Hatay Barosu ile birlikte 18 Baro yönetimi tarafından yapılan ortak açıklamada, kamuoyunda 'evlilik affı' olarak bilinen, toplumsal tepki üzerine daha önce geri çekilen düzenlemenin yeniden Türkiye´nin gündemine taşınmak istendiğini, çocu
Nesrin Geyik/İskenderun
Cinsel istismara uğrayan çocukların istismar edenle evlenmesi halinde, ceza verilmemesi şeklindeki düzenlemeye ilişkin ortak açıklamada, çocuklar söz konusu olduğunda devletlerin ödevinin ‘çocuğu her tür suistimale, ihmale, sömürüye, hak ihlaline karşı korumak ve attığı her adımda çocuğun üstün yararı ilkesini gözetmek´ olduğu vurgulanarak, temel rehberin ise evrensel hukuk normları ve uluslararası sözleşmeler olduğu hatırlatıldı.
Hatay Barosu´nun Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Batman, Burdur, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Mersin, Muğla ve Van barolarıyla yaptığı ortak açıklamada, “Ülkemizce kabul edilen ve onaylanan, dolayısıyla Anayasamızın 90. Maddesi gereğince iç hukuk kurallarımızın üzerinde bağlayıcılığı olan, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi, İstanbul Anlaşması olmak üzere uluslararası anlaşmaları ve yasaları hiçe sayarak; çocuğun vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, manevi gelişimine, geleceğine el uzatan, çocukların tüm hayatlarını onları istismar eden suçluların ipoteği altına alan düzenlemeler hiçbir gerekçeyle kabul edilemez” denildi.
Bu tür düzenlemelerin, bir yandan çocukların temel haklarını ihlal ederken, diğer yandan da kadının statüsünü düşürdüğü, kadınları eğitimsizlik, yoksulluk, bağımlılık ve şiddetle örülü bir döngüye hapsettiği vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: “Kanunlarımıza göre hür iradesi olmadığı kabul edilen çocuk; velisi, vasisi ve hatta Millet Meclisince, evlilik gibi ağır sorumlulukları olan bir kuruma mecbur bırakılmakta ve bu durum modern anlamda köleliğin dayatılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, çocuğun istismarını meşrulaştıran, teşvik eden, özendiren ´evlilik affı´na ilişkin düzenleme çağ dışıdır, hukuk dışıdır ve kabul edilemez. Çocukların çocukluklarını yaşayamadıkları, sağlıklı maddi ve manevi gelişimlerini gözetmeyen, eğitim hayatlarını ve geleceklerini koruyamayan hiçbir çözüm hukuki ve vicdani değildir. Bu hususta, çocukların üstün yararının gözetildiği, çocuklara ve ailelerine yönelik her tür rehberlik hizmetinin aktif hale getirildiği tedbirler, yasal düzenlemelerle hayata geçirilmelidir. Akran çocuklar arasında vuku bulmuş ilişkilerde bile olsa evlilik bir çözüm olarak dayatılamaz.”
“İstismarı bir kere affetmek; tekrarlarına sebep olacak, istisna olduğu iddia edilen düzenleme asıl hale gelecek, henüz 12 yaşındaki oyun çağı çocuklarının kendi çocuklarına bakmak zorunda kalmalarına yol açacaktır” uyarısı yapılan açıklamada, ülkemizdeki tüm çocukların hayatlarından sorumlu olduğumuz bilinciyle hareket edilmesi istendi, yitip giden sağlıksız nesiller yetişmesine, çocuklarımızın hayatlarının çalınmasına engel olmanın hepimizin görevi olduğu hatırlatıldı.
Tartışmaya açılan düzenlemenin, çocuk ve kadın haklarına ilişkin tüm ulusal ve uluslararası mevzuatın ruhuna aykırı olmakla birlikte, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinin 48. Maddesine de açıkça aykırılık taşıdığı, önerilen düzenlemenin Sözleşmenin yasakladığı alternatif çözüm yolu olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, şu talepler dile getirdi: “Barolar olarak, çocuğa ve kadına yönelik şiddeti körükleyen, çocuk istismarı suçunu meşru hale getiren evlilik affı gibi hukuk dışı uygulamalara ilişkin söylemlerin ülke gündeminden derhal kaldırılması, bu hususta sorumlu bir hukuk politikası izlenmesi gereğini önemle vurguluyoruz. Bununla birlikte çocuk ve ülke yararına bir düzenleme yapabilmek üzere disiplinler arası bir tartışma ortamı sağlamak için gerekli organizasyona hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.”
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55