Tarih: 11.05.2022 15:36

Eğitim Sen, ek zam istedi

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur/İskenderun

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, enflasyonun son 20 yılın rekorunu kırdığını belirten Eğitim Sen İskenderun Şubesi, kamu çalışanlarına acilen ek zam uygulanmasını istedi. TÜİK verilere göre enflasyon nisanda yüzde ,7,25, dört aylık sürede yüzde 31,71, yıllık olarak da yüzde 69,97 arttığını, ulaştırma enflasyonunun da yıllık yüzde 105,86 artarken, gıda enflasyonun yıllık yüzde 89,10 arttığını kaydetti. Sadece tüketici enflasyonun değil, üretici enflasyonunun da rekor kırdığını anlatan Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Ünsal, ' TÜİK verilerine göre Üretici Enflasyonu (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 7,67, yıllık yüzde 121,82 artmıştır. Akaryakıt ürünlerine, elektriğe, doğalgaza yapılan fahiş zamlar sonucunda üretici enflasyonu Elektrik-Gaz-Buhar ana harcama grubunda yıllık yüzde 247,50, enerji ana grubunda yüzde 229,68 artmıştır. Üreticilerin giderinde, maliyetinde yaşadıkları artışı ürün fiyatlarını artırarak nihai olarak tüketiciye yansıtması kaçınılmaz bir durumdur. Üretici enflasyonundaki bu olağanüstü artış iğneden ipliğe zam sağanağının önümüzdeki günlerde de devam edeceğini, dolayısıyla tüketici enflasyonunun yükselmeye devam edeceğini göstermektedir' dedi.

'Toplu sözleşme çoktan kadük olmuştur'
Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu´nun (ENAGRUP) Mayıs ayında açıkladığı verilerin TÜİK rakamlarının vatandaşlar olarak yaşadığımız gerçek enflasyonu gizlemek için takla attırılan rakamlardan ibaret olduğunu ortaya koyduğunu savunan Ünsal, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'ENAGRUP verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 156,86´ya ulaşmıştır. KESK´e bağlı Büro Emekçileri Sendikası araştırma birimi BES/AR tarafından her ay hesaplanan Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırmasının geçen hafta açıklanan Nisan/2022 dönemi verilerine göre ise kamu emekçilerinin genel enflasyonu Nisan ayı itibari ile yıllık yüzde 106,55 artarken, yıllık gıda enflasyonu yüzde 144,52 artmıştır. Her şeyden önemlisi yaşamsal ihtiyaçlarımız için kullandığımız her şeye zam sağanağı devam etmesine, enflasyon rekor üstüne rekor kırmasına rağmen ,hayat pahalılığını engellemeye dönük hiçbir önlem alınmamakta, hiçbir program açıklanmamaktadır. Bunun yerine 84 milyon sadece dilek ve temennilerden ibaret açıklamalarla oyalanmak istenmektedir. ´Bütçe disiplininin bozulacağı´ gerekçesi ile ücreti daha yılın ilk iki ayında eriyen asgari ücretliler, emekliler, işçiler, kamu emekçileri göz göre göre sefalete terk edilmektedir. Bayram başta emekliler olmak üzere milyonlarca yurttaşa adeta zehir edilmiştir. Milyonlarca emeklinin 2018 yılında 1.000 TL olan bayram ikramiyesi aradan geçen dört yılda sadece 100 TL artışla 1.100 TL olmuştur. Buna rağmen Temmuz ayında maaşlara yansıtılacak olan TÜİK enflasyon farkı milyonlarca emekliye, kamu emekçilerine ´maaş zammı müjdesi´ diye yutturulmak istenmektedir. Maaş-ücretleri yaşanan gerçek enflasyon ile uzaktan yakından ilgisi olmayan TÜİK enflasyonuna endekslenen milyonlarca çalışan yıllardır kaybetmeye devam etmektedir. Enflasyona göre maaş zammı ´sıfır´ zam demektir. TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir. Araştırma birimimiz KESK-AR verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 5.529 TL´ye, yoksulluk sınırı 18.012 TL´ye ulaşmıştır. Buna göre, yaklaşık 10n milyon asgari ücretli çoktan açlık sınırının altında kalmıştır. Bugün itibari ile ortalama 4.674 TL olan ortalama kamu emekçisi emeklisi maaşı da açlık sınırı altında kalmıştır. Yirmi yıl önce asgari ücretin üç katına denk gelen ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün 1,5 katına yani neredeyse asgari ücret seviyesine gerileyerek 6.623 TL´de kalmıştır. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile açlık sınırı arasındaki makas alabildiğine kapanmıştır. Tablo ortadadır. Altı milyon kamu emekçisine ve emekliye TÜİK enflasyonu dayatılan 6. dönem ´toplu sözleşme´ çoktan kadük olmuştur. Gittikçe ağırlaşan koşullarda altı milyon kamu emekçisinin ve emeklinin yılın başında yapılan yüzde 7,5´lik zam ile geçinmesi mümkün değildir. Ağustos ayında tüm uyarılarımıza rağmen sefalet ücretine imza atanlar, bugün aylık ya da üç aylık eşel mobil sistemi önermektedir. Oysa sürekli dikkat çektiğimiz üzere yaşadığımız gerçek enflasyon TÜİK tarafından açıklanan verilerin en iki katı bir hayat pahalılığı yaşandığını ispatlamaktadır. Bu durumda aylık ya da olmadı üç aylık TÜİK enflasyon rakamlarının maaşlara yansıtılmasını talep etmek milyonlarca emekçiyi ´ölümü gösterip sıtmaya razı etme´ politikasının bir ürünü olmaktan öteye geçemeyecektir.'

Sendika, KDV´nin kaldırılmasını istedi
ÇözümünTemmuz ayını beklemeden kamu emekçilerinin, emeklilerin maaşlarını insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çekmekten, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme sistemini hayata geçirmekten geçtiğini ifade eden Ünsal, şunları belirtti: 'Tüm tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalı, KDV tamamen kaldırılmalıdır. Tükettiğimiz her şeye zam olarak yansıyan akaryakıt ürünlerinde ÖTV ve KDV sıfırlanmalıdır. İlk aşamada, sadece geçtiğimiz dört ayda yaşadığımız kayıpların telafi edilmesi için maaşlarımız 2022 yılının başından itibaren geçerli olmak üzere seyyanen 2 bin 200 TL artırılmalı, ardından maaşlarımıza dört aylık enflasyon farkı (yüzde 24,21) eklenmelidir. İkinci aşamada, Temmuz ayında en düşük kamu emekçisi maaşı; kira, yakacak, ulaşım gibi sosyal ödemelerle yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık ayı beklenmeden hemen toplanmalı, asgari ücret insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarılmalıdır. Bayramlarda tüm çalışanlara net asgari ücret tutarında bayram ikramiyesi verilmelidir. Özelleştirmeler iptal edilmelidir. Başta enerji üretim ve dağıtım şirketleri olmak üzere özel satılan tüm işletmeler, fabrikalar kamulaştırılmalıdır.'

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —