İskenderun/SES
Hatay Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Üyesi Lütfü Kaşıkçı, "Özellikle Tuz Gölü'nde gerçekten dünyada bu işle uğraşan herkesi kıskandıracak durumda bir gaz depolama tesisi yaptık ve akabinde de Silivri'deki alanın genişletme çalışmaları nihayete erdi. Bu ikisinde depoladığımız gaz hacmi, özellikle, Türkiye'nin kış aylarında kendi ihtiyacına yetecek ölçüde" dedi.
Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine partisi MHP adına Meclis'te konuşan Milletvekili Kaşıkçı, şunları söyledi: “Silivri ve Tuz Gölü'nde BOTAŞ yönetiminde 2 doğal gaz depolama tesisi mevcuttur. Enerji kriziyle boğuşan Avrupa'da doğal gaz endişesi yaşanırken Türkiye şu an itibarıyla yüzde 100 dolu olan 2 doğal gaz depolama tesisiyle enerji arz güvenliğini teminat altına almış bulunmaktadır. Ülkemizin enerji arz güvenliğini temin ve tesis etme önceliğiyle sürdürülen doğal gaz depolama çalışmaları dünya ölçeğinde projelerdir. 1,2 milyar metreküplük kapasitesiyle sisteme katkı sağlayan Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Projesi'nde kapasite genişletme çalışmaları devam etmektedir. Tuz Gölü'nde devam eden çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte 5,4 milyar metreküplük depolama, 80 milyon metreküp/gün geri üretim kapasitesine ulaşacak ve böylece ülkemiz tuz yapılarında depolama alanında dünyada birinci sıraya yükselmiş olacaktır. Bu Tuz Gölü'ndeki depolama tesisini KİT Komisyonuyla ziyaret ettik. Tuz Gölü'ndeki aynı zamanda bir çevreci de bir proje. Tuz bacalarını eritirken kullanılan su aynı zamanda Tuz Gölü'ne deşarj ediliyor ve deşarj edilmesiyle birlikte de Tuz Gölü'nün sulak alan miktarı son yıllarda artmaya başladı. Bununla birlikte de basına da yansıdı, belki takip etmişsinizdir. Flamingolar tekrardan Tuz Gölü'ne gelmiş bulunuyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla açılışı yapılan Silivri Doğal Gaz Depolama Genişletme Projesi ülke için çok kritik bir proje olduğunu belirten Kaşıkçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2007 yılında işletmeye başlanmış ve Türkiye'nin ilk doğal gaz depolama tesisi unvanına sahip olan tesis bu anlamda özel bir yere sahiptir. Silivri Doğal Gaz Depolama Projesi genişletme çalışmaları kapsamında 18 kuyuda toplamda 31 bin metre deniz sondajı yapılmıştır. Muazzam gayret ve çabayla kıyıdan 3 kilometre uzaklıkta 46 metre yüksekliğindeki Piri Mehmet Paşa ve Ali Paşa isimli platformlarda sürdürülen sondaj çalışmaları nitelik itibarıyla Karadeniz'de yapılan sondaj çalışmalarıyla aynıdır. Bu tesisin kapasitesi 4,6 milyar metreküpe ulaşmıştır. Alanında Avrupa'daki en büyük tesis olma özelliğine sahip olan bu tesisin kapasite artış çalışmalarının tamamlanmasının mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Bu 2 depolama tesisiyle şu an için yaklaşık 6 milyar metreküplük doğal gaz depolama kapasitesine ulaşılmıştır. Bu büyük proje kapsamında ilave olarak 30 milyon metreküp/gün enjeksiyon ve 50 milyon metreküp/gün geri üretim kapasiteli yüzey tesisi inşası, tamamen yerli ve millî imkânlarla üretilen 2 sabit açık deniz platformu ve deniz sondaj kulesi yapım çalışmaları da ayrıca tamamlanmış bulunmaktadır. Proje kapsamında ana iletim hattı ile yüzey tesisi arasında boru hattı inşası ve boru döşemesi faaliyetleri de yapılmıştır. Çok kapsamlı ve çok yönlü bu büyük proje enerji güvenliğine yaptığı katkının yanı sıra çevreye ve sürdürülebilirliğe verdiği önemle de konuşulmaya değerdir.”
Tesiste inşa edilen 4,2 megavatlık rüzgâr türbiniyle tesisin kendi enerji ihtiyacının tamamını rüzgâr enerjisinden karşılayacağını da sözlerine ekleyen Kaşıkçı şunları kaydetti: "Bu anlamda Silivri doğal gaz depolama genişletme projesi yalnızca enerji arz güvenliğine değil, aynı zamanda çevreye de dev katkı sağlama noktasında büyük bir öneme sahiptir. Türkiye son yıllarda gerçekleştirdiği devasa enerji projeleri ve altyapı yatırımlarıyla bugün enerjide transit ülke olma pozisyonundan merkez ülke konumuna kararlılıkla ilerlemektedir. Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda görüşülüp kabul edilen ve bugün de genel kurul gündemine gelen kanun teklifi birçok alanda yeni düzenlemeler içermektedir. Bunların en önemlilerinden biri de toplayıcılık faaliyeti ve lisans hakkında yapılan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeyle, tüketicilerin de tüketimlerini belirlenen saatlerde azaltmak suretiyle üretim-tüketim dengesinin sağlanmasına katkı sunmasına fırsat verecek yeni bir sistemin inşası gerçekleşecektir. Kurulacak bu yeni sistem ayrıca 'talep tarafı katılımı' adı altında çeşitli hizmetler sunabilecektir. Talep tarafı katılımı, tüketicilerin gönüllü olarak bir bedel karşılığında normal şartlarda tüketmesi beklenen elektriğin miktarını azaltmak suretiyle tüketmekten vazgeçtikleri enerji ile şebeke işletmecilerine hizmet sunması veya elektrik piyasalarında ticaret yapması anlamına gelmektedir. Bu sayede tüketiciler, tüketim ve elektrik fiyatlarının pik olduğu saatlerdeki tüketimlerini fiyatın düşük olduğu saatlere yani gece saatlerine kaydırmak suretiyle hem daha az fatura ödemiş olacaklar hem de sunmuş oldukları bu esneklikten dolayı ilave bir getiri elde etmiş olacaklardır yani bu uygulama, tüketicilerin lehine bir uygulamadır. TEİAŞ da elektrik şebeke işletmecisi olarak sistemin kararlılığını güçlendirmek adına tüketicilerden de faydalanmış olacaktır. Kanun teklifinde yapılan bir diğer düzenlemeyle teknik gerekçelerle işin kesintiye uğratılmayacağı endüstrilerde çalışanların çalışma saatlerinde değişiklik öngörülmektedir. Çalışma saatlerinde yapılacak düzenlemeler, işveren ve çalışan açısından da en ideal biçimde olacak şekilde planlanmaktadır."