İskenderun/SES
Dernek yönetiminden yapılan yazılı açıklamada şunlara yer verildi: 'Kuruttuğumuz göllerin, yaktığımız ormanların, kömür yakmanın, denetimsiz sanayileşmenin ve yılda milyonlarca ton atmosfere verdiğimiz karbondioksitin acısı bir yerlerden çıkmalıydı, çıkıyorda. Yurttaşlık ve çevre bilincine sahip her bireyin dileği o ki, görünür gelecekte daha şiddetli olumsuzlukların yasandığı bir surecin yaşanmamasıdır. Önceleri daha seyrek yaşadığımız Amik Ovasında ortaya çıkan ve bir çok yerleşim alanını su altında kalmasina neden olan su baskınları ve kurutulan Amik Gölünün neredeyse yeniden ortaya çıkmasi akıl dışı planlamanın ürünüdür. Yaklaşık 800.000 dekar alanın binlerce dekarlık kısmının artık her yıl yaşanan siddetli yağışlarla su altında kalması bölgeyi geri dönülmez bir noktaya sürüklemektedir. Bütün bir kış mevsimine yayılması gereken yağışın kısa zaman diliminde surekli ve siddetli bir sekilde yağması toprağın infiltrason kapasitesini (emilim kapasitesini) zorlamakta ve toprak yuzeyinde derinligi kimi bolgelerde 1 metreyi aşan su birikintilerine neden olmakta. Aslında ´su birikmesi´ demek de dogru degil. Göl eski derinligine ulasiyor. Bölgenin ağır bünyeli topraklarında bu durumu önlemenin tek yolu etkin bir drenaj sistemini ovaya kurmaktır. Yıllar öncesinde gölü kurutmak için kurulan drenaj sistemleri yeterli sayılsa bile maalesef kış donemine girmeden once etkin bir temizleme yapılmadığı için bu sistemler ovadaki suyu etkin olarak ovadan uzaklaştıramadığı görülmektedir. Bunun yanısıra her yaz su almak amacıyla Asi Nehri uzerine kurulan seddelerin kış mevsiminden önce temizlenmemesi de drenajın etkinliğini azaltmaktadır. Bütün bu uygulamaların neticesinde gelinen noktayı hep birlikte gözlemliyoruz. Yetkilileri yaşanan bu durumu çözmek için göreve davet etmiyoruz!, davet ettiğimiz doğayı kendi haline bırakın. Yıkmayın. Rant ugruna talan etmeyin. Eğer bir planlama gerekiyorsa doğayla uyum içerisinde planlama yapın.'