Dünya İnsan Hakları Günü

İskenderun/SES

 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin tüm insanların; yaş, dil, din, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken ya da siyasi düşünce ayırmaksızın eşitlik temelinde haklarını güvence altına almasını öngörüyor. Gün kapsamında Hatay Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı tarafından etkinlik ve tören yapılması kararlaştırıldı ancak daha sonra tören iptal edildi. 10 Aralık Perşembe günü Antakya Cumhuriyet Alanındaki Atatürk Anıtında yapılması planlanan tören, saat 10.00´da başlayacaktı. Hatay İl İnsan Hakları Kurulu Başkanı Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu´nun Atatürk Anıtına çelenk sunmasının ardından İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı tarafından açıklama yapacak, saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı da okunacaktı. Yapılan ikinc açıklamada ise '10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü Etkinlik Programı çerçevesinde düzenlenecek olan çelenk sunma töreninin, halkımızın sağlığı açısından iptal edilmesi uygun görülmüştür' ifadesine yer verildi ve törenin iptal edildiği duyuruldu.
Hatay Valiliği İl İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında yaptığı açıklamada şunları belirtti: 'Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi çerçevesinde insan haklarının güvence altına alınması, geliştirilmesi bu konuda tüm dünyada insanların bilgilendirilmesi ve insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması açısından anlam ve öneminin dünya kamuoyunca paylaşılması amacıyla her yıl 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Bütün dünyada yaşanan son gelişmeler, insan haklarına olan ihtiyacı daha da arttırmıştır. Coronavirüs (Covid -19) salgını, savaşlar, her türlü şiddet, bağımlılık, çocuk istismarı, kadınlara yönelik olumsuz davranışlar, özürlü haklarının ihlali, giderek kirlenmekte olan çevre kaynaklarımız bütün insanları tehdit etmektedir. Bu koşullarda hemen her kesime düşen, gerek bireysel gerek kurumsal sorumluluk bilinciyle insan hakları konusunda her zamankinden daha çok duyarlı olmaktır.'
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 72 yıl önce, 10 Aralık 1948 tarihinde, ilan edildiğini anımsatan Hatay Valisi Rahmi Doğan da şunları ifade etti: 'İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin her ülkenin kabul etmesi ve uygulaması gereken evrensel değerler olduğu gerçeği ülkemizde de tam anlamıyla özümsenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ikinci maddesi, ´Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir´ şeklindedir. Bu hüküm gereği, bu özelliklerin, Türkiye Cumhuriyeti´nin değiştirilemeyecek nitelikleri arasında sayılması ve anayasamız ile güvence altına alınması, insan hakları kavramının taşıdığı önem ve önceliği ifade etmektedir. ´İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın´ prensibi ile kökleşen yönetim geleneğimiz, çağın en yüksek hukuk standartları ile günümüz Türkiye´sinde yeniden hayat bulmaya devam etmektedir. Hak arama bilincinin ve haklara saygılı olma düşüncesinin yaygınlaştırılması, hak ve hürriyetlerin dili, dini, ırkı, rengi, düşüncesi, cinsiyeti ne olursa olsun herkes için olduğu gerçeğinin sadece sözü ile değil, özü ile de kabul edilip yaşatıldığı bir dünyaya ulaşılması temennisiyle tüm insanların 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutlarım.'
Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, 'Savaşların olmadığı, barış içinde yaşanan, güçlünün zayıfı ezmediği, hiç bir ırkın diğerine karşı üstünlük gözetmediği, soykırımların, işkencelerin, zulümlerin yaşanmadığı, insan haklarının sözde kalmayarak her insanın özgürce yaşadığı, kan ve gözyaşının olmadığı barış içinde bir dünya hayal ediyoruz' açıklamasını yaptı. AKP Hatay İl Başkanı Mehmet Yeloğlu ise 'Tüm insanlığın ortak değeri, çağdaş dünyanın ortak paydası olan, her yıl 10 Aralık tarihinde kutlanan Dünya İnsan Hakları Gününün 72. yıldönümünde bir kez daha barış ve eşitliğe vurgu yapmak istiyorum. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi´nin 1. maddesinde de yer verildiği gibi; Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi´nden önce yüce dinimiz İslam´da da açıkça belirtilen insan hakları kavramı eşitlik ve adalet ilkeleri ile birlikte düşünülmüştür. İnsan haklarının tanınmasında Müslüman-gayrimüslim, zengin-fakir, âmir-memur herkes eşittir. Can, mal, namus, akıl ve dinin korunması açısından insanlar arasında eşitlik ilkesi esas kabul edilmiştir' görüşünü kaydetti. CHP Hatay İl Başkanı Hasan Ramiz Parlar da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´nin kabulünün yıldönümüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, 'Bildirge ile temel insan haklarına, kişinin onuruna ve değerine, erkekler ile kadınların hak eşitliğine olan inançlarını teyit ettikler. Ülkemiz ile dünyada birçok ülkenin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi´ni imzalamasına rağmen ne yazık ki uygulamalarda eksiklikler sürüyor. Bireylerin evrensel nitelikli temel hak ve özgürlüklerini, yaşamları boyunca eksiksiz olarak ve engellenmeden kullanabilmeleri çağdaş demokrasilerin gereği, devletlerin sorumluluğudur. En geniş anlamda insan hak ve özgürlüklerinin uygulanmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz' ifadesine yer verdi. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güze de, 'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm insanların ayrım gözetmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı özgür, onurlu ve tüm haklar bakımından eşit doğduğunu ifade etmektedir. Herkes, ırk, cinsiyet, dil, din yahut siyasal, ulusal ya da toplumsal köken, doğuş gibi herhangi bir ayrım gözetmeksizin, bu bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir ve tüm insanlığın hak ve özgürlükleri bu bildirge ile güvence altına almıştır. Ne yazık ki ülkemizde; yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, adil yargılanma, savunma, eğitim, barınma gibi en temel hakların ihlal edildiği; hemen her gün kadın cinayetlerinin yaşandığı, zor şartlarda düşük ücretlere çalışan işçilerin tedbirsiz biçimde maden ocaklarında ya da denetimsiz tersane sahalarında can verdiği, çocukların cinsel istismara uğradığı ve buna benzer durumların, sıkça yaşandığı ortadadır' açıklamasını yaptı. Bildirgenin, insan haklarını koruyup gözetmeyi, her insanın, her örgütün ve devletlerin uymak zorunda oldukları temel ilke olarak benimsediğini anımsatan Memur Sen Hatay İl Temsilcisi İsmail Bayrakdar ise 'Ancak, evrensel değerleri ayakta tutmak, insanı korumak, haklarını savunmak idealiyle gündeme getirilen ve tüm dünyaya ilan edilen bu bildirge, maalesef insanlığın hiçbir mağduriyetine çare olmamış, olamamıştır. Bildirgenin varlığına rağmen, insanlık, ne yazık ki önleyici, etkin bir irade gücü ortaya koyamamıştır. Bugün dünyanın birçok coğrafyasında emperyalist güçler sömürü düzenlerini devam ettirmekte, insani değerlere karşı saldırılar sürmekte, hak ihlalleri dayanılmaz boyutlara ulaşmaktadır. Bazı coğrafyalarda savaş normal hayat düzeni, terör gündelik olay, mültecilik kader; barış, huzur ve adalet sıra dışı bir hâl almıştır. Haksızlık, sömürü, açlık, ölüm, şiddet, istismar sıradan; hukuk, adalet, eşitlik sıra dışı olmuştur. Haksızlık artık bireysellikten çıkmış, bazı ülkelerin yazgısı hâline gelmiş; şiddet kanıksanmış, zulüm egemenlik enstrümanına, körlük ve sağırlık bir iletişim biçimine dönüşmüştür' değerlendirmesinde bulundu.