Gazeteci Hürtaş ve Taş, depremden 18 ay sonra bölgedeki gazetecilerin koşullarını ve sorunlarını yeni bir raporla yansıtmak için görüşmeleri sürdürüyor.
İskenderun/SES
6 Şubat depremlerinde ağır ağır hasar alan ve afet bölgesi ilan edilen Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Adana ve Elazığ’da toplam 23 gazeteci ile görüşen gazeteci Semira Sibel Hürtaş ve Ali Taş, deprem sonrasında bölgedeki gazetecilik ve gazetecilerin yaşadığı sorunları raporlaştırdı. Bölgedeki gazetecilerle depremden 18 ay sonra yeniden görüşen Hürtaş ve Taş, bölgedeki gazetecilerin koşullarını ve sorunlarını yeni bir rapora yansıtmaya hazırlanıyor.
“Toplumlara doğru ve gerçek bilgiyi sunmak medyanın işidir”
Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteğiyle hazırlanan 116 sayfalık "Yıkımdan toparlanmaya: Yerel medya raporu; Deprem sonrasında bölgede gazetecilik ve gazetecilerin yaşadığı sorunlar" adlı raporda, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerinde 50.096 kişinin yaşamını yitirdiği, 107.204 kişinin yaralandığı, depremin etkilediği 11 ilde yaşayan 13.500.000 insanı etkileyen depremlerin, Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaket olarak kayıtlara geçtiğine yer verildi. Raporda, "Böylesi kriz dönemlerinde toplumların en fazla ihtiyaç duydukları gereksinimlerin başında doğru ve gerçek bilgiye erişim hakkı gelmektedir. Kriz dönemlerinde doğru ve gerçek bilgiye erişim hakkının sağlanması felakete doğrudan maruz kalan kitlelerin nasıl hareket edeceklerini, felaketten dolaylı olarak etkilenen kitlelerin nasıl tavır alacakları konusunda fikir sunarken; kamu yönetimi üzerinde de uyarıcı etkiler oluşturur, kriz politikalarının oluşturululmasında yönlendirici bir rol oynar. Toplumlara doğru ve gerçek bilgiyi sunmak da ilk elden medyanın işidir. Medya bu temel işlevi üzerinden hem kamuoyundan etkilenir hem de kamuoyu oluşturur; yönetenler ve yönetilenler arasında sağlıklı bir iletişim oluşmasını sağlar. Medya bu haliyle demokrasinin en temel en önemli temellerinden birini oluşturur"değerlendirmesine yer verildi. "Araştırmanın en önemli verileri ise yerel basın çalışanlarının habere ulaşım ve haberi topluma aktarma süreçlerinin oluşması için tüm olanaklardan hala yoksun bırakılmış olmasıdır..." ifadesine yer verilen rapor şöyle devam ediyor: "Bu konu depremin ardından haberlerin fikri takibini neredeyse imkansız hale getirdiğini gözler önüne sermektedir. Veriler, başta Basın İlan Kurumu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun bir an önce yerel basını işlevli hale getirmek için harekete geçmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Araştırmaya göre, ulusal basın çalışanları bölgede haber üretim süreçlerinde en fazla OHAL uygulaması gerekçe gösterilerek engellenmiştir. Veriler, OHAL uygulamalarının basın çalışanına yönelik keyfi uygulamalarına son verilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. 6 Şubat depreminin ardından basının demokratik işlevini yerine getirilmesi için bir an önce yerel basın çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılanarak. bölgede yerel basınının etkili hale getirilmesi; ulusal basın çalışanına yönelik engellemelerin ise ortadan kaldırılması gerekmektedir."
Depremden 10 ay sonrasının koşulları araştırıldı
Depremden 10 ay sonra, 12-19 Ekim 2023 tarihleri arasında hazırlanan raporda, görüşmelerin afet bölgesi ilan edilen illerdeki gazetecilerle görüşülerek yapıldığı anlatılan raporda, "Yerel basın çalışanları depremin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen hala teçhizatlarına ve çalışma alanlarına yeterli düzeyde kavuşamamıştır. Bu durum bölgede yerel basını neredeyse bitme noktasına geldiğini ortaya koymaktadır. Yerel basın çalışanları, yeniden işlerini yapabilmek için ihtiyaçlarını sıralamıştır. Bu ihtiyaçlar arasında teçhizat ve çalışma mekanları ile yasal bazı düzenlemeler gelmektedir" ifadesine yer belirdi. Raporda, "Depremde yaşamın itibaren gazetecilerin sayısı Basın İlan Kurumu tarafından 26 olarak açıklanmıştır. Ancak, deprem bölgesinde yaptığımız araştırmada, çok sayıda mizanpaj, sayfa sekreteri, kameraman, ses teknikeri, ışık teknikeri, yönetmen, teknik eleman, matbaa işçisi ve ofis çalışanların da yaşamını yitirdiğini tespit ettik. Bu nedenle yaşamını yitiren basın çalışanlarının sayısının çok daha yüksek olduğunu tahmin etmekteyiz. Deprem bölgesinde çok sayıda yerel basını çalışan da yaralandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti İskenderun Temsilcisi Akın Bodur ve çok gazeteci enkazdan yerel olarak kurtarıldı" değerlendirilmesi yer aldı.
Hatay’da yüz yüze görüşülen gazeteciler arasında Antakya'dan Atayurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Seyfullah Uygun, serbest gazeteci Burcu Özkaya ve HRT'den Ali Yolcu ile görüşmelerin yapıldığı anlatılan rapora göre, tesisatların ve donanımların yeterince olmadığını ifade eden Seyfullah Uygun, "Basılı çıkıyorduk ama depremden bu yana artık internet sitelerinden devam edeceğiz. Şu an Antakya’da hiçbir basılı gazete yok" ifadesinde bulundu. Gazeteci Burcu Özkaya da tüm cihazlarının ağır hasarlı evlerinin içinde kaldığını ve cep telefonuna habercilik yaptığını ifade edip, "Burada haber yapmaya devam edebilmek için en acil ihtiyaçlarımız teçhizat ve konteyner" değerlendirmesini yaptı. HRT’den Ali Yolcu da "Televizyon binamız tamamen çöktü. Hiçbir teçhizatımız yok. Teçhizat alsak bile yayın yapacak yerimiz yok, yayını basacak yerimiz yok. Ben şu an Antakya’dayım, Defne’de kalıyorum ama çalışamıyorum. Çalışacak bir yerimiz maalesef yok" ifadesine yer verdi.
9109,34%2,37
34,27% 0,11
37,63% 0,02
2916,40% -0,16
4900,39% 0,00