Akın Bodur/Erzin
Akdeniz, 'Ülkenin kaynakları kendine yeter ama ekonominin düzelmesi için önce talancı şirketlerden ve onları koruyan, destekleyen siyasilerden kurtulmak gerekir' dedi.
Gazeteye abone olmaya çağırdı
Gazetenin yazarı olarak Evrensel Gazetesinin düzenlediği ´dayanışma buluşması´ adlı kahvaltıya katılan Akdeniz, gazetenin kuruluşunun üzerinden çeyrek ayrın geçtiğini ve okurlarıyla birlikte 'Dimdik ayaktayız. Bu halkın desteğiyle olan bir şeydir' değerlendirmesini yaptı. Evrensel gazetesinin habercilik yaptığını ve haber takibinde bazı arkadaşlarını kaybettiklerini anlatan Akdeniz, 'Bu yürüyüşe büyük bedeller ödeneceki, büyük fedakarlıklar olacak ama kararlı adamlarla yürüyeceğiz. Gazeteler olmadan, özgür basın olmadan olmaz. Bunlar halkın nefes alma boruları, bilgi akışıdır. Bunlar kesilirse olmaz; yaşam olmaz. Bu nedenle bunu engellemek için ´özgür basına´, ´muhalif basına´ ilan vermiyorlar ve o ilanları ´yandaş basın´ veriyorlar. Bu gazetelerin mali krizle kapanmasını bekliyorlar. Çok beklerler' dedi ve destek için gazeteye abone olmaya çağırdı. Akdeniz, gazete aboneliğini ne kadar güçlendirebilirlerse gazetenin yoluna o kadar kararlı adımlarla yürümeye devam edeceğini ifade etti.
'Ekonominin düzelmesi için talancı şirketlerden kurtulmak gerekir'
Ekonomiyi anlamak için gözlerin ışıltısına bakılması istense de halkın gözünün farının sönmeye devam ettiğini anlatan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, sağlık emekçilerine ve yörede çevreye sahip çıkanlara teşekkür etti ve sağlıkçılara gitme çağrısı yapanları birlikte göndereceklerini söyledi.
Savaş dönemi yaşandığını, Rusya´nın Ukrayna´yı işgal etmeye çalıştığını anlatan Akdeniz, 'Bu savaş, bizin çok uzağımızıda olan, bize gelmeyecek olan bir savaş değil. Dünyayı tehdit eden bir olay. Dünyanın en büyük savaş örgütü NATO, ABD ile birlikte bunu yapıyor. Biz ne NATO´cu ne de Rusyacıyız. Rusya´da bize göre emperyalist bir ülke. Bizim NATO, Putin, AB ve ABD´ye karşı rotamız bellidir. Rotamız, Deniz Gezmiş´in ´Kahrolsun emperyalizm´ söylemidir. halk, bir gün NATO´nun diğer gün Putin´in savaş aracına binilmesine izin vermemeli. Türkiye öncelikle NATO´dan korunmalıdır. NATO´dan çıkılmadıkça savaşlardan kurtulamaz. NAKO, bizi şimdi de ´arabulucu´, ´garantör´ diye savaşa sokmaya çalışıyor, savaştırmak istiyor. bir S 400 füzesi, F 35 uçağının fiyatına kaç okul, kaç hastane kurulur, kaç öğrenciye tablet ve eğitim materyali alınır? Bunların olması istenmiyor. İşte emperyalizm budur. İnsana düşmanlar. Savaş demek daha çok yoksulluk demektir. Faturalarda bunu görüyoruz. Bu daha da artacak. Kim ´savaştan Türkiye kazanacak´ derse, bilin ki o yalan söyler. Savaş, işçinin, emekçinin, halkın aleyhinedir. Buna karşı mücadeleyi, ekmek mücadelesi ile birlikte yürütmek durumundayız. Bu ülkenin kaynakları kendine yeter ama ekonominin düzelmesi için önce talancı şirketlerden ve onları koruyan, destekleyen siyasilerden kurtulmak gerekir. Türkiye ekonomisi iyiyi doğru evrilmiyor. Ekonomik saldırıları püskürtmenin yolu, halkın bir bütün olarak mücadele etmesidir ve bunun örgütlenmesini yapmak gerekir. Ekonomik sosyal haklarımız için en güçlü 1 Mayıs´ı örgütlememiz lazım. En güçlü biçimde itiraz gücünü, emekçi gücünü, savaşa sömürüye karşı sergilemeliyiz' diye konuştu. Akdeniz, 'Her kriz öneminde, her savaş döneminde toplumlarda altüstler ve devrimler olmuştur. Bu dünya sahipsiz değildir. Devrimciler, sosyalistler var. Yeni dünya düzeni ya onların emperyalist düzeni olur ya da sosyalist bir düzen' diye konuştu.
'Sadece seçim gününü beklersek, o eşiği geçemeyiz'
Erzin´deki Artemiz Otel´de düzenlenen ve EMEP Hatay İl Başkanı Mevlüt Bulgur, partinin Erzin ilçe başkanı Mehmet Özaslan, PM üyeleri Halil İmrek ve Yakup Aslandoğan ile bazı siyasi parti, Erzin Belediye Meclisi üyeleri, meslek kuruluşu ile sivil toplum örgütü yöneticisinin de katıldığı kahvaltıda konuşan EMEP Genel Başkanı Akdeniz, iktidarın TBMM gündemine getirdiği Seçim Kanunu´nda değişikliği öngören tasarıyı da eleştirdi. Akdeniz, 'Tasarıda yasaklar var ama başkana bütün olanaklar var. O, devletin olanaklarıyla halkla yarışacak. halkın birliğini, ittifakları bozmaya çalışıyorlar. Hep beraber bu ittifakları güçlendirmeliyiz. İktidar, yanımızdaki savaşı gerekçe gösterip, ülkeyi OHAL şartlarında seçime götürmek istiyor. O bakımdan seçim ve sandık gü venliği ciddi problem. Halkın iradesinin güçlü olması gerekir. Bunun için sadece seçim gününü beklersek, o eşiği geçemeyiz. seçimde hep beraber hareket edip, ´tek adamlığı´ göndermeliyiz. Sandıkta halkın iradesine hep birlikte sahip çıkacağız. halkın iradesinin sandıklara tecellisini sağlayacağız. Dost partilerle iletişim içerisindeyiz. halkı seçeneksiz bırakmayacağız. Asla umutsuz değiliz' değerlendirmesini yaptı. Halkın sokağa çıkılmasını bazı kesimlerin ´provakasyon´ olarak nitelediğini, bazılarının da ´provakasyon olur´ gerekçesiyle bunu istemediğini belirten Akdeniz, 'Asıl provakasyon ve provakasyonu yapanlar, Ankara Garında bomba patlatanlardır. Sokağa çıkmakla provakasyon olmaz' düşüncesini ifade etti.
Sığınmacı konusuna 5 maddelik çözüm önerisi
Suriyeli sığınmacılara yönelik partisinin görüşlerini de anlatan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, seçim öncesi göçmenler üzerine politika yapmanın doğru olmadığını kaydetti. Bir soru üzerine değerlendirme yapan Akdeniz, 'seçime doğru oy almak için Suriyelileri dışsallamak, onları hedefe koymak doğru değil. Olaya çözüm odaklı yanaşmalıyız. ´Seçimden sonra davul-zurnayla göndereceğiz´ ya da ´göndermeyeceğiz´ yaklaşımı doğru değil. Bu yaklaşım sorunu çözmek aksine toplumsal tepkiyi arttırır' dedi ve 5 maddelik çözüm önerisini şöyle sıraladı: 'Belediyelere merkezi bütçeden nüfusa göre gelen kaynak miktarı, ´hemşehrilik hukuku´ kapsamında göçmenler dahil edilerek gönderilmeli. Türkiye ile AB arasında kabul edilen ve Türkiye´yi sığınmacı merkezi haline getiren ´Geri Kabul Anlaşması´ çöpe atılmalı. Türkiye´de doğan 1 milyon çocuk var ve bunlar geri dönmeyecek. Kalıcı bir entegrasyon politikası oluşturulmalı. Yoksa birkaç kayıp kuşak olur ve halkla arasında çatışmalar yaşanır. Geri dönüş koşulları tesis edilmelidir. Çalışma izni koşullarında değişiklik yapmak ve çalışma izin başvurusunu sadece patronlara bırakmayıp, Suriyelilere de çalışma iznine başvuru yapma hakkını vermek lazım.'
Kahvaltının açılışında konuşan EMEP Erzin ilçe başkanı Özaslan da, birlik içerisinde hareket edilmesi halinde yoksulluk ve diğer sorunların giderilebileceğini ifade etti.