Tarih: 20.03.2024 10:54

Deprem davasında '13 sanık yargılanıyor'

Facebook Twitter Linked-in

Deprem davasında '13 sanık yargılanıyor' 

Akın Bodur/İskenderun
6 Şubat depreminde ikiye ayrılarak yıkılan ve enkaz altında kalan 12 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralı kurtarıldığı, 2 kişinin de atlayarak kurtulabildiği 16 katlı MCG TOWERS adlı binaya ilişkin açılan dava başladı. 13 sanığın yargılandığı İskenderun 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ilk duruşmasında, ifadeler ve savunmalar alındı, duruşma 31 Mayıs tarihine ertelendi.
Üç yıl önce yapılan ve depremde yıkılan MCG TOWERS binasında anne ve babasını kaybeden Süheyl Sümbültepe, depremde yakınlarını yitirenler ve avukatlarıyla birlikte İskenderun Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, ölen yakınları olarak adalet aradıklarını söyledi. Depremde ölenlerin yakınları ve 'Adalet Peşinde Aileleri' olarak, sorumlu ve suçluların hak ettiği cezayı almasını istediklerini ifade eden Sümbültepe, belediyeden müteahhitlere, yapı denetim firmasından statik hesabı yapanlara kadar kesime karşı koymaya çalıştıklarını belirtti. 6 Şubat'ın üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatan Süheyl Sümbültepe, "Bir yıl sonra geldiniz noktada, derinlemesine bir inceleme yapılmadan, yapılmasına müsade edilmediğini görüyoruz. Biz depremzedelerin enerjisi tüketilmekte. Bizim amacımız, bina yapımına başlandından itibaren orada bulunmayan belediye görevlerinin, uygunsuz inşaat yapan; statik projeyi yapan ve proje müellifi, binaya uygun olmayan girişler ekleyenlerin yargılanması" dedi. 



Sümbültepe: Bina Deprem Yönetmeliğine aykırı 
Sümbültepe, "AFAD'ın verilerine göre, depremin şiddeti İskenderun'da 0.40’tan düşüktür. İstasyon verilerine göre depremin eğmesi 0.28'dir. AFAD'ın verilerine göre, bu bina deprem yönetmenine uygun yapılmadı. Ve davadaki herkes şu anda tutuksuz yargılanıyor, bir tane bile tutuklu yok bu dosyada. Bizim yaşadığımız acı, hayatını kaybeden 51 bin insandan farksız. Biz, mücadelemizin örnek mücadele olması için çabalıyoruz. Buraya gelen depremde yaşamını yitirenlerin yakınları, sonuç almak için burada" diye konuştu.
'Adalet Peşinde Aileleri'nin bir yıldır mücadele ettiğini anlatan Sümbültepe, MCG TOWERS adlı binanın depremde önce yarısının yıkıldığını, sonraki depremde de diğer yarısının yıkıldığını anlatarak, "Depremin şiddeti aşikardır. Bina Deprem Yönetmeliğine göre 0.40’a dayanmalıydı, ancak AFAD'ın verilerine göre İskenderun‘daki deprem 0.28’den büyük değil. Bina Deprem Yönetmeliğine aykırı yapılmıştır. Bu durum insanların tutuklanması için çok gerçekçi bir sebeptir" değerlendirmesini yaptı. Sümbültepe, binanın kaba inşaatı yapılırken, 1. ve 2. katların zemininde aşağıya doğru bükülme olduğu ve bunun fotoğraflarda görüldüğünü, katlardaki eğim nedeniyle 1. ve 2. kata statik projede olmayan çelik kirişlerin eklendiği ve bunun için herhangi bir tadilat projesinin belediyeye sunulmadığı tespit edildiğini de ifade etti. Sümbültepe, "Statik projenin uygulamadaki bu yetersizliğini çelik kirişlerle sağlayamayınca 3., 4. ve sonraki katlarda betonarme kiriş eklenerek, statik projenin yetersizliği örtülerek kaba inşaat tamamlanmış ve kasıtlı ölüme yol açılmıştır" dedi.

"İnsanın ölebileceğini dikkate almamışlar" 

 


"Davada tutuklu yok ancak temel atımdan bitimine kadar her şeyin yanlış yapıldığı bir bina. Bunu da belgeleyebiliyoruz" diyen Selin ve Süheyl Sümbültepe kardeşlerin avukatı Bülent Akbay, binanın, üçüncü dördüncü katta sonra kaçak yapılmasına devam edildiğini, yapı kullanım izni alınmadan içinde insanların yaşamasına izin verildiğini ifade etti ve "Söz konusu eksiklikler kabul edilebilir eksiklikler değil" dedi. Akbay, "Projede olan hiçbir şey uygulanmamış. Daha birinci kattan beton eğilmeye başlamış. Yani bu binanın sorumluları; müteahhitinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı temsilcilerine kadar sorumlular her aşamada bilerek, isteyerek, eksikleri görmüş, insanların ölebileceğini de öngörmüşler ama hiçbir şey yapmamışlar. Bu nedenle açılan dava, sadece bir trafik kazasında yaşanmış bir olaymış gibi algılanıyor. Bunları bilerek, insanın ölebileceğini dikkate almamışlar. Burada idari kollanıyor, müteahhit kollanıyor. Ne yazık ki insanları mağdur edenler kollanılıyor" diye konuşu.

12 kişi öldü, 13 kişi yargılanıyor
Volkan Egemen Akdemir (32), Miss Chamaıphon Homsanthıa (29), Başak Gökpınar Bozüyük (29), Berkhan Eminsoy (32), Cehide Sümbültepe (58), Rafi Sümbültepe (67), Erdi Türkoğlu (33), Hamit Tolunay Taner (21), Hikmet Tolga Taner (23), Muhammet Kaplan (29), Mahir Bozüyük (1), Başak Gökpınar Bozüyük (29) ve Serhan Bozhüyük (32) yaşamını yitirdiği yıkılan MCG TOWERS binasına ilişkin savcılığın hazırladığı 9 sayfalık savcılık iddianamesi sonrası, Abdulhamit Bostancı, Ali Cemil Arıcan, Ferhat Sönmez, Hatice Sezer, Hikmet Nural, Mehmet İnce, Mehmet Yılmazlar, Meltem Yılanoğlu, Muhammet Coşkun Gökkan, Sakin Karaömer, Sefa Apak, Şule Özbay, Yıldıray Şengül hakkında şüpheli olarak dava açıldı. Savcılık iddianamesinde 13 şüphelilerin "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan TCK'nın. 85/2, 22/3, 63, 53/6 maddelerinden cezalandırılması isteniyor. İddianamede, S.S., N.Ü. ve S.K. hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına da karar verildi.
İddianamede, "... ölü muayene tutanakları, doktor raporları, bilirkişi raporları, soruşturma kapsamında alınan ifadeler, keşif tutanakları, kolluk tarafından tanzim edilen tutanaklar, numune rapor sonuçları, olay yeri fotoğraf ve video kayıtları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde soruşturmaya konu binanın yapım işini üstelenen ve müteahhidi olan şüpheli Muhammet Coşkun Gökkan, yapının statik proje müellifi ve kaba inşaatı gerçekleştiren şüpheli Mehmet Yılmazlar, yapım aşamasında bina inşaatında şantiye şefi olarak görev alan şüpheli Şule Genç Özbay, yapının mimari proje müellifi olan şüpheli Meltem Yılanoğlu, yapının jeolojik etüt müellifi olan şüpheli Sefa Apak, yapının jeofizik etüt müellifi olan şüpheli Mehmet İnce, yapının jeoteknik etüt müellifi olan şüpheli Yıldıray Şengül, binanın projelendirme ve yapım sürecinde denetim görevini üstlenen yapı denetim şirketi Hatay Yükseliş Yapı Denetim Limited Şirketi yetkilisi olan şüpheli Sakin Karaömer, yapıya ilişkin olarak adı geçen yapı denetim şirketi bünyesinde statikle alakalı kısımdan sorumlu olarak görev alan ve aynı zamanda şirket yetkilisi olan şüpheli Hikmet Nural, yapıya ilişkin olarak adı geçen yapı denetim şirketi bünyesinde mimariyle alakalı kısımdan sorumlu olarak görev alan şüpheli Hatice Sezer, söz konusu yapının zemininde jetgrout - zemin iyileştirme işlemi yapmak üzere görevlendirilen Sonsan Sondajcılık ve Enjeksiyon Mühendislik Madencilik İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi isimli şirket yetkilisi olan şüpheli Ali Cemil Arıcan, Sonsan Sondajcılık ve Enjeksiyon isimli şirketin jetgrout işlemine ilişkin olarak işçilik hizmeti vermesi için anlaştığı ve bu işi yerine getiren FR Zemin isimli firma yetkilisi olan şüpheli Ferhat Sönmez ile jetgrout - zemin iyileştirme çalışmaları yapılırken işçilerin yanında bulunan ve FR Zemin isimli firma bünyesinde ustabaşı olarak görev yapan şüpheli Abdulhamit Bostancı'nın bilirkişi raporlarında ayrıntıları belirtildiği üzere görev alanlarına göre mimari, statik, jeolojik etüt, jeofizik etüt, jeoteknik etüt projelerinin hazırlanması; zemin etüdü ile zemin iyileştirme - jetgrout uygulamalarının yapılması; binanın yapımı, malzeme kalitesi, malzemelerin kullanımı, yapı projelendirme ve uygulama denetimi vb hususlarda dönemin mevzuatına, inşaat tekniğine ve mesleklerinin gerektirdiği kurallara aykırı bir şekilde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranıp soruşturmaya konu yapının çökmesine ve sonuç olarak enkaz altında kalan ve yukarıda isimleri belirtilen birden fazla kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olmak suretiyle 5237 sayılı TCK m. 85/2, 22/3'te tanımlanan 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçunu işledikleri hususunda yeterli şüphe oluştuğu anlaşılmakla, şüphelilerin yargılamasının yapılması" talep edildi.

Sanıklar hangi maddeden yargılanıyor? 


TCK 85/2. maddesi "Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır"; 22/3. maddesi "Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır"; 63. maddesi "Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün 500 Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır"; 53/6. maddesi "Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar" ifadesini içeriyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —