. Anlayanlarımız bunun için ne yapabilecekleri konusunda belki mücadele etmişlerdir belki bir şeyler yapmışlardır ama ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önünde tuttuğumuzda, bu ülke insanlarının önemli bir kısmının bu mücadeleyi doğru bir şekle yürütmediğini görebiliriz. O yüzden sizlere bizlere düşen görev etrafımızda kim varsa, kime ulaşabilirsek bu ülkenin içinde bulunduğu durumu daha iyi anlatmak. Bu basit bir mücadele değildir. Ülkenin 1923 yılında hangi amaçlarla kurulduğunu, Cumhuriyet'in hangi amaçla kurulduğunu çok iyi anlayıp, şu anda içinde bulunduğu durumu da yanına koyup, nereden nereye geldiğimizi görmemiz ve ona göre mücadele vermemiz gerekiyor. Bu ülkenin her duyarlı yurttaşının bu mücadelenin içinde olması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

Uğur Mumcu, İskenderun'da da anıldı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İskenderun İlçe Başkanı Hüseyin Derin ve yönetimi, kadın kolları, gençlik kolları, İskenderun Belediye Meclisi Üyelerinin de katıldığı anma toplantısında gazeteci Uğur Mumcu, emniyet müdürü Gaffar Okan ve siyasetçi İsmail Cem anıldı. Bolu'daki yangında 78 kişinin yaşamını yitirmesi ve 51 kişinin yaralanması nedeniyle parti binasında sade törenle yapılan anmada, Mumcu'nun araştırdığını, korkmadan yazdığı, doğruluğun peşinden cesurca gittiği ve susmadığı için öldürüldüğü ifade edildi.

“Kalemi adaletin ve özgürlüğün sesiydi”

"Kalemi adaletin ve özgürlüğün sesiydi. Uğur Mumcu’yu unutmadık, unutmayacağız" değerlendirmesini yapan CHP İskenderun İlçe Başkanı Hüseyin Derin, anma törenindeki konuşmasında, "Bugün Uğur Mumcu'nun  ölüm yıl dönümünde onu anmak için toplanıyoruz ancak ülkemizde meydana gelen olaylar o kadar çok ve o kadar acı ki, her gün bir anma olacak şekilde vahim olaylar yaşıyoruz. Beşiktaş Belediye başkanımızın tutuklanması ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma açılması, daha bu olayların vehameti gündemde iken Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması ve onun üzerine Bolu'da meydana gelen otel yangınında yitirdiğimizi canlar nedeniyle ülkemizde gündem hızla değişmekte ve maalesef demokratik ülkelerde göremeyeceğimiz olayları yaşayarak deneyimliyoruz. Bolu'da meydana gelen yangın nedeniyle yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, kederli ailelerine sabır diliyoruz. Yaralılarımız da umarım bir an evvel sağlıklarına kavuşur ve güzel ülkemizde bir daha böyle acılar yaşanmaz" dedi.

“Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur, dediği için öldürüldü”

Uğur Mumcu'nun, "Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben lâikim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucuyum, terörün karşısındayım, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım" dediğini anımsatan Derin, araştırmacı gazeteci Mumcu'nun Ankaranın göbeğinde öldürüldüğünü ifade etti. Derin, "Ülkemizin aydınlık yüzü olan Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te Ankara'da evin önünde arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu öldürülmüştür. Failler hala bulunamadı bu olay hala faili meçhul olarak tarihteki yerini koruyor. Faillerin bulunamaması Mumcu gibi gazetecilerin yanında Hrant Dink gibi Metin Göktepe gibi birçok faili meçhul cinayetin işlenmesini de beraberinde getirmiştir. Ama biz biliyoruz; Uğur Mumcu, 'cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar cumhuriyete karşı ayaklanacaklar' dediği için öldürüldü. 'Gerçekte vicdan özgürlüğü, gerçekte demokrasi laik toplumda meydana gelir. Çünkü anti-laik toplumda dince kutsal sayılan kavramlar, siyasal amaçlar için her gün sömürülür ya da Türkiye'de olduğu gibi Arap sermayesi tarafından Türkiye'de kurulan banka sistemlerinde olduğu gibi mali çıkarlar açısından sömürülür. Bu bir sömürüdür. Mustafa Kemal de dinin gerçek yerine oturtulması, Allah ile kul arasında bir kutsal duygu olarak korunması amacıyla laikliği getirmiştir. İngiliz emperyalizminin, Arap kapitülasyonunun aracı olmaması ve siyasi sömürü aracı olmaması için' dediği için öldürüldü. Milliyetçilik, 'vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak' edebiyatı mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken, 'vatan, millet, bayrak' edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir? diye sorduğu için öldürüldü. Uğur Mumcu, 'Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Susanlar da bu insanlık suçlarına katılmış olur' dediği için öldürülmüştür" dedi.