Son yıllarda diyabetin hızla yükseldiğini ve İnsan sağlığını etkileyen en önemli hastalıkların başında Tip 2 diyabetin geldiğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Pişkinpaşa, diyabet cerrahisi yöntemiyle, diyabet kontrolün
Tip 2 Diyabete obezite, hipertansiyon, kolesterol metabolizması bozukluğu, ciddi organ hastalıkları, iş kaybı, maddi kayıplar, kalp-damar hastalıklarının da eşlik ettiğine dikkat çeken Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Pişkinpaşa, diyabetin hastayı hem fiziksel hem de psikolojik yönden etkilediğini kaydetti. Vücudun insülin direncinden dolayı hastanın açlığı kaybolmadığından daha fazla gıda alındığını, obezite olunca da insülin direncinin arttığını ve bunun kısır döngüye dönüştüğünü söyleyen Pişkinpaşa, metabolik cerrahinin insülin direncine neden olan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını arttıran hormon seviyelerini yükseltme prensibine dayandığını sözlerine ekledi.
“Operasyon sonrası tedaviye ihtiyaç kalmıyor”
Cerrahi operasyon sonrası hastaların tamamına yakınının hiçbir takviyeye ihtiyaç duymaksızın hayatlarına devam edebildiğini aktaran Pişkinpaşa, “Transit Bipartisyon dediğimiz cerrahi yaklaşım, bu prensipleri oluşturmaktadır. Tüp mide ameliyatına ilaveten ince bağırsağın son bölümünün mide altı kısmına ikinci bir mide çıkışı oluşturulması sağlanmış olunmaktadır. Metabolik Cerrahi ile hem mekanik kısıtlama hem de fonksiyonel kısıtlama – metabolik dolgunluk meydana getirilmiştir. Diyabet hastalarında demir ve vitamin eksiklikleri vardır. Operasyondan sonra hastaların yaklaşık yüzde 95´i hiçbir takviyeye ihtiyaç duymaksızın, hayatlarına devam etmektedirler. 10 yıllık yayınlarda ve ön raporlarda ameliyat sonrası hastaların yüzde 86´sında kan şeker değerlerinin ilaçsız kontrol altında olduğunu, yüzde 74´ünde fazla kilolarını verdiklerini göstermektedir” dedi.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01