İskenderun/SES
Depreme Depreme karşı Hatay olarak bir master planın bulunması gerektiğini belirten Hatay Büyükşehir Belediye (HBB) Başkanı Lütfü Savaş, “Hem ülke çapında bir master planımızın olması hem de bölgesel olarak kendi master planlarımızın yapılması gerekiyor. Çünkü ne göç ne de doğal afetler duracak” dedi.
Doğal afetle yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini, ancak buna yönelik hazırlık ve önlemlerin şartına dikkat çeken HBB Başkanı Lütfü Savaş, yaptığı yazılı açıklamada, geçtiğimiz günlerde Erzurum´da yaşanan deprem ve oluşabilecek afetlerde planlanan yol haritası hakında bilgi verdi. Erzurum´da yaşanan depremin ilk akşamından itibaren her türlü imkanı seferber ettiklerini, ancak Suriye sınırında olmaktan dolayı Valiliğin makine ve kurtarma ekiplerinin gitmemesi yönündeki uyarısının dikkate alındığını kaydeden Başkan Savaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Suriye sınırında olduğumuz için valiliğimiz alet ve kurtarıcı arkadaşlarımızın gitmesini istemedi. Daha çok giyecek ihtiyaçlarını karşıladık. Hem göç konusunda hem de doğal afetler konusunda hazırlıklı olmamız gerekiyor. Hem ülke çapında bir master planımızın olması hem de bölgesel olarak kendi master planlarımızın yapılması gerekiyor. Çünkü ne göç ne de doğal afetler duracak. Biz doğal afetle yaşamayı öğreneceğiz ve öğrenirken de aklın ve mantığın emrettiği şekilde davranacağız. Göç meselesi global bir durum. Dünya olarak zor günler yaşamaya gidiyoruz. Gelişmekte olan tüm ülkelerin, yerel yöneticilerin ve devletleri yöneten insiyatif sahibi siyasilerin elini taşın alına koyması gerekiyor.”
“İstiap haddini aştık” uyarısı
Hatay´ın Suriye´den yaşanan göçün ağırlığını kaldırırken Avrupa Birliği fonlarından yeterince yararlanamadıklarını vurgulayan Başkan Savaş, yazılı değerlendirmesinde Suriye´de 2011 yılında başlayan iç savaşın Hatay´a etkilerini de ele aldı. Savaş, Suriye iç savaşından Hatay´ın psikolojik, sosyolojik ve ekonomik anlamda sıkıntı yaşadığını, bundan en çok dar gelirlilerin etkilendiğini ifade etti. Savaş, şunları belirtti: “Şu anda Hatay´ın 500 bin civarında Suriyeli misafiri var. Tüm bu insanların barınması, atıklarının temizlenmesi ve trafikte işgal ettiği alanlar var. Özellikle kırsal kesimlerdeki esnaflarımızla birlikte esnaflık yapıyorlar. Hal böyle olunca bizim 14-15 ülkeye ihracatımız durma noktasına geldi ve Hatay içe dönük bir şehir oldu. Üç kişi ekmeğini 4 kişiyle paylaşıyor. Bu savaşın bitmesi ve bu sorunun muhattaplarının yükü birlikte omuzlaması gerekir. Göç ve göçün komplikasyonları sadece Türkiye´nin veya göç alan illerin sorunu değil, bu küresel bir sorun. Avrupa Birliği Fon´larından gücümüz yettiğinde yararlanıyoruz ama bu fonlar ihtiyacın çok küçük bir kısmını karşılıyor asıl yük yerel yönetimlerin üstünde.”
Savaş: Cumhurbaşkanıyla aynı görüşteyiz
Hatay´ın nüfusunun 1 milyon 620 bin civarında olduğunu ve geleceği söylenen 1 milyon civarında yeni bir göç dalgasını Hatay´ın kaldıramayacağını vurgulayan Başkan Savaş, sınırda güvenli bölge şartına dikkat çekti. Savaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz bu gelişmeleri anlık olarak takip ediyoruz. AFAD, valilik ve biz elimizden geldiğince yardımlaşmaya çalışıyoruz. Hatay´daki yerel yönetimler bugüne kadar Suriyeli insanların ihtiyaçlarını kendi olanakları doğrultusunda karşıladı. Merkezi hükümetin valilik ve AFAD aracılığı ile yapmış olduğu yardımlar da var. Fakat, gelişmiş toplumların çöp atık seviyesi farklıdır az gelişmiş farklıdır. Bir evde 3-4 aile oturuyor, bir adam 3-4 eş alıyor. Bütün bu insanların çocukları çok fazla oluyor, eğitim kurumları yetmiyor, arttırmak gerekiyor. Trafik içinden çıkılmaz hale geliyor ve karşılayamıyoruz, istiap haddini aşmış durumdayız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı ile aynı görüşteyiz: Gelen misafirlerin sınırda oluşturulacak güvenli bölgelere yerleştirilmesi; barınma, eğitim ve tüm harcamalarının orada karşılanması gerekiyor.”