Tarih: 04.09.2018 11:00

'Ekonominin düzgünlüğü, hukukun işleyişine bağlı'

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur

Hatay Barosu, Adli Yılın açılışı nedeniyle dün Antakya´da Atatürk Anıtına çelenk sundu. Avukatlar törene cübbeleri ile katıldı. Hatay Barosu, Adli Yılın açılışı nedeniyle dün akşam Antakya Şehir Kulübünde de resepsiyon verdi.

Dönmez: Göreceli hukukta, ekonomi de etkilenir
2017-2018 Adli Yılın açılışı nedeniyle açıklama yapan Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, 'Yeni adli yıla başlarken tüm yurttaşlarımızın en derinden hissettiği kaygı ve beklenti, ülkemizin içinden geçtiği ekonomik süreç ve bu sürecin selametle bir an önce sona ermesidir' değerlendirmesini yaptı. Dönmez, şu açıklamayı yaptı: 'Biliyoruz ki yargının göreceli olarak tarafsız ve bağımsız olmadığı, hukukun işleyişine ilişkin yürütmeye bağlı olarak göründüğü, kimsesizlerin kimi olmada tereddüt yaşandığı bir ülkede, ekonomik tüm gösterge ve veriler de bundan doğal olarak etkilenir. Ekonomik bozukluğun düzgün hale gelebilmesi, hukukun doğru işleyişine bağlıdır. Bu zorlukları aşmanın yolu; tam bağımsızlıktan yana, cumhuriyet ve devrim bilincine sahip onurlu insanların oluşturduğu bir ülke olduğumuzu unutmadan, tüm iş ve işlemlerimizde ´hukukun üstünlüğ´ ilkesini esas alarak davranmaktan geçer. Ancak özellikle bazı ülkelerin vatandaşlarının hukuki statüsünün tartışıldığı bir eksende ve devletlerarası ilişkilerimizde; esas alınması gereken yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi yerine, tarafsızlık ve bağımsızlığı doğrudan zedeleyecek, yargıyı yürütme emrinde bir organ, hiyerarşik yapıya dahil bir erk olarak çizilen görüntü, işlerin düzgün gitmediğine dair önemli bir göstergedir. Yargıç teminatının bulunmadığı, yargının şeklen dahi bağımsız olmadığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu´nun doğrudan yürütmenin etkisinde ve yönetildiği bir ülkede ekonomi de bozulur, sistem de. Anayasanın 9., 138., ve 139. maddelerinde kaynağını bulan yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesi, yargıya ve hakime tanınan bir imtiyaz değil; toplumun tüm kesimlerinin, demokratik düzenin ve giderek devletin güvencesidir. Adalet ve hukukun üstünlüğü; kamu görevlilerinin uygulamalarında ne hissettikleriyle değil; o uygulamaya muhatap olan yurttaşımızın ne hissettikleriyle ilgilidir ve bu uygulamaya muhatap olan yurttaşlarımızın sigortası olan yargı yetkisi; taraf tutmaktan, devleti koruma refleksinden ve idare etme kaygısından uzak hareket ettiği takdirde işlevseldir. İdare Mahkemelerine atanacak yargıçların hukukçu olması zorunluluğuna dair yüzde 20´lik oranı kaldıran, herhangi bir fakülteden mezun olan herkesin hakim olmasının yolunu açan, bakan yardımcılarının Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargıda görev alabilmelerine olanak sağlayan düzenlemeler, bizi beklentimiz olan daha iyi yargıya götürmemektedir.'

Hatay Barosu: Savunma hala baskı altında
Avukatların görevinin, insanların haklarını, onların kullanımına sunmak olduğunu ifade eden dönmez, adeğerlendirmesini şöyle sürdürdü: 'Avukat, halkın haklarını, çıkarlarını savunan ve toplum içinde yaşayan insanı birey yapan meslek mensubudur. Avukatın hak ve yetkilerine veya avukatın doğrudan doğruya yaşamına ya da vücut bütünlüğüne yönelen her saldırı, aslında bu ülkede yaşayan herkesin temel haklarına yönelmiştir. Bugün, savunma hala baskı altındadır. Avukatlar, mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturulmakta ve kovuşturulmaktadır. Yargının unsurlarından biri olan savunma mesleği yargının tüm unsurlarıyla anlamlıdır ve bir unsuru yok ettiğinizde elinizde geriye kalan şeyin adı yargı değildir. Gün geçmemiştir ki, kendini yargıya teslim eden her kimse, savunmaya bir gün mutlaka muhtaç olmuştur. En önemli sorunlardan biri de; yargı gücü ve tanımı içinden, savunma mesleğinin yok edilmesine yönelik girişimlerin varlığıdır. Savunmanın olmadığı, etki gücünün kırıldığı, çalışma koşullarının zorlaştırıldığı, önemsizleştirildiği bir savunma hiçbir amaca hizmet etmez. Bu olsa olsa kapıları keyfiliğe ve otoriterleşmeye, keyifliğe, kanun devletine götürür. Hukukun olmadığı yerde adalet olmadığı gibi, savunmanın ve avukatın olmadığı bir yargı ve devlette keyfilik hüküm sürer. Savunma mesleği, vatandaşlarımızın teminatı ve can sigortasıdır. Bizler hukukçu kalitesi istediği kadar iyi olsa da yürütme emrinde olan yargının, iyi yargı olmadığının farkındayız. Ancak yürütmenin etkisinin ortadan kalkacağı ve bağımsız-tarafsız yargının kurulacağı bir zaman geldiğinde de iyi yargı uygulamaları için iyi hukukçu yetiştirilmesinin öneminin farkındayız. Hukuk fakültelerinin artık kaliteli hukuk öğretimi yapamadığı, tarafımızdan idari yargıda dava konusu da edilen Yüksek Öğretim Kurulu´nun hukuk fakülteleri için üniversite tercihlerinde sıralamaya giren ilk 150 bin sınırının 190 bin sınırına geriletildiği, fakültesinin yetersiz, öğrencisinin niteliksiz, stajının verimsiz olduğu bir hukuk eğitiminin ve staj sürecinin tamamının sorunlu hale geldiği bir ortamda hakim-savcı-avukat kalitesinden bahsedilemez.'

Baro, kamuoyuna seslendi
Hatay Barosu Başkanı Dönmez, açıklamasında kamuoyuna da şöyle seslendi: 'Hepimiz Anayasaya, hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, insan haklarına inanan yurttaşlarız. Bu inancımızda tereddüt dahi duymayız. Yargı ayağa değen taş değildir ve yasama gücü elinde diye ayağa her taş değdiğinde ayıklanacak, tehdit edilecek bir yapı değildir. Toplumun tüm kesimleri Türkiye´nin demokratikleşmesini, yargının siyasallaşmaktan kaçınmasını istiyor. İşte bu sebepledir ki bizler devletin yapılanmasında şeffaflık istiyoruz, devletin yapılanmasında liyakat istiyoruz, hayatımızda ve ülkemizde hukuk hâkim olsun istiyoruz. Anayasal kurumların göreceli değil, somut olarak işlevsel ve hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz. Yargı ile diğer kurumlardaki cemaatleşmenin-tarikatlaşmanın önüne geçildiğinin somut örneklerini görmek istiyoruz. Devlet bir inanca, bir mezhebe, bir anlayışa göre şekil almaz. Devlet hukukla her vatandaşına eşit uygulama yapar ve liyakatle seçimini yaparsa elbirliği ile düzlüğe çıkarız. Krizin aşılması bağlamında en önemli değişikliğin, ´yapısal reform´ başlığı altında´yargı reformu´ olduğu açıktır. Gecikilmez bir şekilde ciddi ve tüm bileşenlerin yürütmeden bağımsız olarak fikirlerini özgürce ortaya koyabildiği ve fikirlerinin dinlenebildiği ve icra aşamasına geçirilen bir yargı reformuna olan ihtiyacımız had safhadadır. Toplumsal hayata darbe vuran, kişisel özgürlükleri kısıtlayan, kadına şiddeti artıran, çocuğa istismarı kolay kılan, eğitimden sağlığa her alandaki adaletsiz, eşitliğe ve toplumsal devlet anlayışına aykırı düzenlemeler için hak arayanların ellerine kelepçe vurunca yurttaşlarımız adaleti yine yargıda arayacaktır. Danıştay başkanının cüppesini iliklediği, Anayasa Mahkemesinin yetkisiz ve etkisiz olduğu bir yerde yurttaşımızın hak arama güvencesi kim olacaktır. Yolsuzluğun, yoksulluğun önlenmesini bekleyen yurttaşlarımız adaleti kimden isteyecektir. Sadece bu ülkenin hukukçuları olarak değil, bu ülkenin tüm yurttaşları olarak hepimizin ama hepimizin birbirimizin elbirliğine ihtiyacı var. Bu birliktelik, tüm kurum ve kurallarıyla hukukun esas alındığı, hukuka saygının hâkim olduğu, yargının bağımlı halden uzaklaştığı, yargının şeklen dahi olsa bağımsız olarak görüntü verdiği bir yargı sistemi kurulması için elzemdir.'

Dingil: Yargı, en büyük güvencelerden biri
İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, yeni adli yılın başlaması nedeniyle şu açıklamayı yaptı: 'Yeni başlayan adli yılda da, devletimiz ve milletimizin en büyük güvencelerinden biri olan yargı erkimizin, insanlarımıza adalet, barış ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti prensiplerinin temel ilke olarak kabul edildiği ülkemizde, her geçen gün bu değerlere daha fazla sahip çıkılmaktadır. Hukuk devletimizin bütün kurumlarıyla var olmasında ve yaşatılmasında en büyük rolü üstlenen bağımsız ve tarafsız yargı sistemi, bu hayati görevi ne kadar başarılı bir şekilde yerine getirirse toplumun huzur, güven ve birliğinin tesisine o derecede katkı sağlamış olacağının bilinciyle, tarafların kim olduğuna bakmaksızın sadece adaletin tecellisi için çalışmak gibi kutsal bir misyonu üstlenmektedir. Adaletin tesisi için ülkemizin dört bir köşesinde fedakârca görev yapan başta hâkim, savcı ve avukatlarımız olmak üzere adalet sistemimiz içerisinde görev yapan tüm yargı çalışanlarımıza görevlerinde başarılar diliyor, yeni adli yılın ülkemize, milletimize ve yargı mensuplarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —