Ali Yeral, “İddiası, toplumumuzu derinden yaralamış ve germiştir. Bu çirkin ve tehlikeli tutum gerçekten olmuşsa, onu şiddetle kınıyor ve ilgili şahsın azledilmesini istiyoruz” dedi.
Yeral, ‘fellah´ ifadesine ise şu açıklamayı getirdi: “Tüm çarpık zihniyetlere buradan diyoruz ki; mezhepçi ve faşist bir yaklaşımla, tüm Alevileri aşağılamaya çalıştığınız “Fellah” tabirinden kastınız sözlük anlamı “Çiftçi - köylü” ise, onlar milletin efendisi olduğundan, biz bundan âr değil, onur duyuyoruz! Yok kastınız, zamanında Emevi düşmanlarımızın tahkir amaçlı bize taktıkları lakabın mecazi anlamı “Arap Alevi” ise, biz İmam Ali ve Mutahhar Ehl-i Beyte müntesip bu Aleviliğimizle, hayalinizin bile alamayacağı kadar iftihar ve gurur duyuyoruz. Son olarak; HBB Başkanlığıyla ilgili resmi makamların konu hakkında gereken araştırma ve soruşturmayı ivedilikle yapmasını ve kesinleşmesi durumunda da kamuoyunu rahatlatacak azlin yapılmasını istiyoruz.”
Ali Yeral´ın, yazılı açıklaması şöyle: “Hatsu Gn. Mdr. Çaparali´nin, daire mdr. Mehmet Ezer´le tartışırken; “Seninle çalışmak istemiyorum, sen kime güveniyorsun, Fellahlara mı?!”şeklindeki mezhepçi, ırkçı ve faşizan söylemi iddiası, toplumumuzu derinden yaralamış ve germiştir. Bu çirkin ve tehlikeli tutum gerçekten olmuşsa, onu şiddetle kınıyor ve ilgili şahsın azledilmesini istiyoruz!
Dost - düşman bilir ki; Türkiye´ye hatta Dünyaya örnek olan Hatay´daki barış, huzur ve kardeşliğin baş mimarı biz Alevileriz. Tarihten günümüze kadar tüm baskı, zulüm, ayrım, asimilasyon ve katliamlara rağmen, milli birlik ve beraberlik, hoşgörü ve kardeşlikten asla ödün vermedik. Öyle ki, Ülkenin tek Ermeni köyü ile tek Hıristiyan Bel. Bşk. Alevilerin çok yoğun olduğu Samandağ ve Arsuz´dandır. Ama birileri inatla, bizim büyük özverimizle oluşan bu barış ve huzuru, bizi yok sayarak bir yerlere servis edip şirin görünmeye çalışıyor. Oysa güneşe sırtınızı dönünce ne güneş kararıyor ne de yok oluyor, bilakis sadece önünüzü karatmış oluyorsunuz.
Kâğıt üstünde, seçimlerle bol edebiyatlı toplantılarda biz Aleviler; herkesin canı – ciğeri, ülkenin çimentosu, birinci sınıf vatandaşı olur, asırlarca süren mağduriyetimizin de bitirileceği hamasetli nutuklarını dinleriz. Ama yürürlükteki acı gerçekler bambaşkadır. Mesela; yakın tarihte demografik yapısı bozulana kadar Hatay´da çoğunluğu oluşturan Alevilerden; Valilik, Emniyet, Bağ-Kur, M. Eğitim, Karayolları, DSİ, Devlet Hastaneleri ve diğer tüm resmi daireler yanında Belediyelere bile, memur – atama ve istihdamda bugüne kadar değil çoğunluk, 1/10´lik bir oran dahi yoktur. Aynı kronik hastalık merkezi yönetimde de vardır. Zira Ülke nüfusunun 1/3´ünü oluşturan biz Alevilerden; hiçbir müsteşar, ordu komutanı, 81 vali - emniyet müdürü – müftü - vakıflar mdr. vb. makamların hiçbirisinin bile Alevi olmamasının tesadüf olmadığını, konferans ve canlı yayınlarda biz defalarca söyledik.
Şimdi tüm bunlar yetmezmiş gibi, Orta Doğu´nun kritik bir ateş çemberinde ve dünyanın da salgınla boğuştuğu bir anda, Alevilerin inancını tahkir etmeyi, biz çok manidar ve tehlikeli bulmaktayız. Aynı zamanda % 90´a yakın oylarını aldıkları ve sayelerinde maaşlarını sağladıkları Alevi kesimine de nankörlük olarak görüyoruz. Örfümüzde buna; “Yemek yediği kabağa tükürmek” derler.”