Sadet Berkyürek/İskenderun
Arap Alevilerinin kutsal bayramlarından biri olan, Hz.Muhammed´in Veda Haccı dönüşü Hazreti Ali´yi halefi olarak ‘taltif ettiği gün´ anısına Kurban Bayramı´ndan 8 gün sonra kutlanan Ğadir Hum Bayramı dolayısı ile Mersin ve Adana´nın yanı sıra Hatay´da da çeşitli etkinlikler yapıldı, dini ritüeller gerçekleştirildi, kesilen kurban etleriyle pişirilen geleneksel hırisi yemeği bayram kutlamasına gelenler ve dar gelirlilerle paylaşıldı.
Gün dolayısıyla Alevi Kültürünü Araştırma Derneği AKAD´ın düzenlediği panelde de Ğadir Hum Bayramının kökeni ele alındı, Hatay´ın kültürel dokusunun farklılığı incelendi. AKAD Kültür merkezi salonunda gerçekleştirilen Ğadir Hum Bayramı ve İslam konulu panele Arsuz Kaymakamı Hacı Hasan Gökpınar, İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, Kaymakam Adayı Ahmet Açıkgöz de katıldı.
Şanlı: Birleşme isteniyordu
Atatürk, silah arkadaşları ve şehitler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından Kur´an- Kerim telavetinin okunduğu panelde kanaat önderi Şeyh Hüseyin Şanlı Ğadir Hum öncesi velayet ve vasiyet, Ali Parlar Ğadir Hum sonrası ayrılıkları, Davut Tümkaya ise Gağir Hum sonrası gelişmeler ile Hatay´ı ele aldı. Ğadir Hum´un İslam alemi için önemini ve Hazreti Ali´nin özelliklerini ele aldığı konuşmada Hüseyin Şanlı, şunları kaydetti: “Sonuç olarak Ğadir Hum biati Allah´ın emriyle Hz Muhammed tarafından Hz Ali´ye yapıldı. Hazır bulunan yüzbinlerce Müslümanın da Hz Ali´ye biat etmesi sağlandı. Peygamberden sonra Müslümanların Hz. Ali´nin vasiliği ve velayetini kabul edip Ğadir Hum biatine sadık kalması umuldu. İslam aleminin parçalanmaması, ihtilafa düşmemesi amaçlanıyordu. Ehlibeyt şemsiyesi altında tüm Müslümanların birleşmesi isteniyordu.”
Tümkaya: Huzurlu kent modeli Hatay´dır
Panelin konuşmacılarından Davut Tümkaya, dileklerinin ‘halkın hurafelerden uzak, şaibelerden ırak kalması ve doğru yolda ilerlemesi´ olduğunu belirterek Hatay´ı farklı kılan özelliği ise şöyle özetledi: “Zaten Hatay ilimizi farklı kılan en önemli özelliği; dini, dili, mezhebi ve ırkı farklı olan, küçük ya da büyük; topluluk ya da cemaat olarak, bir çok insanın bir arada ve huzur içinde sosyal barışı sağlaması, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde, hoşgörü ilkesi doğrultusunda, mutlu ve huzurlu bir kent modeli olmayı başarabilmesidir.”
Hatay´da mezhepsel, ırksal ve dinsel farklılıklara saygı göstermeyi yaşam tarzı haline dönüştürmüş ve bu farklılıkları zenginlik olarak gören yaşam biçimine dikkat çeken Tümkaya, devletlerin silahlanma gerekçelerini eleştirdi. Tümkaya, konuşmasını söyle sürdürdü: Maalesef bu silahlanmalar konuşan, düşünen ve sorgulayan insanlar için yapılıyor. Ya zengin ya daha güçlü görünmek için. Ey dünya halkı, siz Hatay´daki kardeşlik ve barışı örnek alsaydınız silahlanmanın ne kadar gereksiz olduğunu görürdünüz.”
“Silah geliştirmek gelişme olarak görülüyor”
Aleviler olarak Kuran-ı Kerim´in sosyal dayanışma, toplumsal barış ve insanların birbirlerini sevip hoşgörü göstermesi ile ilgili ayetlerini yaşayarak okuduklarını ve yorumladıklarını da aktaran Tümkaya, günümüzde silahlanma yarışına karşı ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Günümüzde bilim ve teknolojinin vardığı noktanın gücü ile insanoğlu robotlar istihdam edebiliyor, gökyüzünü fethedebiliyor, iletişimdeki gelişmeler sayesinde de dünyayı insanlar için yakınlaştırıp küçültebiliyor. Ama ne yazık ki insanlar aynı teknolojiyi kullanarak birbirini öldürmek için silahlar da yapabiliyor ve bunu da teknolojik gelişme olarak görüyor.”
Ğadir Hum neden önemli?
AKAD olarak Hz. Muhammed´in özetlenerek paylaşılan veda hutbesinin bütününü çevirerek yaygınlaştırmayı da hedeflediklerini söyleyen Davut Tümkaya, Veda haccı hutbesinin sevgi ve barış yolunu gösterdiğini, tüm İslam aleminin Gadir Hum beyanatını kabul ederek bu yolda ilerlemiş olsaydı bugüne kadar yaşanan çatışma ve ihtilafların da önlenmiş olacağına inandığını kaydetti. Tümkaya, “Ğadir Hum günü önemlidir. Çünkü tüm İslam alemi Ğadir Hum beyanatını kabul etmiş ve bu yolda ilerlemiş olsaydı İslamiyet 73 fırkaya ayrılmayacaktı, Camel Savaşı olmayacaktı. Alevi Sünni ortaya çıkmayacaktı. Mezhepler oluşmayacak, dinle ilgili ihtilaflar olmayacak, kimse Kuran´a karşı gelmeyecek, İslamiyet en doğru ve en güzel şekliyle dünyaya yayılacaktı. Kimse din adına insan öldürmeyecek, Kerbala vahşeti yaşanmayacaktı. Din adına kan ve şiddet yayılmayacak, sadece ve sadece sevgi, hoşgörü, barışseverlik, tüm inançlara saygı ve tevazu yayılacaktı” şeklinde konuşu.
Yenmiş´ten ‘örgün eğitim´ vurgusu
Panelin açılış konuşmasını yapan AKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Yenmiş, düzenledikleri toplantı, konferans ve panellerle Ğadir Hum olayını, bayram olarak algısının nereden geldiğini, bu olayın niteliğini ve neden İslam´da sadece Alevilerin kutladığını anlatmayı amaçladıklarını söyledi. 7.650 m2 kapalı alana sahip AKAD Kültür Merkezi´ni katkı ve bağışlarla inşa ettiklerini belirten Yenmiş, “Bu inşaatın bizler için önemi, İslam inancını doğru bir şekilde Kur´an-ı Kerim, Ehli Beyt öğretisi ve sünneti nebevi ilmiyle donatılmış bir Alevi öğretisini örgün eğitimle kardeşlerimize vermektir” dedi.