'Eğitimi devlet politikası yapalım'

Akın Bodur

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi de olan Hatay Milletvekili Serkan Topal, Meclis Genel Kurulunda gündem dışı yaptığ konuşmada, eğitimin bir devlet politikası olması gerektiğini ifade etti. Milletvekili Topal, şunları söyledi: 'Eğitime girmeden önce, bakıyoruz Hükûmet yok, hükûmet programı yok, bakanlar yok. Biz muhtemelen bundan sonra Meclis Başkanımıza bu sorunları dile getireceğiz ve sorunların çözülmesi noktasında yine eskiden olduğu gibi adaleti tesis edinceye kadar da mücadelemiz devam edecek. Eğitimin önemini burada anlatmama gerek yok ancak şunu çok iyi biliyoruz ve görüyoruz ki on altı yıllık AKP iktidarında tam 7 Millî Eğitim Bakanı ve bu bakanların görev süresi içerisinde de tam 14 eğitim sistemi değiştirildi. Gerçek olan bir şey var değerli arkadaşlar, eğer 7 Millî Eğitim Bakanı değişiyorsa ve 14 eğitim sistemi değiştiriliyorsa burada bir sorun var. Eğitimde LGS, SBS, OKS, TEOG, LKS, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, YKS o kadar çok değişti ki, inanın alfabede artık harf kalmadı. Bundan sonra ne olacak acaba? 'S, S, S' sonu hep 'S'yle bitiyor. Dolayısıyla, sürekli bize eğitim sisteminde bir şeyler dayatıldı. Neler dayatıldı? Onları not aldım. Mesela Fatih Projesi çöktü. Ataması yapılmayan öğretmenler cami önlerinde bekleyen güvercinlere benzetildi, sonra miting alanlarında barış güvercinleri uçuruldu. MEB´in yetkileri vakıflara devredildi. Karaman´da, İzmir´de, Osmaniye´de ciğerimiz yandı. Çocuk istismarlarına ´Bir kereden bir şey olmaz´ dendi. Aladağ´da çocuklar cemaatin yurdunda çığlık çığlığa içeride kaldı, anaların yüreği ağladı. Dershaneler kapatıldı, kapatılmadı merdiven altı temel liselere dönüştürüldü. Andımız kaldırıldı, Atatürk öğretim programlarından çıkarıldı. Yöneticilerin neredeyse tamamı yandaşlardan atandı. PISA, dünya sonuncusu olduk. Yandaş olmayanlar sözleşmeli öğretmen olarak atanmadı. Haksız yere FETÖ bahanesiyle görevden alınan insanlar intihar etti, suçsuz oldukları anlaşıldı, çocukları anasız babasız kaldı, vicdanlar yine sızlamadı. FETÖ´nün sohbet toplantılarından çıkmayanlar, övgüyle ondan bahsedenler maalesef bakan oldu. Öğretmenler, müdür odalarında yandaş bir eğitim sendikasına zorla üye yaptırıldı. Onlarca, yüzlerce, binlerce kadın öğretmen yönetici odalarında istismarlarla karşı karşıya geldi, ´Konuşursan KHK´yle ihraç edilirsin´ tehdidinde bulunuldu. Atatürkçü yüzlerce, binlerce öğretmen açığa alındı. Her yere üniversite kuruldu ama maalesef üniversiteler bölündü, öğretim üyesi yok. Liselere yerleştirme kılavuzu yayınlandı, kimse anlamadı. ´yeşil´, ´mavi´, ´komşu´; bu denklemi çözen gerçekten olmadı. Milletvekili arkadaşlar da çözemedi. Annesi babası olmayan çocuklarımıza eğitim öğretim desteği verilemedi. Ve bunun gibi, ve ve ve nicesi.'
Milli Eğitim Bakanı Yalmaz´ın gittiğini ve yerine yeni bakanın geldiğini ifüade eden milletvekili Topal, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Kendileri burada değil, muhtemelen danışmanı da söyler. İşiniz zor, gerçekten zor. On altı yıllık bir enkazı devraldınız; çözüm bende var, bizde var, CHP´de var ama siz hangi yöntemi kullanacaksınız, gerçekten onu merak ediyorum? Gerçekten haktan, hukuktan, adaletten, liyakatten, dürüstlükten yana tavır alırsanız, biz her zaman yanınızda olacağız. Gelin, bir komisyon kuralım. Gelin, eğitimi siyasallaştırmayalım. Gelin eğitimi Hükûmet politikası olmaktan çıkaralım, gelin bir devlet politikası yapalım eğitim sistemini. Öyle bir yasa çıkaralım ki 20-30 yıl kimse oynamasın; kimse çocuklarımızın geleceğiyle, ülkemizin geleceğiyle oynamasın. Hangi öğrenci, hangi veli, hangi bakan, hangi milletvekili, hangi öğretmen bu eğitim sisteminden memnun? Gelin, birlikte çözelim.'