Yeni Çağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, ülkenin 2023 seçimlerini kazanamaması halinde Kemalist devrimlerin kalmayacağını belirterek, 'Ülke elde gidiyor.
İskenderun/SES
Farklılıkları ortaklaştırmak gerekir. 2023 seçimleri kaybedilirse, ülkenin yarınları kaybolur' dedi. Ağırel, yargılandığı davada verilen cezasının Yargıtay tarafından onanması üzerine dün cezaevine teslim oldu.
İskenderun´da Sosyal Haklar Derneğinin düzenlediği 'Parsel parsel Türkiye' adlı söyleşide kitaplarını da imzalayan gazeteci Ağırel, toplumun düşüncelerini ifade etmesinin yaşamsal temellerinden birinin sivil toplum kuruluşları olduğunu söyledi. Kendisinin de sivil toplum kuruluşunun kuruluşunda yer aldığını ve başkanlığını yaptığını anlatan Ağırel, sivil toplum örgütlenmesini önemsediğini söyledi. Bazı siyasi parti, meslek kuruluşu ve dernek yöneticisi ile belediye meclis üyelerinin de katıldığı söyleşide konuşan Ağırel, 'Mustafa Kemal´in attığı temeller o kadar sağlam ki, yıllardır yapılan saldırılar karşısında halen ayakta. Toplumun sesinin bugünlerde maalesef sadece birkaç gazetecinin çabasıyla çıkmaktadır. Birçok gazeteci görevini yapmayınca, görevlerini yapar gazeteciler birşeyler yapmış gibi görünüyor. Ülkede en son katledilen gazeteci Hrant Dink oldu. Onun katledilmesinden sonra, 2007´den beri gazeteciler katledilmedi. Katledilmek üzere cezaevlerine atıldı. Betona gömülüyorlar' diye konuştu. Ağırel, Hatay´ın ülkede birlikte yaşamın yegane yeri olduğunu da ifade etti.
Gazeteci hakkındaki iddianameyi medyadan okumuş
Libya´da şehit olan MİT görevlilerinin isminin yayımlaması nedeniyle yargılandığı davada 4. yıl 8 ay ceza aldığını ve cezasının Yargıtay tarafından onaylandığını anımsatan gazeteci Ağırel, daha önce belli süre tutuklu kaldığı için prosedür gereği cezaevine giriş-çıkış yapacağını ve ardından denetimli serbestlikten yararlanacağını kaydetti. Söyleşinin önemli bölümünde yazılarına karşı açılan toplam 126 davadan bazılarını anlatarak açıklayan Ağırel, iktidarın bazı uygulamalarını anlattı, dış politika, Suriye göçü, ekonomi ve siyaset üzerine değerlendirmelerde bulundu. İktidarın bazı uygulamalarıyla ´kırmızıyı yeşil, karayı da beyaz´ göstermeye çalıştığını öne süren Ağırel, 'Ve buna inanmamızı bekliyorlar. Ülkenin kaynakları belirli kişiler tarafından ne yazık ki yağmalanıyor. Buna karşı, bununla mücadele edecek halk kitleleri de ne yazık ki örgütsüz. Toplum üzerinde baskı kurulmaya çalışılıyor ve bu yapılırken de yargı kullanılıyor. Hukuk artık kişiye göre şekillendiriliyor' diye konuştu. Cezaevinde kaldığı süredeki koşulların, yargılandığı davanın bir ´siyasi davanın´ içinde olduğunu gösterdiğine işaret eden Ağırel, tutuklanma gerekçesininde ´kaçma şüphesinin´ gösterildiğini, twitterden yaptığı paylaşım öncesi uluslararası bir haber ajansı ile kitabına ilişkin yaptığı 954 saniyelik telefon görüşmesinin ´casusluk´ suçlamasını getirdiğini, kendisi ve avukatının ise hakkındaki iddianameyi iktidara yakın medyanın haberinden okuduğunu söyledi. Ülkenin yönetilemediğini belirten Ağırel, 'Adalet ölmüştür' değerlendirmesini de yaptı.
Medya toplumun sorunlarını yansıtmıyor
'Toplum olarak ayakta (hayatta) kalmaya çalışmıyoruz artık karnımızı doyurmaya çalışıyoruz' diyen gazeteci Ağırel, 'İktidar temel haklarımızı bize bir lütuf gibi sunmaya çalışıyor. Yöneticiler bizimle alay ediyor. İktidarın ele geçirdiği şeylerden biri de basın. Bu gazeteler ülkeye verdiği zararın farkında değiller. Medyanın kendi toplumunun sorunlarını yansıtması gerekirken, sorunları bırakmış Kanada, İngiltere ile ilgileniyorlar. Ama tarih gösteriyor ki toplum gazeteci kisvesindekileri affetmiyor. Bugün de affetmeyecek. Tarih yazılırken bu görülecek. Ben halkın içinden geliyorum ve ´mış´lı gazeteciliği sevmiyorum' dedi. İstanbul´da kurulan bir vakfın isim değiştirerek TÜRGEV adını alması sürecini ve terör örgütü FETÖ´nün lideri Fettullah Gülen´in ABD tarafından kurdurulan Komünizmle Mücadele Derneği´nin Erzurum Şube Başkanlığını yaptığını anlatan Ağırel, şöyle konuştu: 'Yaşadığımız süreç tesadüfi bir süreç değildir. 1050´li yıllarda ne yapıldıysa aynı şeyler dizayn edilmeye çalışılıyor. Suni gündemlerle uğraşılıyor, uğraştırılıyoruz. Asıl sorunların temeline inemiyoruz. Ana konulardan uzaklaşıyoruz. Toplum olarak susuyor ve her şeyi kabul ediyoruz. Yoksulluğu kader olarak görüyoruz. Toplumda bir uyanış var ama bu uyanışı örgütleleyecek bir güç var mı? Ben hiç bir siyasi partiye inanmıyorum.'
Gençlerin kullandığı ucuz uyuşturucu: Ateş buz
Yörede halk arasında ´ateş buz´ olarak adlandırılan, kuvvetli bağımlılık yapıcı, renksiz ve kokusuz kimyasal bir uyuşturucu maddesi olan metamfetaminin 5, 10, 15 liraya satıldığını anlatan gazeteci Ağırel, 'Bu uyuşturucu ürünlerin hedefi gençlerimiz. Uyuşturucu burada gençleri mahvediyor' dedi ve yakında bu konuyu işleyeceğini söyledi. Reyhanlı´da Suriyeli nüfusun yerli nüfus oranını geçip, iki katına çıktığını savunan Ağırel, kentte ticareti de Suriyelilerin belirlediğini belirtti ve 'Orası (Reyhanlı) başka bir yer olmuş' dedi. Ağırel, Reyhanlı´da selefi kültürünün yaygınlaştığını, bu örgütlenmenin tehlikeli olduğunu, olası bir karışıklığa zemin hazırlayabilecek yolun yapı taşlarının hazırlandığını, oluşturulan merkezlerle eğitimlerin verildiğini belirtti. HATSU Konferans Salonunda katılımcılara seslenen Ağırel, YÖK kararıyla üniversiteye girişte uygulanan sınav barajı uygulamasının kaldırılmasını eleştirerek, 'Bu eğitimde gelinen son noktayı ve ertelenen işsizliğin resmileştirilmesi anlamına gelir' dedi. Söyleşide moderatörlüğü yapan Sosyal Haklar Derneği İskenderun Temsilcisi Bülent Akbay da, emniyetin söyleşiye önce izin vermediğini Ağırel´in ‘gerekçe´ ısrarı üzerine izin verildiğini belirtti.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01